islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,3275
EURO
34,4808
ALTIN
2.393,12
BIST
10.276,88
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Açık
19°C
İstanbul
19°C
Açık
Pazartesi Açık
21°C
Salı Az Bulutlu
24°C
Çarşamba Az Bulutlu
19°C
Perşembe Çok Bulutlu
17°C

ANNE OĞUL VE ELMA       

ANNE OĞUL VE ELMA       
14 Ağustos 2023 14:45
A+
A-

Bir çocuğun elinde iki tane elma varmış. Annesi ona “ Elmalardan  birini bana verir misin? Demiş.  Evladı hemen  elindeki elmalardan  birini,  daha sonra da diğerini ısırıvermiş. Annesinin yüzündeki o güzel tebessüm ve içindeki mutluluk hissi birden kayboluvermiş ve suratı asılmış. Yüz ifadesinden oğlunun onu hayal kırıklığına uğrattığı anlaşılıyormuş.  Anne  bu olumsuz  duygular içinde iken oğlu,  ısırdığı elmalardan birini  annesine uzatarak, “Al anne  bu daha tatlı”  demiş. Annesi yaşadığı hayal kırıklığından sonra oğlunun bu davranıştan  o kadar etkilenmiş ki  adata donup kalmış ve  ona  ne diyeceğini  bilememiş ve susmuş.  Bir  anda  o anne, hem şaşkınlık, hem hayal kırıklığı, hem de mutluluk duygularını  peş peşe bir arada yaşamış.

Anlatılan hikaye böyle. Ne var bunda, adı üstünde bir hikaye deyip geçmemek gerekiyor. Zira  her hikayede alınacak  bir ders ve bir mesaj  bulunuyor. Elbette ki bu hikayeden   de  alınacak bir  ders ve bir mesaj  var,   o da yaşı  ne  olursa olsun;  ne kadar  tecrübeli ve  ne kadar bilgili  olursa olsun insanın,  her hangi bir  davranış  karşısında muhatabına açıklama fırsatı vermesi, bu nedenle de  acele etmemesidir. Zira insanların, acele ile verdikleri  kararlardan, çoğu kez pişmanlık duydukları biliniyor.  Nitekim  atalarımız da  “Acele işe şeytan karışır”  diyerek  bu konuya  dikkat çekmişler.

Bu nedenle her duyduğumuz sözün doğruluğunu; her gördüğümüz olayın  da iç yüzünü araştırmadan, acele ile  karar vermemek icap ediyor. Nitekim Allah Teâlâ da  bize “Fasıkın biri  size haber getirdiğinde onu araştırın” (Hucurat,49/6) tavsiyesinde  bulunuyor ve acele ile  vereceğimiz bir karardan dolayı pişmanlık duyacağımızı hatırlatıyor. Hz. Peygamber’in de bu tavsiyeye uyduğu ve gereğini yaptığı biliniyor. Dolayısıyla bir Müslüman olarak bizim de yapmamız gereken bu tavsiyeye  uymak ve gereğini yapmaktır. Ancak  Allah’ın  bu tavsiyesine uyuyor muyuz veya ne kadar uyabiliyoruz?  Sanıyorum bu konuda ciddî sorunlar  yaşıyoruz. Bunun için de  kendimizi  bir   hesaba çekmemiz gerekiyor.

M C Bâki

 

ETİKETLER: Manşet
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.