islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,3698
EURO
35,0047
ALTIN
2.326,10
BIST
9.092,70
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
23°C
İstanbul
23°C
Az Bulutlu
Cumartesi Az Bulutlu
22°C
Pazar Az Bulutlu
22°C
Pazartesi Az Bulutlu
24°C
Salı Az Bulutlu
18°C

Düşünce notları

Düşünce notları
Prof. Dr. Ali Seyyar

Kütüphanemde beni hasretle bekleyen kitaplarımla buluştuğumda bazen aralarından not defteri olarak kullandığım eski zamanlara ait ajandalar da çıkabilmektedir. Ne zaman kaleme aldığımı, hangi kaynaklardan veya yazarlardan esinlenerek kaydettiğimi tam olarak bilmediğim bazı düşünce notlarımı okurken, bunlardan bazılarını, küçük tadiller yapmak suretiyle sizlerle paylaşmak istiyorum.

* * *

“Bilmedikleri yerde dursalardı, sapıtmazlardı” (Hz. Ali). ‘Bilmiyorum’ diyebilen bir insan, bilim yolculuğunda ilerleme fırsatı yakalayabilirken, ‘bilmiyorum’ diyemeyen bir insan, yolda kalacaktır. Düşünmek için, bazen durmak, susmak, dinlemek ve okumak gerekir. Vicdanımızla, ruhumuzla, özümüzle, aklımızla baş başa kalarak, düşünmeyi bilmeliyiz. En doğru tefekkür, ifrata ve tefrite sapmadan itidal asliyetine uygun olarak düşünmekle mümkündür.

* * *

Adalete dayanan hukuk sistemi, cumhuriyet rejimlerinde de, monarşilerde de olabilir/olmalıdır. Hukuk, devletlerin lüksü değil, gayesi ve varlık sebebidir. Adalet yok ise, iflas ve çöküş mukadderdir. Hukukun vazgeçilmezliği üzerindeki uzlaşma, bütün medenî toplumların ortak özelliğidir. Devletin temeli, adalet ve adaletin temeli de vicdan, kalbî akıl ve âdil tefekkürdür. Adaletin zekâtı, bağışlamak ve aftır.

* * *

İnsanlar, temel ihtiyaçlarını karşılayamadıklarından dolayı düşünmeyi bile düşünecek halde değilse, insanları düşünebilecek kıvamdan uzaklaştıran yoksulluk, en büyük maddî ve manevî risktir.

* * *

Bilgi, önemlidir; fakat doğru düşünce eğitimi almadan bilgi, sadece zorunlu olarak taşınan bir yüktür. Düşünce eğitimi almış bir kişi, hem severek okur, hem de bilgisini başka bilgilerle sentezleyerek, yeni düşünceler üretir. Düşünce eğitiminin yokluğu, her türlü eğitimi zaafa uğratır.

* * *

Bilgi birikimi ve kültürel donanımınızla yenik düşmeden Hakkı temsil etme liyakatine kavuşursunuz. Yani, haklı da olsanız, kültürel birikiminiz yok ise diplomatik ve fikir arenasında kaybedersiniz.

* * *

Bir yabancı bilge, insan için “hiç ile her şey arasında bir şey” diyor. İslâmî anlatımla insan, nefsi ile hiçbir şey, ruhu ile her şeydir. Yani nefsaniyet, ruhun esaretinde olursa insan, insan olmaktan çıkar. Ruhun ve aklın hürriyeti olmadan, kalbî akıl ve doğru düşünce de olmaz.

* * *

Enflasyon, maddî üretim yetersizliğin bir neticesidir. Zulüm, âdil üretim yetersizliğin bir tezahürüdür. Yozlaşma, ahlâkî üretim yetersizliğin bir yansımasıdır. Cehalet, fikrî üretim yetersizliğin bir aynasıdır.

* * *

Sevgiyi tercih etmek, insanlığı ve düşünceyi de sevmek anlamına gelir. Düşünceyi sevmek, sevgiden ve insanlıktan yana olmak demektir.

* * *

Nefsini tercih eden, kendini aldatmış sayılır. Kendini aldatan, musibetin içinde olduğunu bile idrak edemez. Kendini aldatmayan için umut daima vardır. Kendini, nefsinden kurtarmaktan aciz isen, ne sen başkalarını, ne de başkaları seni kurtarabilir. Kendi ruhunu bilen, bilgiyi düşünceye dönüştürendir.

* * *

Bir devlet, düşünceyi suç sayarsa, düşünmede deflasyon yaşanır. Yani düşünmenin değeri, zorunlu olarak düşmesine rağmen korku ikliminden ötürü kendisine yine de alıcı bulamaz. Bu bağlamda kitaplar da sürekli olarak ucuzlar ama aynı zamanda kitap alım talepleri de aynı şekilde düşer.

* * *

Kitap okumak, yazarıyla diyalog şeklinde olmalıdır. Zihninizi yormayacaksanız, boşuna gözlerinizi yormayınız. Sadece bildiklerimizi değil, bilmediklerimizi de okursak tekemmül ederiz. Çok okumak ve bilmek önemlidir, fakat iyi okuyup doğruyu bilmek, ondan daha önemlidir.

* * *

Kahırda gizlenen lütfu, lütufta saklı kahrı görebilmek, marifettir.

* * *

Kelimeler, sadece iletişim ve bir düşünceyi ifade etmek için değil, yeni düşüncelerin üretilebilmesi için de lazımdır.

* * *

Hayatın gayesi, inanarak, tefekkür ederek, hissederek, itidal üzere bilinçli olarak tekâmül etmektir. İtidal, asliyete ve istikamete yaraşan ölçülü tutum ve davranıştır.

* * *

Kaotik bir toplumda ortaya çıkan sosyal meselelerde tek sebepli basit çözümler bulmak çoğu zaman mümkün değildir. Dine, tarihe, insana, fıtrata, tabiata ve varlığa verilecek mana anlaşılmadan sosyal meseleler hiç çözülemez. Dinden anlamayan, medeniyetten de hiç anlayamayacağı gibi sosyal meseleleri de çözemez. Esbaba tevessül çaresizliğine düşüldüğünde Allah’a sığınmak ve dua etmek, daha etkili olur.

* * *

Manevîleşme, medeniyetin ve tekâmülün de esasıdır. Toprak, manevîleşirse vatan olur; topluluklar manevîleşirse millet olur, fertler manevîleşirse şahsiyet olur; evler manevîleşirse yuva olur, bilim manevîleşirse irfan olur.

* * *

Sanatın gayesi, güzellikteki doğruyu bulmak; ilmin gayesi, gerçeklerdeki doğruyu yakalamak, tefekkürün gayesi ise hakikatteki doğruyu göstermektir. Hakikat, hem somut, hem soyut, hem de manevî doğruları yansıtan hikmet yolculuğudur.

Yorumlar
  1. Osman sarı dedi ki:

    Düşünce notları güzeldi.
    Devam et bu tür yazılara.