islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,5609
EURO
34,7605
ALTIN
2.492,10
BIST
9.524,59
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
16°C
İstanbul
16°C
Az Bulutlu
Cuma Hafif Yağmurlu
15°C
Cumartesi Parçalı Bulutlu
20°C
Pazar Az Bulutlu
21°C
Pazartesi Az Bulutlu
20°C

ÇAĞIN EBU LEHEB’LERİ

ÇAĞIN EBU LEHEB’LERİ
21 Eylül 2022 09:00
A+
A-

İslam’ın kurtuluş çağrısına karşı her çağın Nemrutları, Firavunları, Ebu Cehilleri, Ebu Lehebleri vardır ve olacaktır. Her çağın, yeryüzünün neresinde olursa olsun İslam’ın kurtuluş çağrısına karşı duracak, engel olacak, davetçilerine karşı amansızca mücadele edecek, onların önüne kesecek, baskı, işkence, şiddet, sürgün, hapis cezaları verecek, davetçileri karalayacak, itibarsızlaştıracak, fitneci-fesatçı-radikal diye ilan edecek iktidarlar olacaktır.

Bu hadise hem tarihsel bir vakadır hem de iman-küfür çatışmasında her zaman yaşanacak bir gerçekliktir. Bunun nedeni Hz. Adem’le (as) başlayan bir hak-batıl mücadelesi olduğu içindir. Tevhid-şirk mücadelesi olduğu içindir. Daha anlaşılır ve güncel bir dille iktidar-egemenlik, itaat-isyan mücadelesi olduğu içindir.

İnsanlık tarihi boyunca süregelen mücadelenin temeli, iktidar kavgasıdır, yönetmek, güce hakim olmak kavgasıdır. Güçlü olmak ve o gücün verdiği meşruiyeti kullanmak kavgasıdır. Hak olan din İslam’la batıl olan dinler arasındaki kavga da bu minval üzere sürmüştür ve sürmektedir. Azgınlaşmış, tuğyan eden tagutlar ile Allah’a kulluk edenler, yalnızca Allah’ı ilah kabul edenler arasındaki savaş, yalın bir egemenlik savaşıdır.

Bu mücadele hayata müdahil olmak, sorunları ve refahı hangi referanslar doğrultusunda yönetmek merkezli sürmüştür, sürmektedir. İnsanın insanla, insanın eşyayla ve evrenle, insanın toplumla ve iktidarla olan ilişkilerini hangi dinin ilkelerine göre bir kalıba sokacağı hususlarında ete kemiğe bürünmüştür.

Alemlerin Rabbi olan Allah, kendi dinine iman eden kullarına, yeryüzünde fitneden eser kalmayıncaya ve egemenliğin yalnızda kendisinin oluncaya kadar mücadele etmelerini emretmiştir. Ve yine Allah, bütün hayat tasavvurlarına, dünya görüşlerine, yaşam tarzlarına, izim ve ideolojilere, mevcut cahili iktidarlara, demokrasiye, laikliğe, sosyalizme, faşizme, milliyetçiliğe, kemalizme, kapitalizme ve diğerlerine üstün gelsin diye, nebisini müşrikler hoş görmese bile Hak Din olan İslam’la göndermiştir. Cahili iktidarların ve iktidar sahipleri tagutlar insanları nurdan karanlıklara götürürken, Allah da kendisine iman eden mü’minleri karanlıklardan nura çağırmaktadır. Resulullah’ın (as) karşısında Ebu Leheb ve yandaşları nasıl durdu ve batıl için mücadele ettiyse, bugünün Ebu Leheb’leri de İslam’ın ve Müslümanların karşısında öyle durup mücadele etmektedir.

Bugünün Ebu Leheb’leri, Allah’ın hükmünü, yasalarını, hayat tasavvurunu kabul etmeyen, yok sayan, görmezden gelen cahili modern iktidarların muktedirleridir. Bugünün Ebu Leheb’leri, İslam’a ve Müslümanlara topyekün savaş açan, Allah’ı dünyanın fiziki ortamından soyutlayanlardır. Allah’ın yasalarını kabul etmeyip, cahili yasalarla yeni bir toplum kurgusu oluşturmak isteyenlerdir. Çıkardıkları yasalarla Allah’ın dinini hayattan soyutlayanlardır. Allah’ın dinini, toplumsal hayata müdahil olmaktan sürgün edip, ekonomisine, hukukuna, ailesine, yönetimine, eğitimine, uluslararası ilişkilerine karıştırmayanlardır.

Bugünün Ebu Leheb’leri, geçmişinkilerden daha şedid, geçmişinkinden daha zalimdir. Geçmişin Ebu Leheb’leri, kız çocuklarını arada bir Mekke’nin kızıl kumlarına gömerken, bugünün Ebu Leheb’leri, nesilleri cehennemin dipsiz kuyularına, bir daha çıkmamak üzere gömmektedir. Kendilerine direnenleri, kıtalararası füzeleriyle, çoluk-çocuk, kadın-yaşlı demeden acımasızca katledenlerdir. Bugünün Ebu Leheb’leri, yeryüzünün küresel zalimleridir, küresel zalimlerle işbirliği yapan, onların yaptıkları zulümlere göz yumanlardır.

Bugünün Ebu Leheb’leri topyekün Müslümanların üzerine saldıran, hiçbir hukuk gözetmeyen, dünyanın neresinde bir Müslüman ve İslami bir kıpırdanma varsa, birlik olup saldıran küresel emperyalistlerdir. Mekke’nin Ebu Leheb’inin bir savaş hukuku var iken, bugününkilerinin hiçbir hukuku, sabitesi, vicdanı, merhameti ve dahi insani yönü yoktur. Merhametsizlerin pervasızlığını, Filistin’de, Suriye’de, Arakan’da, Doğu Türkistan’da, Çeçenistan’da, Afganistan’da, Irak’ta her gün yaşanan zulümleri canlı yayınlarla izleyerek şahitlik etmekteyiz.

Bugünün Ebu Leheb’leri, Allah’ın dinini çağdışı ilan edip, tarihselcilik mantığıyla bugüne çözüm üretemeyeceğini söyleyenlerdir. Mekke’nin Ebu Leheb’i de; “Onlara karşı ayetlerimiz okunduğu zaman, “Duyduk, istesek biz de bunun benzerini elbette söyleriz. Bu, eskilerin masallarından başka bir şey değildir.”(Enfal 8 /31) diyordu. Mekke’nin Ebu Leheb’i, Allah’ın vahyine; “Öncekilerin masallarıdır”(Mutaffifin 83/13, Kalem 68/15-16) derdi. Mekke’nin Ebu Leheb’ine, “Rabbiniz size ne indirdi? denildiğinde; “öncekilerin masallarıdır”(Nahl 16/24) diye cevap verirdi.

Bugünün Ebu Leheb’leri de aynısını demekte, zihin yapıları, mahiyetleri aynı, zaman ve mekanları farklılık arz etmekte. Dinin iktidardan soyutlanması, dinin devlet talebinin ortadan kaldırılması, dinin kalplere, mescitlere, sivil toplum kuruluşlarının etkinliklerine, egemenlik konusuna dokunmayan yorum ve tefsirlere, hayatı kuşatmayan alanlara hapsetmek, bugünün Ebu Leheb’lerinin yaptığıdır.

Bugünün Ebu Leheb’leri, Allah’ın dinini bozan, hakka batılı karıştıran, dini asli hüviyetinden çıkarıp, ritüel kılan, asıl olmayan konuları gündem edip, tali konularla kamuoyunu meşgul edenlerdir. Kendi hevalarında uydurdukları izim ve ideolojileri İslam’la sentezleyen, İslam’ın demokrasiye benzediğini, İslam’ın aslında laik anlayışı desteklediğini, aslında hadlerin başka türlü yorumlanması gerektiğini yandaş aydın-entelektüelleriyle ifade edenlerdir. Tevhid inancına karşıdırlar.

Mekke’nin Ebu Leheb’i de aynısını istiyordu, “İlahları bir tek ilah mı yaptı? doğrusu bu, şaşırtıcı bir şeydir.” (Sad 38/5) diyordu. Bugünde, insanların hem demokrat hem mü’min, hem laik hem mü’min, hem kemalist hem mü’min, hem milliyetçi hem mü’min olacağını söyleyenler de aynı zihniyetin tezahürüdür. Sonrasında Mekke’nin Ebu Leheb’leri; “Yürüyün, ilahlarınıza karşı (bağlılıkta) kararlı olun; çünkü asıl istenen budur”(Sad 38 /6) diyordu. Mekke’nin Ebu Leheb’leri insanları birer-ikişer öldürürken, bu çağın Ebu Leheb’leri yüzer-biner öldürmektedir.

Bu çağın Ebu Leheb’lerinin de elleri kurusun.

Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi

ETİKETLER: ÜSTMANŞET, yazarlar
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.