islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,5889
EURO
34,8006
ALTIN
2.499,03
BIST
9.444,54
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Hafif Yağmurlu
14°C
İstanbul
14°C
Hafif Yağmurlu
Cumartesi Açık
20°C
Pazar Az Bulutlu
21°C
Pazartesi Az Bulutlu
21°C
Salı Az Bulutlu
22°C

Ayasofya’yı Hz. İsa’ya İnananlar Yaptı. Ona ve Hz. Muhammed’e İnananlar da Korudu ve Yaşatıyor

Ayasofya’yı Hz. İsa’ya İnananlar Yaptı. Ona ve Hz. Muhammed’e İnananlar da Korudu ve Yaşatıyor

Evet Ayasofya’nın açılışı Ortodoks dünyasını sevindirmelidir.

Gerçek dindarlık bunu gerektirir. Çünkü Ayasofya’yı Müslümanlar yaptı, Müslümanlar yaşatıyor ve mabet olma vasfını da koruyor.

Ayasofya’yı Müslümanlar Yaptı

Pek çok kişi önemli bir gerçeği gözden kaçırmaktadır. Bu sebeple bazı hatırlatmalar yapma gereğini diyoruz.

Yüce Kitabımız Kur’ân’ın açıklamasına göre İslâm Dini bütün peygamberlerin ve kutsal kitapların ortak Tebliğidir/varlığıdır.

“Allah katında kabul gören din İslâm’dır. Daha önce kitap verilenler, azgınlıkları yüzünden kendilerine hakikat bilgisi geldikten sonra, bu konuda farklı görüşlere saplandılar. Allah’ın mesajlarını kim örtbas ederse bilsin ki, Allah hesabı çarçabuk görendir.” (Al-i İmran 3/19)

Hz. Muhammed İslâmdinin son ve evrensel kılınan peygamberi, onun tebliğ ettiği Kur’ân-ı Kerîm de cihanşümul son kitabıdır.

Hz. Adem, Hz. Nuh, Hz. İbrahim, Hz. Hz Davud, Hz. Süleyman ve Hz. İsa vs.  İslâm’ın Peygamberleridir. Asliyetleri itibarıyla örneğin Zebûr da, Tevrat da ve İncîl de İslâm’ın Kutsal Kitap’larıdır.

Biz Muhammed çağı Müslümanları böyle inanmakla yükümlüyüz.  Hatırlatalım : Dar anlamda Hz.  Muhammed’in Kur’an ile tebliği olan İslâm’ın iman esasları, Allaha ve ahiret hayatına iman yanı sıra peygamberlere ve onların tebliğ ettiği kutsal sahifeler ve Kitaplara inanmaktır:

Ey iman edenler! Allah’a, peygamberine, peygamberine indirdiği kitaba ve daha önce indirdiği kitaba iman edin. Zira Allah’ı, meleklerini, kitaplarını ve peygamberlerini ve ahiret gününü inkâr eden, gerçekten şiddetli ve derin bir (sapıklığa düşmüştür.”  (Nisa 4/136)

Ayasofya Hz.Peygamberden Öncedir

Ayasofya, mîladi 537 yılında Müslümanlar tarafından yapımı  tamamlanarak ibadete açılmış İslâm mabedidir. Çünkü Hz.Muhammed’in peygamberliğinden önce gelmiş olan Hz. İsa’nın peygamberliği geçerliydi ve ona inanan insanlar da Kur’ân’da açıklandığı üzere Müslümanlardır:

 “İsa, İsrailoğullarının Allah’ın gönderdiği gerçekleri örtbas etme temayüllerini farkedince sordu: ‘ Kim Allah yolunda benim yardımcılarım olacak?’ İsa’ya bağlı olan havariler cevap verdiler: “Biz Allah yolunda senin yardımcıların olacağız. Biz Allah’a inandık, şahid ol biz Müslümanlarız.” (Al-i İmran 3/52)

Namaz Hz. İsa’nın Tebliğinde de Vardı

Namaz Hz. İsa dahil bütün peygamberlerin tebliğlerinde vardı. Tahrif edilmiş olmakla birlikte Süryanilerde bu gün de vardır. Özetlersek Ayasofya’yı yapan Hz.İsa’ya  İmanlı Müslümanlardır. Onların  bir kısmının Allah’a ortak koşma olan Allah’ı üçleme (Teslis) inancına kaymış olması ve namazın tahrif edilmesi, Ayasofya’nın Müslümanlar tarafından ibadet için yapılmış mabet olduğu hakikatini değiştirmez. Ayasofya’nın Hz. İsa’yı tanrılaştıran insanlar tarafından yaklaşık 900 sene dini merasimler ile yaşatılması da mabetlik vasfını değiştirmemiştir.

Kaderine terkedilmiş olup mail-mail-i inhidam olan /yıkılmaya eğilimli olan Ayasofya’yı, fetih askerleri arasında, “latin serpuşları görmektense Osmanlı/Türk sarığı görmeyi tercih eden” ve Osmanlı adaletine inanan Ortodoksların da bulunduğu İstanbul’un fethi sonrasında Ayasofya Hz. İsa’nın da tebliği olan namaz ibadetiyle varlığını sürdürmüştür.

Kiliseler dahil adının anıldığı hiçbir mabedin  yıkılmasına izin vermeyen Rabbimizin buruğu gereği Ayasofya  yıkılmadı. Bilakis yaşatıldı:

[…Allah insanların bir kısmını diğeriyle savmasaydı, şüphesiz o zaman içlerinde Allah’ın isminin çokça anıldığı manastırlar, kiliseler, havralar ve mescitler çoktan yıkılıp gitmiş olurdu. Ve şüphesiz Allah, kendi dinine yardım edenlere, mutlaka yardım edecektir. Şüphesiz ki Allah, çok üstündür, çok güçlüdür. ]  (Hac22/30)

Ayasofya’nın Müze Yapılması

Ayasofya’nın  1934’de müzeleştirilmesi, yapılış amacına aykırıydı. Daha açık bir anlatımla Hristiyan ve İslâm hukukunca laneti gerektiren bir işlemdi. Bu sebeple Ayasofya’nın yeniden ibadete açılması, gerçekten  ibadetli olan bütün Hz. İsa bağlılarını mutlu etmesi gerekir.

İstanbul’da fetihten bu yana varlığını koruyan onlarca kilise var. Kiliseler kapatılmamış ibadete açık tutulmuştur. Bizim gösterdiğimiz hassasiyet Hristiyanlar tarafından bu günkü Yunanistan sınırları içinde kalan camilerimize  gösterilmemiş, üstelik yıktırılmıştır. Önemli bir kısmı da kiliseye dönüştürülmüştür.

Bu hakikati, insaflı Hristiyanlar ve Hristiyan din adamlarının insaflılar da dile getirilmektedir. Yazımızı, bizi doğrulayan haberi birlikte okuyarak bitirelim:

https://www.hurriyet.com.tr/dunya/yunan-papazdan-ayasofyanin-cami-olmasina-ovgu-41573981

Yunanistan’da, papaz Evangelos Papanikolaou, “Ayasofya’yı koruyan Türkler olmasaydı, Ayasofya çoktan düşerdi.” dedi

Başkent Atina yakınlarında bulunan Rafina’daki Analipseos Kilisesi’nde düzenlenen ayinden sonra konuşma yapan Papanikolaou, “Ayasofya gibi büyük bir yapıyı kim koruyacaktı? Türkler korudu.” dedi.

Papanikolaou, Türklerin Girit’te hiçbir kiliseyi kapatmadıklarını fakat Yunanistan‘da Othonas’ın emriyle çok sayıda manastır ve kilisenin kapatıldığını vurguladı.

Türklerin hüküm sürdüğü dönemde insaların dinlerini özgürce yaşayabildiğini ifade eden Papanikolaou, şöyle devam etti:
“Bu yüzden insanlar ‘Latin serpuşu yerine Türk sarığı görmeyi tercih ederim’ demişti. Bana kalsa ikisi de görülmesin ama ikisinden birini seçmek zorunda kalırsam Türkleri tercih ederim”.

Ayasofya’ya, müzeyken birçok turistin uygunsuz kıyafetlerle girdiğini ancak bundan sonra ayakkabısız, uzun bir elbise ve başörtüsü ile girileceğini söyleyen Papanikolaou, “Bu, saygı göstergesi değil mi? Belki de bunu bir lanet olarak değil, bir düzeltme olarak algılamalıyız.” şeklinde konuştu.

Ali Rıza DEMİRCAN

İlahiyatçı – Yazar Ali Rıza Demircan’ın “Bir Kuşluk Vakti”nde Güzel Kul Olma Mücadelem – Hatıralar” adlı yeni kitabını sipariş vermek için görsele tıklayınız.

ETİKETLER: Hz. İsa
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.