CÜBBELİ AHMET
Cübbeli dertli. Allah’a ortak koşucu bir hurafecilikle Kutbul-aktab (evreni yönetenlerin başı) olarak nitelediği, sayesinde şöhrete erdiği, postuna oturmak istediği ve bazı kurumlarca da oturtulmak istendiği Mahmut Efendinin teçhiz ve defin işlerine karıştırılmadı. Üstelik uzaklaştırıldı.
Hakkını yemeyelim. Hurafeleri ve şahısların onurlarına saldırıları ile temayüz eden Cübbeli öyle geçiştirilecek bir kişi değildir.
Mahmut efendinin şeyhliğinde öne çıkan İsmailağa’nın Mahmut efendiden sonra ünlenen ve ünlendirilen kişisi Cübbeli oldu.
İki cinayetin işlendiği ve tehditlerin yapıldığı İsmailağa öyle kendi haline bırakılacak bir yer değildi. Zann-ı galibimize göre bırakılmadı da.
Cübbeli medrese eğitimli sıradan bir hocadır. Öyle Fatih Altaylı, Veyis Ateş, Nevzat Çiçek ve Ahmet Hakan gibi merkez medyanın bilinen televizyoncularıyla aylarca ve saatlerce programa çıkarılacak bilgisi ve özgün özellikleri yoktur. Üstelik -istenildiği an örneklendirebileceğimiz- hurafeleri de pek çoktur. Böyle iken parlatılarak gündemde tutuldu.
Yetmedi, derin kaynaklı bilgiler gereken konularda örneğin “Müslümanlar arasında şu kadar şu kadar silahlı örgütler var” diyerek bize göre kendini açığa vurduğu beyanları da oldu.
Oda TV Cübbeli İlişkisi de Karanlık
Oda TV İslam’ın hayrına olacak adımlar atmaz, haberlere yer vermez ama Cübbeli ile ilgili haberlere sürekli olarak yer verir. İlişkileri biraz karanlık.
Oda TV’nin 10 Temmuz 2022 tarihli haberi de şöyle:
“Cübbeli MİT raporunu açıkladı
Alpaslan Türkeş’in kendisine anlattığını dile getiren Cübbeli Ahmet, raporda tarikatın 25 sene önce 2 milyon müridinin bulunduğunu, şeriatçı oldukları ancak “İrancı” olmadıklarına dair bilgiler olduğunu aktardı…”
Merhum Türkeş gibi bir siyasi lider, özel bir girişimle Cübbeli gibi sıradan bir kişiye Mit raporunu nasıl açıklar?
Bizce Cübbeli, Mahmut efendi sonrasında İsmailağa şeyhliğine hazırlatıldı. Ama yapılan çalışmalar sonuç vermediği gibi ters tepti gibi görülüyor.
İsmailağa, yeni şeyhini ilan ederek Cübbeliye Mahmut efendiye halef olma yolunu kapadı. Ama şimdilik.
Dileriz ihtiraslar ayrılık/parçalanma sebebi olmasın. İsmailağa da düzene paralel yürüyüşünü ve şekilciliğini aşarak İslam’ı bir hayat düzeni olarak algılamaya çalışsın.
MURAT ÜLKER
Geçmişte hangi kurumlar aracılığıyla ne ölçüde desteklenip desteklenmediği kamuca bilinmiyor ama ilgili ve bilinçli Müslümanlar Ülker ailesini Biz’den bilir, Ülker ürünlerini kültürel cihad olarak alırdı.
Murat Ülker beyin büyük miktarlar faize bulaşarak verdiği faizleri Ülker ürünlerinin maliyetine yükleyerek bu fakir millete ödetmesine haklı olarak tepki verildi.
Oda TV yukarıda değindiğimiz gibi İslam’ın hayrına iş yapmaz ama Murat beyin yazılarını alıntılıyor. Sebebini bilen varsa açıklasın!
Oda TV Murat beyin “Kur’ânı nasıl okuyalım” başlıklı uzunca yazısını da alıntıladı. Bayramın ikinci günü okuduğumuz bu yazısıyla -ODA TV’nin ifadesiyle- “birilerine meydan mı okundu” bilemeyiz.
İslam’ın tebliği hiç kimsenin tekelinde değildir. Murat Ülker de yazabilir ama bizim ondan beklediklerimiz farklıdır. Onlara yoğunlaşmalıdır:
EYMEN ERDEMLİ