islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,5005
EURO
34,7513
ALTIN
2.483,07
BIST
9.568,91
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
15°C
İstanbul
15°C
Az Bulutlu
Cuma Hafif Yağmurlu
14°C
Cumartesi Az Bulutlu
19°C
Pazar Az Bulutlu
21°C
Pazartesi Az Bulutlu
19°C

Bozuk Olunca Maya, Ne Ar Tanır Ne De Haya

Bozuk Olunca Maya, Ne Ar Tanır Ne De Haya

Anne ve anneanne olacak olan kadının kültürel bakımdan desteklenmesi elzemdir. Kadının yetiştireceği genç kızın ve delikanlının kültürü yetiştirilecek olan kadının eseri olacaktır.

“KADIN” GİZLİ GÜÇLERİN TEMSİLCİSİDİR

Atalardan gelen kadim kültür ancak kadının gizli gücü ile aktarılabilir. Bu gizli güç; annelerden çocuklara, çocuklardan da gelecek nesiller aktarımını sağlamak için düzenlenecek eğitim programları, etkinlikler, neşeli ve kaliteli zaman içerikli sağlıklı yaşam idmanlarına ihtiyaç duyar. Gençlik kişisel menkıbelerini, ata kültürünün en saf ve masum değerlerinden oluşan bir dizi yaşanmışlık ile ARGE’sini doldurmalı. Ancak bu şekilde nesilden nesle aktarımını temenni ettiğimiz bize ait ata değerlerimiz onların bilişsel ve ruhsal gelişim hafızasında temeli atılarak ilerleyen zamanda var olmaya olanak sağlayacaktır.

Aksi takdirde genç nesil insani ve kültürel değerlerin birikiminden zaafa uğrayarak insanı ve doğayı tüketen ve kasıtlı şekilde projelendirilmiş fıtrata gösterilen saldırılardan çok fazla yara almış olacaktır. İnsanlar tam bir mozaik gibidir fakat yaşadığımız dünyada bugün üretilmek istenen insan değil yapay insansı mutant bir varlıktır. Aynı tarz yiyecekler yiyen, aynı tarz giyecekler giyen, aynı tarz müzikler dinleyen ve aynı bilgi kanallarından beslenen nesilden multi disipliner bilimlerin de kullanılması ile gayet rahat yönetilen ve güdülen insan kitleleri oluşturulmaktadır. Kullandıkları kısır dil dahi aynı ve tüketim kültürünün üretmiş olduğu moda, reklam dili olan bu gençlik, istenildiği zaman yine psikoloji ve sosyoloji bilimlerinin disipline edilmesi ile gayet rahat manipüle edilecek, istenildiğinde savaşa istenildiğinde barışa sevk ederek ölüm ve hayat ipi onları manipüle edenlerin elinde olacaktır. Bu durum dirayetsiz nesiller, zayıf, kimliksiz, benzer kalıpların dışına çıkamayan, aynı düşünce tarzına sahip, üretmekten ziyade hazır olarak verileni sürekli tüketme formatlı insansı mutant bir gençlik ortaya çıkarmaktadır.

Gençlik insan hayatının en önemli dönemlerinden biridir. Bu dönemin gerek fizyolojik, gerekse psikolojik ve sosyo-kültürel özellikleri, ekonomik ve refah seviyesini yükseltmek için çabalasak dahi yine aynı amaca hizmet edecek, bu seferde bozulma gizli güç kadın üstünden hizmete sunularak, on numara insansı mutantlar yetiştirilmiş olacaktır. Bu durum istenilen bir şey değildir.

İnsanlığın hızlı bozulma sürecini tetikleyen başka özel durumlarda vardır. Ekonomik olarak dezavantajlı gruplar , savaş, kıtlık gibi sebeplerle muhacir durumuna hızla dönüşen dünya insanlığı göçün sonuçları olarak da, ata kültürünü devam ettirememekte ve hızla asimile olan değerlere karşı geri dönüşümü olmayan mutant bir insana dönüşmektedir. Kendini bir anda sosyo-ekonomik bunalım içinde tarihsiz, vatansız, milletsiz bir ortamda bulan kadını perişan etmektedir. Bu durum her türlü siyasi, dini, mezhep ve ırk kavgasının üstünde insani bir zaruret olarak maddi, manevi, kültürel bakımdan erdemliler topluluğu tarafından desteklenmesi gereken, yani başka deyişle “OHAL” ilan edilmesi beklenen elzem süreci getirir.

Bir de kendi vatanında parya olan kadınlar vardır. Hak ettiği ihtimam, ihtiram, ilgi, sevgi ve korunmadan uzak olan. Ne hazin ki necip milletim de bu atmosferi soluyup duruyor yıllardır. Anne Yaradan’ın “Rahim” isminin insanda tecellisi olan esmasının yansıması değil midir ? O toplumun mimarıdır. Yine o taşıyan, doğuran, büyüten, şekil veren, inşa edendir. Kadının yetiştireceği genç kızın, genç delikanlının kültürü ve istikbali desteklenecek olan kadının eseri olacaktır. Kadına kadınlığı başına taç eden annelik duyguları, en cazip ve sevgili hale getirilerek tüm kaybettiği fıtri cevherleri tekrar geri dönüştürülüp renkli, neşeli, huzur ve sekine konusu olacak altyapıların oluşturulduğu bir zeminde uygulama ortamı sağlanmalıdır.

Son yıllarda “doğaya dönüş” olarak kendini gösteren “yeşil dalga” başta Almanya olmak üzere birçok Avrupa ülkesini etkisi altına almıştır. Kökeni halk bilimleri ve geleneklerine dayanmaktadır. Peki biz Müslüman ülkeler arasında neden halk bilimleri ve maruf geleneklerimize karşı biganelik hakimdir? Doğaya dönüş nedir? Önce yaratılıştan kendilerine sunulan cinsel kimliklerin çocukluktan itibaren desteklenmesi ve o kimliklerin tek başına mutluluk sebebi olabileceğinin pedagojik, psikolojik, sosyolojik olarak multi disipliner bir çalışma ile gençlere modellemeye çalışılmasıdır.

Kadim bir nasihat:
“Men âbe übtüliye.”
Ayıplayan, ayıpladığı şey ile imtihan olur.

Gençleri beğenmemek, ayıplayan haller ile hakir görmek ve nerede eskiler demek yeterli midir? Gençlere yaklaşır iken onların kaybettiği insanlık değerlerini hissettirmek elzemdir. Yöntem ve usül konusunda hastamızı kabul etmek gerekir. Tıpkı Peygamberimiz Hz.Muhammed SAV”in ilk tebliğ vazifesini üstlendiği günler gibi bir metod uygulamak elzemdir…

Mekki ayetlere bakıldığı zaman ayetlerde: Göklerin yaratılışı, yerlerin yaratılışı, erkek ve dişinin yaradılışı, insanın bir tek hücreden bir çiğnem ete geçiş aşamasında “Alak” diye bahsedilen bir sıfat ile “Vedud” olan Allah’ın sevgisinden ve ilgisinden Kerem sıfatı ile yaratılması, bitkiden, hayvandan verilen örneklerle yaradılışın inceliklerine dikkat çekilmesi ve buradan muhabbet ile sevdanın ve sevgilinin Yaradana doğru yönlendirilen işaret levhaları ile sırat-ı müstakime istikamet üzere yönergelerin oluşturulması ilke edinilmeli.

GİZLİ GÜÇ KADIN ELİYLE gençlerin sürekli tükettiği ürünlerin kendileri tarafından da yapılabileceğini görmeleri sağlanmalı. Bu hedefle hızlıca güncellenebilir projelerle sağlıklı ve doğal beslenmenin tazelik ve dinçlik taşıyan mucizesi sevdirilmeli. Bunun için sadece evin bir odası, okulun bahçesi, sokağımızdaki bir toprak parçası vb. yeterli. Toprağa-tohuma, bostana-fidana, bahçeye-suya, çimene-çiçeğe ve meyveye evrilen süreçleri takip etme imkanı oluşturulacak uğraşı sahaları oluşturma gayretine girilmeli. Ev, okul, sokak, vatan nasıl da hızla göze gönle şenlik bir bahçeye evrilir kim bilir ?

Kısa mesaili sürecek uygulamalar annesi, anneannesi, halası, teyzesi, yengesi, komşu teyzesi ile paylaştığı anlamlı zaman dilimlerine dönecektir asla pes etmemek gerekir. Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellemin yine nübüvvetle görevlendirildiği ilk zamandaki sıla-i rahim ve komşuluk ilişkilerinin mucizevi huzur ve esenlik taşıyan sırrını ifşa edecek bir eylemdir bu asla vazgeçmemeli.
Merkezinde kadının var olduğu bu fevkalâde yaratılış gerçeğinin yörüngesinde tüm çekim gücü ile gençliğimiz yetişmeli.

Uğruna nice şiirler , şarkılar yazılan gizemli varlık kadın bunu başarır. Aşk ile olmalı her şey ve Allah’ın “Cemal” sıfatının insanda tecellisi an be an ortaya çıkarken o güzellik iyice teemmül edilmeli, ettirilmeli. Dişil güç tabiattaki tüm canlıda hayrete şayan gizemli gizil bir gücün temsilcisidir.
Gücünü zayıflığından alan bu cinsiyet, gizemli, çekici, üretkendir. Kanmaya ve kandırmaya meyilli, cezp edici, baştan çıkarıcıdır. Bu gizil gücün kudretini küçümseyen ve örneğini merak eden “Dişi örümceğin neden ağ yaptığına baksın yahut akrebin ve peygamber devesinin eşi ile beraber olduktan sonra neler yaptığına bir baksın. Ya da kudretli hünkarları deviren imparatorlukları yıkan o dişil zekaya ve zayıflığının verdiği muhteşem savunma mekanizması ile neler yaptığına bir baksın.

Masum, mûnis-yumuşak. Şefkat ve teslimiyetin temsilcisidir aynı zamanda kadın… Bunun örneklerini hiç yorulmadan bulacaksın.
Kendi içinde de zıtları uyumlayabilen varlığa güvenmek lazım. Dişil güçler daima gizemlidirler; gizemli güçler ise teslimiyet, kadınlık, sevecenlik, yumuşaklık, letâfet, neşe, duygusallık, beceriklilik, masumiyet, kurnazlık, güzellik, annelik olarak güvenip, istediği ve sevdiği güce tüm cevherini emanet eder.

Şu halde iyi anlaşılmalı ki kadın güven ister. Peygambere güvenen ilk kadın, uğruna ilk defa canını veren ve şehit olan asil Sümeyye ve Musa peygambere canı pahasına güvenen Asiye’dir.
Fakat bu gün erkek de ahlaki bir iyileşme sürecine girmelidir.
Güvenilir olmalı ve samimiyetle erdeme sarılmalı.

“ERKEK” AÇIK GÜÇLERİN TEMSİLCİSİDİR.
Erkek; İktidar, güç ve iradedir. Allah’ın “Celal” isminin tecellisi onda seyredilir. Yaratılışta erkeğe sertlik, kas gücü gibi fiziksel güçler verilirken kadına yumuşaklık, letafet gibi ince güçler verilmiş. Bu sebeple kadın yörüngesinde döneceği erkek ile adeta Samanyolu misali genişler, içinde gezegenler, dünyalar ve yeni toplumlar var edecektir.

Tekrardan güvenilir olmalıdır erkek. Dünyevileşme kaygıları ile karısını maddi bir meta olmaktan kurtaran bilgeliği kuşanmalıdır. Dünya nimetleri karısının üstünden yaşamak olmamalı hayali. Dünya ve Ahiret nimetlerini birlikte yaşamak olmalıdır emeli. Kazanmalı ve kazandırmayı bilmeli. Heva ve hevesine alet etmeden kadınının haklarını, dini mübini Allah azze ve cellenin beğendiği ve peygamberin as’ın duruşundaki asalet ile kadını sahiplenmeli. Sahabeler diyorlar ki: “Resuli Ekrem as eskiden kadınlarımıza daha titiz davranırdık. Çünkü onlara karşı hata edersek vahiy inecek diye korkardık. Oysaki şu an daha ciddi bir tehdit altında değil miyiz? İhtar etmek için bize özel vahiy de inmeyecek artık. Her şey Mahşer’e mi kalacak.
Bu sizce daha tehlikeli değil mi ?

Şu halde hep beraber amin, diyelim.
Bismillahirrahmanirrahim,
Rabbim! Gönlüme ferahlık ver.
İşimi bana kolaylaştır… Tâhâ Suresi / 25 – 26

Rabbimiz! Gönlümüze ferahlık göğsümüze genişlik ver ve işimizi bize kolaylaştır.
Selam ve dua ile kalınız.

HATİCE ŞEBNEM DİKTÜRK

Yorumlar
  1. Hiç dedi ki:

    Çok sevgili ve kıymetli kardeşim, bu derin yazıyı yazabilmek bu duyguları en derinden hissedip yasayabilmeyi gerektirir. Bu erdemi Allah tüm müslümanlara nasip etsin inşaAllah. Allah senden razı olsun,bu okuduklarimizi idrak ve inşa etmek için yardımcımız olsun, ömrüne bereket versin

    1. Hatice Şebnem Diktürk dedi ki:

      Çok teşekkür ederim.
      Rabbim utandırmasın dilerim.

  2. Serap dedi ki:

    Amin diyeyim öncelikle hocam gerçekten kadın ve erkeği çok güzel anlatmışsınız içimizde bulunduğumuz durumları gençliğin ve insanlığın içinde bulunduğu sıkıntılı durumları ve çareleri hakkında neler yapılmalı çok güzel değinmişsiniz kaleminize gönlünüze sağlık

  3. Ibrahim Emiroğlu dedi ki:

    Yazarı tebrik ederim. Bu çizgice yazılarını sürdürmesi dileğimle başarılar dilerim.

  4. Selda Sapmaz dedi ki:

    selamlar. Allah cc ilminizi arttırsın . Günümüzde kadını eşitiz diye diye evinden çıkardılar. dışarıda parasını kazanan kadınin gözünde erkeği değersizleştirip aile yapısını parçalamaya sebep oldular. Belk toplumu yok etmenin ilk başta aileyi bozmakla , kültürü ve sonrasında ahlakı yok etmekle mümkün olduğunu bildiklerinden uzun vadede bir planı uyguluyorlardır.Ancak düşünemedikleri şey Yüce Yaratıcının da büyük bir planı olduğu ve biz yaratılmışlarin sadece bu planda bize verilen rolü oynadığımız. Allah zalime fırsat vermesin. Biz Müslümanların imanını ve sayısını arttırsın Rabbim. Çünkü mümin Allahın nuruyla bakar. Allah hepimizin ferasetini arttırsın ki geleceğimiz çocuklarımızın farkındalıklarinı arttırıp onları Allah’in hoşnut olacağı kimseler olarak yetiştirelim.
    Elinize yüreğinize sağlık Şebnem Hocam. Güzel yazılarınızın devamını sabırsızlıkla bekliyorum . Allahın selamı ve bereketi sizin ve tüm müminlerin üzerine olsun. saygılar