Hürriyet’te Musa Kesler imzalı ve 14 Ağustos , 2024 tarihli bir yazı yayınlandı. Özetin hulâsası şöyle:
{Süt kardeşten Ata’ya mektup
Mustafa Kemal Atatürk’ün özel hayatına dair yeni bir belge ortaya çıktı. Altınbaş Üniversitesi’nden Doçent Dr. Kenan Özkan ve Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi’nden Prof. Dr. Sevilay Özer, Atatürk’ün süt kardeşi Saime Hanım ile mektuplaşmasını yayınladı.
Devlet Arşivleri Başkanlığı’ndaki Atatürk Koleksiyonu’ndan çıkan belgelere göre İstanbul Çengelköy’de ikamet eden Saime Hanım, Diyarbakır-Silvan’da Kolordu Komutanı olan Mustafa Kemal Paşa’ya 15 Temmuz 1916’da yazdığı mektubu oraya gönüllü asker olarak giden eşiyle gönderdi.}
Bizim Mirat Haber.com olarak amacımız olaylardan hareketle İslam’ı bildiğimiz ölçüde tanıtmak ve böylece hayata Müslümanca bakılabilmesine ve mutlu olunmasına katkı vermektir.
Bu vesile bir daha açıklayalım; Mustafa Kemal’in bizzat kendisi “Mustafa”yı atmış, ”Kemal”i de ‘Kamâl’e çevirtmiş ve çıkarttığı özel bir yasa ile de Atatürk soyadını almıştır. Son üç yılında Kamâl Atatürk isim-soyadının kullanmıştır. Hâlâ Mustafa Kemal denmesi cehalet veya ona saygısızlıktır.
Gerçek böyle olmasına rağmen Mustafa Kemal’de ısrar edilmesi, milletimizin onun devrimbazlığını değil, 1919-1922 arası Mustafa Kemal olarak yaptıklarını benimsediğini göstermektedir.
Konumuza dönelim.
Kamâl Atatürk bir Osmanlı çocuğudur. Çevresinde ve ailesinde şöyle veya böyle İslam yaşanmaktadır. Süt kardeşliği de bilinmektedir.
Günümüzde değil Atatürkçülerin kahir çoğunluğunun Ülkemizde İslam cahili haline getirilmiş milyonlarca Müslümanın da süt kardeşliğinin ne olup olmadığını bilmediğine eminiz.
Bunun içindir ki kurucu yazarımız Ali Rıza Demircan hocamızın kaleminden dört gün süren bir yazı dizisiyle süt kardeşliği konusunda bilgilendirme yapmıştık. Son bölünün linkini vermekle yetinelim:
https://www.mirathaber.com/sut-akarabaligi-icin-memeden-emme-ve-emzirme-gerekli-midir/
Süt kardeşliği konusunu, Kur’ân ve Sünnet çizgisinde şöylece özetleyebiliriz:
Bir erkek veya kız çocuğunun İLK İKİ YAŞ içinde bir kadının BİZZAT GÖĞSÜNDEN besleyecek şekilde en az beş doyum süt emmesiyle süt anneliği ve kardeşliği oluşur. Emen çocuk, emzirenin doğurduğu bütün çocuklarla süt kardeşi olur. Süt anneliği ve kardeşliği evlilik engelidir. (Bakara 233) Ancak nesep kardeşliği gibi miras alma ve verme sebebi değildir.
Osmanlı devletinde gayr-ı müslimlerin Ahval-i Şahsiye denile evlenme, boşanma ve miras konuları kendi hukuklarına göre düzenlenirdi.
Cumhuriyetin ilk yıllarında kendilerine karşı İstiklal harbi verdiğimiz sömürücü Batı ülkelerinden kanunlar tercüme ettirilerek milletimize dayatıldı. Yahudi şapkası için bile onlarca masumun canına kıyılarak terör estirildi.
Bu arada İsviçre’den tercüme ettirilen ilkel kanunla da Anadolu’muzda BİN yıldan beri uygulanan evlilik hukuku ile birlikte süt kardeşliği de evlilik engeli olmaktan çıkarıldı.
İslam karşıtlığının tam olması için İslam Dini’nin red ettiği evlatlık uygulaması da kabul edilerek evlatlık evlilik engeli ve miras alma verme sebebi kılındı.
Yazımızı, bilim adamlarına sorma gereğini duyduğumuz bir hususa değinerek bitirelim:
Bir insanın 1919-1922 arası sözleri ve işleriyle sonrası arasında bu kadar büyük farkın sebepleri ne olabilir?
MİRATHABER.COM -YOUTUBE-