Derdi olmalı Müslümanın… İslam’ı yaşamak ve yaşatmak gibi bir derdi… Yanmalı yüreği… O yüreğinde yanan ateş enerjiye dönüşmeli, o enerji de fiile ve eyleme…
Müslüman, bu dünyada kılmadığı namazları için bir ateşin yandığını hissetmeli yüreğinde… Tutmadığı oruçları için de yüreğinde hissetmeli o ateşin yakıcı tesirini.
Peygamberimiz (sav)’in İzinden gidemediği için yanmalı Müslüman’ın yüreği…
Dünyalıklarla doldurduğu yüreği öyle bir yanmalı ki Müslüman’ın, o kalpte dünyalık sevgisi adına hiçbir şey kalmamalı… O ateş yakmalı bütün yüreğine doldurduğu dünyalıkları…
Etrafında ki insanları iyiliği emir, kötülükten men etmediği için yanmalı yürekler…
Bir kötülük gördüğünde onu eliyle, eliyle gücü yetmez ise diliyle, ona da gücü yetmez ise buğz etmediği için yanmalı yürekler…
İslam’ın özü ve özeti olan sevgi ve merhamet duygusundan uzak olduğu ve yaşadığı için yanmalı Müslüman’ın yüreği…
Kudüs için yanmalı…
Irak için yanmalı…
Suriye için yanmalı…
Hatta bütün insanlık için yanmalı ve dertlenmeli Müslüman…
Şu yaşadığımız keşmekeş asırda yanmıyor ve dertlenmiyorsa Müslümanın yüreği, kocaman kocaman problemleri var demektir insanlığın…
Hatta Müslümanların, mensup olduğu diniyle sorunları var demektir…
Hz. Ebu Bekir’in sadakati, Hz: Ömer’in adaleti ile yanmalı Müslümanın yüreği…
Hz. Osman’ın hayâsı, Hz. Ali’nin cesaretini kuşanmalı Müslüman ve yakmalı yüreğinde ki ateşi…
İslam coğrafyası ateş yumağına dönmüşken yanmıyorsa Müslüman’ım diyenlerin yürekleri, sormak lazım; “Kim giyecek ki bu ateşten gömleği?”
Gönülleri İslam davasıyla yanan yüreklere, selam, saygı ve muhabbetlerimle…
Şaban DOĞAN