islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
34,7078
EURO
36,7831
ALTIN
2.947,52
BIST
9.924,54
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
14°C
İstanbul
14°C
Az Bulutlu
Cuma Çok Bulutlu
16°C
Cumartesi Hafif Yağmurlu
15°C
Pazar Parçalı Bulutlu
18°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
17°C

Ailece Camiye!

Ailece Camiye!
8 Ekim 2018 06:51
A+
A-

Rasûlüllah (s.a) birçok hadislerinde, cemaatle namazın muazzam faziletini ve sevabını vurgulamıştır:

“Sizden birisi, güzelce abdest alır ve namaz kılmak için camiye giderse, oraya varıncaya kadar, attığı her adım için, Yüce Allah onu bir derece yükseltir ve bir günahını affeder. Camiye girip, orada kaldığı sürece de, hep namazdaymış gibi sevap kazanır. Oradan ayrılmadığı müddetçe melekler, ‘Allah’ım bunu bağışla, Allah’ım buna rahmet et’ diyerek dua ve istiğfar ederler.” (Buharî, Ezan 30)

“Eğer halk yatsı ve sabah namazlarındaki fazileti bilselerdi, emekleyerek dahi olsa cemaate gelirlerdi.” (İbn Mâce, Mesâcid 18)

 “Yedi kişi vardır ki, Allah onları hiçbir gölgenin olmadığı kıyamet gününde kendi gölgesinde gölgelendirir. (Bunlardan biri de) tekrar dönünceye kadar kalbi camiye bağlı olan kimsedir.”(Buhârî, Ezan 36)

Rasûlüllah (s.a), ashabına sordu:

-“Size, Allah’ın kendisiyle günahları yok edip, dereceleri yükselteceği hayırları haber vereyim mi?”

-“Evet, yâ Rasûlallah!”dediler. Efendimiz şöyle buyurdu:

-“Güçlüklerle de olsa abdesti güzelce almak, mescitlere doğru çok adım atmak, bir namazı kıldıktan sonra öteki namazı beklemek. İşte ribâtınız, işte bağlanmanız gereken budur.”(Müslim, Taharet 41)

Efendimiz (s.a), cemaatle namazın hikmetini şöyle açıkladı:

“Üç ki­şi bir köy­ ve­ya sah­ra­da bu­lu­nur ve ara­la­rın­da ce­ma­at­le na­maz kılınmaz­sa, şey­tan on­la­ra hâkim olur. Öyleyse ce­ma­at­ten ay­rıl­ma; zira kurt ancak sü­rü­den ay­rı­lan ko­yu­nu yer.” (Nesâî, İmamet 48)

Cenâb-ı Hak, kutlu Rasûlü’ne savaşta dahi cemaatle namaz kılmayı emretti:

“Sen iç­le­rin­de olup da on­la­ra na­maz kıl­dı­ra­cak olur­san, on­lar­dan bir bö­lü­mü se­nin­le bir­lik­te na­ma­za dur­sun, si­lah­la­rı­nı da yan­la­rı­na al­sın­lar.”(Nisâ, 4/102).

Savaşta bile terkedilmeyen ce­ma­atle na­maz, güven ortamında nasıl terkedilebilir?

Camiye gitmemek için bahanelerüretebiliriz. Oysa Asr-ı Saadette gözü görmeyenler bile camiye gelirdi.

“Beni mescide getirecek kimsem yok. Evimde namaz kılabilir miyim?”diyen, görme özürlü sahabeye Efendimiz (s.a): “Ezan sesini işitiyor musun?”diye sormuş, “Evet”cevabını alınca da: “Öyle ise davete icabet et, cemaate gel”buyurmuştu.  (Müslim, Mesacid 255)

Efendimizin, vefatına yakın, ayakta duramaz haldeyken ashabının yardımıyla mescide gidip cemaatle son namazını kılmış olması, camiye gelmemek için öne sürdüğümüz tüm bahanelerigeçersiz kılar.

Cemaatle namaz kılmanın, tek başına kılmaktan 27 kat daha faziletli olduğunu (Buhârî, Ezan 30-31; Müslim, Mesâcid 249; Tirmizî, Salât 161; Nesâî, İmamet 42) açıklayan Rasûlüllah’ın ümmeti olarak, gelin bu fazilete nail olalım.

Kadınlara gelince; erkekler gibi cemaate devam etme yükümlülüklerinin olmaması, onların camiye gelmelerine engel değildir. Peygamberimiz devrinde kadınların ve kızların, vakit namazları ve cuma namazlarından başka bayram namazlarına da katıldıklarını biliyoruz. Hatta Efendimiz (s.a), özürlü olanların da namaz kılamasalar da gelip bayram coşkusuna katılmalarını istemiştir.

Kadınlar, Rasûlüllah (s.a) ile beraber na­maz kılmaya çok istekli olduklarından Hz. Pey­gamber (s.a), kadınların mescide gitmelerinin engellenmemesiniem­retmiştir. Hatta gece namazları için mescide gitmeye izin isteyen kadınlara, bunun güvenlikli bir şekilde sağlanmasını istemiştir (Buhârî, Cum’a 13; Ebu Dâvûd, Salât 52).

Çocuklarında camiye geldiklerini, hatta çok küçük yaşta çocukların bile hem de sabah namazında anneleri tarafından camiye getirildiğini biliyoruz.

Çocuğun gönlünde cami, tanıdık tanımadık bütün büyüklerin gülücükler dağıttığı, coşkuyla kucaklaştığı bayram yeridir… Büyüklerin büyülü dünyasından, ibadetin uhrevî atmosferine geçişin eşiğidir cami… Dininin sembollerini camide tanır çocuklar. Çocuklara Allah’ı sevdirmek, camileri sevimli hale getirmekten geçiyor. Öyleyse, camilerimizi çocukların kendisinden kaçacağı yerlerdeğil, kendisine kaçacağı yerlerhaline getirmek gibi çok acil bir görev bizi bekliyor.

O halde “hayatın merkezi”haline getirmemiz gereken camilerimizde neden ailecek yer almayalım?

Hanımları, kızları ve çocukları camiyleyeniden buluşturarak, dini hayatın canlılığını, ailede huzur ve mutluluğu daha iyi yakalayabiliriz.

Gelin, güzelcecamiye gelelim, camiyi güzeleyleyelim, cemaatle namaz kılarak güzelleşelim.

Unutmayalım ki camiler, içini çocuk, kadın, erkek hep birlikte, omuz omuza, cıvıl cıvıl insan nefesi ve sesiyle, dua fısıltısı ve ibadet coşkusuyla doldurdukça güzelleşecektir.

Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.