islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,5151
EURO
34,7963
ALTIN
2.423,76
BIST
9.754,08
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
22°C
İstanbul
22°C
Az Bulutlu
Perşembe Az Bulutlu
20°C
Cuma Az Bulutlu
19°C
Cumartesi Az Bulutlu
18°C
Pazar Az Bulutlu
19°C

Bir de Psikoloğuma Sorayım: Çocuğuma Allah’ı Nasıl Anlatmalıyım?

Bir de Psikoloğuma Sorayım: Çocuğuma Allah’ı Nasıl Anlatmalıyım?

Çocuğuma Allah’ı Nasıl Anlatmalıyım?

Psikolog: Hoş geldiniz. Sizler benimle görüşmeyi arzu ettiniz, ben de size bugün için bir randevu verdim. Zamanında geldiğiniz için teşekkür ederim. Size nasıl yardımcı olabilirim?

Anne: Asıl ben size teşekkür ederim. Çocuğum, son günlerde bana yaşından büyük cevaplandırılması çok zor sorular soruyor. Mesela geçenlerde benim çocuğum “Anne, Allah ne kadar büyük. Şu karşıdaki apartmandan daha mı büyük? diye bir soru sorunca ben doğrusu çok şaşırdım. “Öyle bir soru mu olur, Allah, her şeyden daha büyük.” dedim. Bu sefer, bana bilmem hangi çizgi kahramanından daha mı güçlü diye sormaz mı? “Evet” demek zorunda kaldım, ama “Allah, bir insan değil ki” dedim. O da “nasıl olur anne? deyince bu sefer ben “bu işleri sen henüz anlayamazsın!” diyerek konuyu kapattım. Ama içimde halen birçok soru işareti var. Ben çocuğuma Allah’ı nasıl anlatmalıyım?

Psikolog: Evet, ilginç bir diyalog yaşamışsınız. Fakat bu gayet normal. Endişe edilecek bir şey yok. Bakınız, deneysel psikolojiye göre okul çağına kadar hemen her çocuk, zihninde sanatsal bir düşünce şekli taşır. Bu doğrultuda çocuk, tabiatta gördüğü her şeyin güçlü bir insan eliyle yapıldığını düşünür. Bu somut düşünce, ileride soyut zekânın gelişmesi ile birlikte, “Allah, insanı dâhil mutlak gücüyle her şeyi yoktan var eden, her şeyi herkesten daha iyi bilen, hiç kimsenin bilmediğini ayrıntılarıyla bilen, yerin ve göğün tek sahibidir.” inancını kolay kabul etmesini sağlamaktadır. İşte bu gelişim sürecinde gayri ihtiyari olarak çocukların, “Allah nerede oturuyor? Allah’ın evi var mı? Allah’ı neden göremiyoruz?” gibi sorular sormalarını anlayışla karşılamamız lazım.

Anne: Evet şimdi hatırladım. Benim çocuk da buna benzer sorular sordu. Ben de kendisine “Allah, bazen gökyüzünde bazen de cennette oturur.” dedim. Bilmiyorum, bu doğru bir yaklaşım mıdır?

Psikolog: Efendim, siz de gayet iyi biliyorsunuz ki Allah, mekândan münezzehtir. Dolayısıyla çocuk da olsa İslâm itikadına göre bu şekilde verilen cevaplar uygun değildir. Onun yerine belki söyle diyebilirsiniz: “Allah, bizler gibi maddî bir varlık değildir. Bu yüzden Allah, biz gözümüzle göremesek de her yerde hazır ve nazırdır. O, bizi her an görüyor ve duyuyor. Üstelik bahçede gördüğün çiçekler, meyveli ağaçlar, esen rüzgâr, gece ve gündüz hepsi O’nun eseri. Böylece O’nun varlığını biz de her zaman kalbimizle ruhumuzla hissedebiliriz.”

Anne: Bu yaklaşımla Allah sevgisini de çocuğuma aşılayabilir miyim?

Psikolog: Elbette. Çocuklarımıza şöyle bir açıklama yapabiliriz: “Elmayı, armudu, çileği, muzu velhâsıl severek yediğimiz her şeyi, bize Allah verdi. O’nu, bundan dolayı çok sevmeliyiz. O’nu sevdiğimizi göstermek için, O’nun bizden istediklerini yapmalıyız. O’nun istediği gibi olmalıyız. Onun için insanlara elçi olarak gönderdiği Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav) gibi olmalıyız, yani onun sünnetine uymalıyız.” Tabiî bundan sonra çocuğunuz, eğer daha önceden peygamberimizin ismini duymamış ise “kim o?” diyecek ve siz de “Allah’ın en çok sevdiği insan.” diyerek çocuğunuzun merakını peygamberimize çevirmelisiniz. “Çocuklar, peygamberimiz gibi yaşarsa, Allah da o çocukları çok sever” demek suretiyle Allah ve peygamber sevgisinin ilk tohumlarını atmış olursunuz.

Anne: Ben genelde “Allah, nasıl bir varlık?” sorusu geldiğinde çocuğuma nasıl cevap verilmesi gerektiği noktasında zorlanıyorum. Bu konuda nasıl bir yol izlemeliyim?

Psikolog: Böyle bir soru daha çok Allah’ın hangi sıfatlara sahip olduğuna yöneliktir. Dolayısıyla  “Allah var. Her şeyi O yarattı.” Şeklinde yapılan bir açıklama, çocuğun duygularını tatmin etmeyebilir. Bunun yerine “Allah, öyle bir Yaratıcıdır ki, şefkatli, adaletli ve merhametlidir. İnsanları, koyunları, filleri, kuşları, kedileri, köpekleri yani her varlığı ve ağaç, deniz, bulut, ay ve güneş gibi her şeyi güzel ve mükemmel yaratan, insanları çok seven ve değer veren, annenin kalbine çocuğuna börek, babasına güzel yemekler yapma isteği koyandır. Allah, biberleri, domatesleri, kavunları ve karpuzları ne güzel yaratmış, demek ki O da çok güzeldir.” Eğer Rabbimiz, çocuklara bu şekilde tanıtılırsa “Allah’ı neden göremiyoruz, maddî olarak nasıl bir varlık?” şeklindeki sorularında fazla ısrarcı olmayacaktır.

Anne: Çocuğumun manevî yönden terbiye edilmesinde daha nelere dikkat etmeliyim?

Psikolog: Eğer çocuğunuzun ileride manevî hayattan kopmasını istemiyorsanız kendisine şimdiden Allah ve peygamber sevgisini vermelisiniz. Bu da ancak çocuğunuzun sizi dinî konularda hassas olduğunuzu görmesi ile mümkün olabilir. Yani sizler bizzat dinî yükümlüklerinizi benimseyerek ve bilinçli olarak yerine getirmelisiniz ki çocuğunuz da sizi örnek alsın. Biliyorsunuz çocuklar, her şeyle ilgilenmek ister, dinî konular dâhil öğrenme isteğiyle doludur, tarafsız gözlemcilerdir, aynı zamanda taklit etmeyi de severler. Bizimle birlikte namaz kılmak, dua etmek, oruç tutmak, camiye gitmek çok hoşlarına gider. Bu durumda mesela çocuğunuzun sizin evde sürekli namaz kıldığınızı görmesi durumunda kendisi de namaz kılmak isteyecektir. Zaten her çocuk fıtraten İslâm’a yatkındır ve şuurlu bir Müslüman ailede yetişen hemen her çocuk, çok kolayca İslâm’ı benimseyecektir.

Anne: Çocuğum yatarken, benden masal dinlemeyi çok sever. Bu şekilde de çocuğuma dinî bilgiler verebilir miyim?

Psikolog: Bu çok güzel bir yaklaşım olur. Çocuklar, masal veya hikâye ile anlatılan konuları daha kolay ve daha istekli öğrenir. Allah’ı ve sıfatlarını öğretirken, çocuğunuzun yaşına uygun bir şekilde Hz. Lokman ile oğlu arasında geçen konuşmaları hikâye şeklinde anlatabilirsiniz. Böylece biz de hikmeti ile ün yapmış Hz. Lokman gibi, çocuklarımıza Allah’ın yaptığımız her şeyi gördüğünü, aklımızdan ve kalbimizden geçen en gizli duyguları bildiğini, O’ndan hiçbir şeyi gizleyemeyeceğimizi, iyi şeyler yaptığımızda ise çok hoşuna gideceğini ve bizi seveceğini anlatabiliriz.[1] Veya çocuğunuza Peygamberimizi (sav) anlatırken, çocukları ne kadar çok sevdiğini, torunları Hz. Hasan ve Hüseyin Efendilerimizden ve kızı Fatıma anamızdan örnekler verebilirsiniz.

Anne: Anladım; demek istiyorsunuz ki, ilk önce bizler dinî bilgilere sahip olmalıyız, bunları hem fiilî olarak hayatımızda tatbik etmeliyiz, hem de çocuğumuza bu bilgileri hikâye yoluyla anlatmalıyız. Bu görevi, inşallah ailecek seve seve yerine getiririz diye düşünüyorum.

Psikolog: İnşallah efendim.Aile hayatınızın mutlu ve inançlı olmasını C. Hak’tan diliyorum

Prof. Dr. Ali SEYYAR

MİRATHABER.COM – YOUTUBE


[1] Psikolog, burada Kur’ân’da geçen şu âyetleri hatırlayarak, bir açıklamada bulunmuştur: “Lokman oğluna öğüt vererek şöyle demişti: “Ey oğulcağızım! Allah’a ortak koşma. Şüphesiz ortak koşmak (şirk) büyük bir zulümdür.” (Lokman, 31/13). “Lokman Yavrucuğum diye ilave etti. İşleyeceğin iyi veya kötü iş, bir hardal tanesi kadar bile olsa, bir kayanın içinde saklı da bulunsa yahut göklerin yüksekliklerinde veya yeryüzünün derinliklerinde saklansa bile, Allah onu meydana çıkarır.

Şüphesiz Allah, en ince ve en gizli şeyleri bilendir ve her şeyden de haberdardır.” (Lokman, 31/16). “Ey oğulcağızım! Namaz kıl, iyiliği emret, kötülükten vazgeçirmeye çalış halkı ve bu hususta uğradığın sıkıntılara dayan; şüphe yok ki bunlar, kesin olarak yapılması gereken işlerdendir.” (Lokman, 31/17). “Kibirlenerek halka surat asma ve yeryüzünde çalımlı çalımlı yürüme. Şüphe yok ki Allah, kibirlenip övünenlerin hiçbirini sevmez.” (Lokman, 31/18). “Yeryüzünde kibirlenerek ya da miskince değil de ağırbaşlılıkla yürümeye bak, sesini de fazla yükseltme. Şüphe yok ki, seslerin en çirkini eşek anırmasıdır.” (Lokman, 31/19).

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.