islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,5908
EURO
34,8058
ALTIN
2.422,71
BIST
9.645,02
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
22°C
İstanbul
22°C
Az Bulutlu
Salı Az Bulutlu
24°C
Çarşamba Az Bulutlu
22°C
Perşembe Az Bulutlu
20°C
Cuma Açık
20°C

Direnişçiler Karşısında Kur’an

Aslında Hüküm Allah’ın, görev bizim, şuuru zayıflayan Müslümanlar, değer kaybına uğrayarak birkaç asır içinde perişanlık zilletine kapıldılar.

Direnişçiler Karşısında Kur’an
24 Mayıs 2021 08:56
A+
A-

İlhan ORAL

Aslında Hüküm Allah’ın, görev bizim, şuuru zayıflayan Müslümanlar, değer kaybına uğrayarak birkaç asır içinde perişanlık zilletine kapıldılar.  Manevî çöküntü hastalığına tutuldular. Tabii Müslümanlar Kur’an’ı hayatlarından çıkarmışlardı.

Hucurat suresinin ilk ayetinde bütün Müslümanları hizaya çeken müthiş bir uyarı vardır. Sınır konmuş ve çarpıcı bir hüküm verilmiştir. Bu hükmün dışına taşıldığı zaman Müslümanların nasıl ve ne hale düşecekleri ihtarı yapılmıştır; Ey müminler! Allah’ın ve Resûlünün önüne geçmeyiniz ve Allah’tan ittika ediniz. Şüphesiz, Allah Semi’dir her sesi duyar, Alîmdir, her şeyi bilir. (Hucurat:49/1) Yaratılanlardan hiçbir varlığın Allah Teâlâ’yı aşma, geçme ve O’nun hükmü dışına taşma gücü, kudreti ve imkânı olmadığı halde, Müslümanlar ihmalleri yüzünden kendi felaketlerini hazırladılar. Kur’an’dan uzaklaştılar. Eğer Kur’an’ı kabul ederek dinleselerdi, Kur’an onlara güçlü mesajını verecekti;

Ey müminler! Eğer siz Allah’a yardım ederseniz O size yardım eder ve ayaklarınızı sabit kılarak kaydırmaz. (Muhammed:47/7) Allah Teâlâ’ya yardım, elbette Kur’an ahkâmına mutlaka riayet ederek hiçbir taviz düşünmeden “Hüküm Allah’ın, görev bizimdir” inancı ile İslam dinine can feda ederek hizmet vermektir. Allah Teâlâ’nın yardımı sayesinde elde edecekleri netice çok manidardır; Allah size yardım ederse artık sizi yenecek yoktur. Sizi yardımsız bırakırsa ondan sonra size yardım edebilecek kim vardır? Mü’minler ancak Allah’a tevekkül edip dayansınlar. (Ali İmran:3/160) Bu beyan, gelen ayetin mana enerjisidir.

Eğer siz, Peygambere yardım etmezseniz, Allah vaktiyle ona yardım ettiği gibi yine eder. Hani Mekke kâfirleri onu Mekke’den çıkardıklarında, ikinin ikincisi ile mağarada idiler. O vakit Peygamber, arkadaşına şöyle diyordu: “Mahzun olma, Allah bizimle beraberdir.” Nihayet Allah Onun üzerine sekinesini indirdi ve onu, görmediğiniz ordularla kuvvetlendirdi. Böylece kâfirlerin kelimesini; dâvasını en alçak etti. O, Allah’ın kelimesi tevhid zaten en yüksektir! Allah, Azizdir, Hakîmdir. (Tevbe:9/40) Kur’an’ı Kerimde gerek bizatihi Peygamber, gerek en yakın sahabesi ve gerekse bütün ümmet her tür ayarlama yapılır ve boşluk bırakmamak üzere kıvam verilir. İşte bunlardan biri de gelen ayettir. Ey Resulüm, sen emrolunduğun gibi istikamette ol ve tevbe eden, seninle beraber olanlar da doğrulukta devam etsin, aşırılaşmayın. Çünkü Allah yaptığınız her şeyi görendir. (Hûd:11/112)

Dini elbirlik tatbik edin ve tefrikaya düşmeyin, diye Allah, dinden Nûh’a tavsiye ettiğini ve sana vahyettiğimizi; bir de İbrahim’e, Mûsa’ya, İsâ’ya tavsiye ettiğimizi, sizin için şeriat yaptı. Müşriklere, kendilerini davet ettiğin bu tevhid dini ağır geldi. Allah bu hak dine dilediklerini seçecek ve ona dönüp itaat edenleri hidayete erdirecektir. Ve tefrikaya düşmediler, ancak kendilerine bilgi geldikten sonra, yalnızca aralarında haddi tecavüz etmekten dolayı tefrikaya düştüler. Ve eğer Rabbinden bir muayyen ecele kadar geçmiş bir kelime bulunmazsa idi elbette aralarında hükmolunurdu. Ve muhakkak o kimseler ki, onlardan sonra kitaba vâris oldular, elbette ondan şaşkınlık halinde bir şüphe içindedirler. Onun için sen durma, hakka dâvet et ve sana emredildiği gibi istikamette ol, sakın onların keyiflerine uyma ve şöyle de: “Allah hangi kitabı indirmişse ben ona inandım. Hem bana, aranızda adaletle hükmetmem emredildi. Allah bizim de Rabbimiz, sizin de Rabbinizdir. Bizim işlerimizin sorumluluğu bize, sizinkilerinki ise size aittir. Bizimle sizin aranızda bir tartışma sebebi yoktur. Allah hepimizi bir arada toplayacaktır. Hepimiz de O’nun huzuruna götürüleceğiz.” (Şura:42/13-15) Evet, bütün bu beyanlar nice hakikati ortaya koymaktadır.

Müslümanlar, her şeyden önce kendilerinden korktukları ya da hilelerinden çekinme zorunda kaldıkları direnişçilerin hallerini Kur’an’dan öğrenmelidirler. İbrahim suresi kırk iki ve kırk üçüncü ayetlerinde de ifade edildiği gibi kalpleri bomboş, olan zalimler tutarsızdırlar. Yahudilerle münafıkların toplu halde Müslümanlarla savaşamayacaklarını haber veren Haşr ön dördüncü ayet de çok önemlidir. Hatta 3/175 de, O şeytan, sizi dostlarından korkutuyor. Siz onlardan korkmayın Benden korkun, eğer mü’minler iseniz. Meselenin özü bundan ibarettir.

Kur’an’a sarılmak için de beklemeye gerek yoktur!!!

 Esselamu aleykum.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.