İlk çeyrekte yüzde 7.3 büyüyen Türkiye ekonomisi, ikinci çeyrekte yüzde 5.2 büyüdü. Büyümede beklenen daralma ikinci çeyrekte beklendiği gibi daha ılımlı gerçekleşirken, üçüncü çeyrekte daha sert iniş bekleniyor.
İNİŞ İÇİN ALÇALMAYA BAŞLIYORUZ
2013 yılından itibaren Türkiye ekonomisi “istikrar”lı bir şekilde daralıyor. Son dönemde bu daralmanın hızı ise artmaya başladı. Bu açıdan hizmetler ihracatı ve mal ithalatındaki keskin düşüş önemli bir gösterge olarak incelenmelidir.özellikle yatırımlarda % 1,4 oranında ve hane halkı tüketiminde % 0,4 daralma yaşanması sarı alarm olarak ele alınmalıdır.
Son dönemde ekonomide artan dengesizliklerin kısa sürede normalleşmesi beklense de enflasyon artışı düşündürücüdür. Özellikle maliyet enflasyonun sürekli artması reel sektörü derinden düşünmeye sevk etmektedir. Finansal dalgalanma ve akabinde beklenen ek parasal sıkılaşmanın yansımalarını önümüzdeki dönemde yaşamaya başlayacağız. Son dönemde girişimcilere, sanayicilere, KOBİ’lere imkânlar sunuluyor, destekler zenginleştiriliyorsa da ekonomide kaldıraç etkisi oluşturan kamu alımlarında yerli ürün seçeneğinin ‘tercih’ten öte zorunluluğa dönüşmesi sağlanamadı. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Destek ve Önlem Paketi ile sunulan destekler önemli katkılar sağlasa da geç kalındı.
Gelinen noktada “borca dayalı büyüme”nin sonuna geldiğimiz açıktır. Üretime dayalı büyüme için ise, gerekli yatırım ortamından uzaklaşmaktayız. En az inşaat sektöründeki sorunlara yönelik atılan adımlar kadar, reel sektör için de adımlar atılmalıdır. İniş için alçalmaya başladığımız bir dönemde eğer betona ayrılan pay akıl terine ayrılmazsa sağlıklı bir iniş yapmamız zor olacaktır.
Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi