Bin Kunduz!

Yeni dünya düzeninin kültüründe çağdaş putlar olan Süper Kahramanlar kültürün her köşesinde sızıyor. Hollywood en büyük vurgunlarını Süper Kahramanlardan elde ederken, Birleşmiş Milletler bir sapık Süper Kahramanı kadınlara örnek rehber veriyor, diyanet çocuklara namazı ve havayolu şirketleri yolculara uçuş güvenliğini Süper Kahramanlarla anlatıyor. Yeni nesil kültürün bu putları ve ilahları gerçekten o kadar zararsız mı?

Sinemalarda gösterime giren filmler arasında dünyada yarım milyar lirayı çoktan aşmış gişe hasılatıyla Harika Kadın Wonder Woman da var. Yaz döneminde sinemalarda çok sayıdaki süperkahraman filminden sadece biri. İsrail ordusundan gelme bir kadın oyuncunun başrolünü oynadığı film, Amazon ırkından ve ilahe Diana da olan bir çizgi roman kahramanına dayalı. Kahraman daha önce Amerikan bayrağından yapılma bir mayo giyerken, dünyadaki Amerikan karşıtlığı da düşünülerek filmde beynelmilel bir mayo giydirilmiş.

Süper kahramanlar, 1920’li ve 30’lu yıllarda New York’a yeni göçmüş olan Doğu Avrupa Yahudilerinin kaleminden çıktı. Yeni göçmenler, sıkıntılı başlayan hayatlarındaki hayallerini, süper güçlerle yansıttılar. Yahudi çizerlerin hepsinin bir gizli Musevi ismi bir de umuma yönelik Amerikan isimleri olduğu gibi süperkahramanların da gizli ve açık ismi oldu. Superman gibi kahramanlar güçlerini yeni ortamın çok kolay ve yumuşak olmasından alıyordu. Bunların bilimsel görünümlü veya büyüye dayanan güçleri vardı.

Fakat ortak yönleri bu çizgi romanlara dinin hele Hristiyanlığın girmemesiydi. Tıpkı Kovboy roman ve filmleri gibi süperkahramanların da kendine ait, dindışı ahlak modeli vardı. Bu dindar Amerikalıları, özellikle de bu resimli romanlardaki şiddet, suç, acımasızlık, büyü, putlar, erotizm, batıl inanç gibi konulardan hoşlanmayanları rahatsız ediyordu. Fakat dağıtım kanalları bunları en ücra köşelere kadar Amerikan çocuklarına dağıttı ve alıştırdı.

Savaş dönemi gelip de bu çocuklar Almanlara ve Japonlara karşı orduya yazılınca, çizgi romanlar da onlarla birlikte orduya yazıldı. Hatta savaş için üretilmiş Kaptan Amerika gibi kahramanlar Amerikan halkının milli duygularını Nazi’lere karşı daha savaş başlamadan coşturdu.

Fakat savaştan sonra, özellikle çizgi romanların aşırı şekilde yaygınlaşması, kültürü belirler noktaya gelmesi, daha karanlık ve acımasız, daha erotik ve şiddete dayalı olması neticesinde dindar kesim bunları boykot etmeye ve süperkahraman putperestliğini ortadan kaldırmak için kampanyalar yürüttü. Çizgi-roman endüstrisinin buna cevabı Superman’le geldi. Superman karakteri Amerikan değerleri, milli ve manevi duygularla uyumlu hale getirildi. Hatta bunu ortaya koymak için radyo ve ardından çizgi-film programları yapılarak, Superman’in “Hakikat, Adalet ve Amerikan Yolu” için savaştığı dillendirildi. Komünizmle özdeşleştirilen Amerikan Yahudi toplumunun çıkardığı bu karakter Komünizme karşı mücadelede bir sembol olmuştu. Bu, muhafazakârları sakinleştirdi.

Çok sayıda küçük özgü roman yayıncısı ortadan kalkıp zamanla DC ve Marvel yayınevleri altında birleştiler ve bu ikisi hala devam etmekte. Fakat yayınevleri güçleri artınca toplumu dönüştürme rolünü daha fazla kullanmaya başladılar. Cinsellik, şiddet ve cinsel sapıklık bu yayınlarda doğal olarak kabullenilecek hale getirildi. Homo kahramanlar ortaya çıkmaya başladı. Hatta her kesime açılabilmek için farklı etnik grup ve dinlerden kahramanlar ürettiler. Müslüman ailelerin çocukları için Müslüman süperkahramanlar bile var.

Süperkahramanlar aynı zamanda sıkıntıya giren ve mevzu bulamayan Hollywood endüstrisinin de kurtarıcısı oldu. 1979’daki ilk dev bütçeli Superman filminin ardından bunun devamı filmler, yine muazzam bütçeli Batman filmleri serileri, Marvel grubunun Örümcek Adam, Adalet Birliği ve X-Men karakterlerinin filmleri ve diğerleri geldi. Bunların her biri bir milyar dolara varan satışlar elde ediyor.

Türkiye’de çizgi romanlar önce Türkleştirilerek sunuldular. Örneğin Flash Gordon, gökler fatihi Baytekin’e, sevgilisi Dale Yıldız’a, komünist isimli Dr. Zarkof da Bilgin’e dönüşmüştü. 1950’li yıllarda NATO finansmanlı İtalyanları Amerikalıları sevmeye yönelten, Amerikan tarihinden kahramanlar Türkiye’ye de geldi. Tom Miks, Teksas, Kaptan Swing gibi İtalyan çizgi romanları Amerikalıları, Nevada rancerlerini Türk çocuklarına sevdirdi. Fakat Amerikan üretimi süpergüçleri olan absürt süperkahramanlar ancak 1970’lerin sonlarında ve 1980’lerde Türk çocuklarıyla buluştu.

Türkiye’de, namaz hocası olarak Örümcek Adam’ın seçildiği, yatak odalarında ve havayolu güvenlik filmlerinde kullanıldığı bu kültürün, sapıklık ve şiddeti benimsetmenin yanısıra çocukların zihinlerinde bozucu etkiler bıraktığı, onları hayali, sahte, Batının çıkarları ve değerleri için çalışan, birer putu, birer ilahı örnek aldırdığı ortadadır.

Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi