Yine de içerdiği muazzam kârlar nedeniyle bazı İngiliz tüccarlar arasında köle baskınları devam etti. Bu, İngiltere’nin “meşru” ticaret araçlarını daha sıkı bir şekilde zorlamasına ve ardından şirketlere Batı Afrika’daki ticareti sömürmeleri için imtiyazlar vermesine yol açtı. Bu şirketlerin en başarılısı, 1879 ile 1900 yılları arasında tüccar George Goldie tarafından yönetilen Royal Niger Company (RNC) idi. Goldie, bölgede maden şirketleri kurarak Nijerya ve Güney Afrika’nın sömürgeleştirilmesinde etkili oldu. Köle ticaretinden süregelen aynı şiddeti ve korkutmayı kullanan memurların yönetiminde idari görevler kurdu. Tarihçi Felix K Ekechi, Portrait of a Colonizer: H. M. Douglas in Colonial Nigeria, 1897-1920, (Bir Sömürgecinin Portresi: Sömürgeleştirilen Nijerya’da H. M. Douglas, 1897-1920) isimli kitabında, “sömürge yetkililerinin ve özellikle önceki yöneticilerin Afrikalılara karşı yalnızca buyurgan ve zorba değil, bilinçli olarak duygusuz ve acımasız olduklarını” savunuyor.
İngiltere, tüccarlarını yerel rekabetten korumak için ayrımcı politikalar uyguladı. Yerli palmiye yağı ticaretine yüksek gümrük vergileri getirdi ve ücretlerini ödemeyenlerin mallarına el koydu. Afrikalı tüccarlar kendi ekonomilerini büyütemeyeceklerini gördüler. RNC’nin Oxford Üniversitesi’nin Bodleian kütüphanesinde tutulan makalelerine göre bu, yerel halkta düşmanca bir muhalefete yol açtı. Çiftlikler ve tüm köyler yakıldı ve köylüler artan muhalefeti kırmak için dövüldü. Tarihçi Siollun, şirket hakkında “Halklara, Britanya yerli köleliği; onun yerine kendi köle emeği sistemini yerleştirmek için kaldırmış gibi göründü.” diyor.
RNC’nin uyguladığı tarifeler onu son derece kârlı hale getirdi. Parlamento belgelerine göre, hissedarlara yıllık yüzde altı kâr sağladı.
1884 Berlin Konferansı, Avrupa’nın Afrika toprakları üzerindeki iddialarını onayladıktan sonra Goldie, 1897 yılında Nijerya’nın Nupe ve Ilorin krallıklarına karşı cezalandırıcı seferler düzenledi ve oradaki yöneticileri, bölgede bulunan askeri karakollara karşı muhalefetleri nedeniyle görevden aldı. RNC daha sonra 30 milyondan fazla nüfusu kapsayan toprak parçalarını kontrol etti.
1899 yılında Middlesex Milletvekili Henry Labouchère, bir parlamento toplantısında toprak edinme sürecini anlattı, “Şu ya da bu şirketle bağlantısı olan biri siyah bir adamla tanışır. Tabii yanında tercümanı da var. Siyah adama belirli bir arazinin sahibi olup olmadığını sorar ve eğer bir kağıt imzalayacaksa bir şişe cin alacağını söyler. Siyah adam hemen kabul eder; önüne bir kağıt konur ve üzerini işaretlemesi söylenir, o da yapar. Sonra diyoruz ki, imparatorun, kralın veya şefin veya ona her ne diyorsanız, onun ülkesindeki tüm hakların bize verildiği bir anlaşma yaptık. Bütün bu anlaşmaların kökeni budur.”
Çeviren: Zehra Kaya
Kaynak: https://www.aljazeera.com/features/2021/10/12/stealing-africa-how-britain-looted-the-continents-art