islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,4375
EURO
34,7411
ALTIN
2.439,70
BIST
9.915,62
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
18°C
İstanbul
18°C
Az Bulutlu
Cumartesi Az Bulutlu
16°C
Pazar Az Bulutlu
18°C
Pazartesi Hafif Yağmurlu
17°C
Salı Az Bulutlu
18°C

EV KÂBE GİBİ KUTSALDIR FAİZ BULAŞTIRILMAMALIDIR

EV KÂBE GİBİ KUTSALDIR FAİZ BULAŞTIRILMAMALIDIR
23 Mayıs 2022 10:44
A+
A-

“Konut kredisi için 0.99 ve 0.89 olmak üzere açıklandı.  Ev sahibi olmak isteyen vatandaşların 120 ay vade seçeneği ile 0.89 ve 0.99 faizli konut kredisi ile konut sahibi yapılacağı açıklandı.”

Bu Nasıl Batıl/Zalim Bir Tercihtir?

Bankacılık sistemi egemenlerin dokunulmazı mıdır? Yaptırımcı otoriter gücünü nereden alıyor?

Bilgisiz ve bilinçsiz de olsa faiz hassasiyeti olan Müslüman halkımızı  ve onun müteşebbisini, çiftçisini,  memurunu, esnafını, sanatkârını niçin ve  ne zamana kadar bankacılık sitemine sömürteceğiz? Niçin her destek paketi bankacılığa mecbur ediyor?

Akıl alır gibi değil ama Devlet, bankacılığa, mevduatının on beş yirmi katı kaydi  para oluşturuyor ve gerçekte var olmayan bu kaydi parayı bankacılık kredi olarak kullandırtarak faizini alıyor.

Bankacılılık yararına oluşturulan bu parayı niçin halk yarına üretmeyiz de başını sokacak  bir eve muhtaç olan vatandaşımızı, semirtilen zalim bankacılılığa mahkum ederiz? Vergi ödeyen, askerlik yapan ve gereğinde can veren vatandaşımız değil mi?

Ya Hû! Aslî ihtiyaçlardan olup dokunulmazımız olan eve muhtaç  insanımızı, ona yardımcı olma amacıyla da olsa  bu zalim faizci düzene ve onun bankacılık sistemine yönlendirirken hiç mi sorumluluk duymuyoruz?

Sözde bu destek  paketlerini hazırlayıp etkili ve karar alıcı  üst yöneticilere ve Recep Tayyip kardeşimizin onayına sunanların hiç mi İslamî inancı ve hassasiyeti, Allah korkusu yoktur?

İyi de kalpleri faize kilitlenmiş ve de mühürlenmiş bu yalaka  adamlar neden yerlerinde tutulur da faiz baltasına sap olmakta devam ederler?

Vatandaşa Değil Bankacılığa Yeni Destek

İktisatçıların çoğundan akıllı olmakla birlikte hadi  faiz entrikalarını pek bilmediğimizi kabul ederek soralım:

Merkez Bankası’nın bankalara uyguladığı  faiz yüzde 14 olup bankalar bu rakamı aşan yüzdelerle mevduat toplarken ilan edilen düşük faiz oranları sonucu oluşacak zararları hangi kurum karşılayacak?

Merkez Bankası mı, ödemelerini zarara yazacak Bankalar  mı?

Sonuçta  oluşacak zararları kapatacak ne yazık ki  Millet hazinesidir, yani halktır. Bir hadise göre halk Allah’ın ailesini oluşturur. Allah’ın azabından da mı korkmuyoruz?

Başarılı Örneklerimiz Var

Özel sektörün tasarrufa dayalı faizsiz sistemle konut edindirmesinin başarılı örnekleri ortada iken ve  devlet destekli ve denetimli özel sektör öncülüğünde borsaya açılabilecek inşaat şirketleri kurulabilecek iken neden illa da sömürücü bankacılık ?

Yüreğim sızlayarak ifade edeyim, imanım beni, nefsim dahil herkesten  metodik şüpheye düşürüyor.

Kredi yoluyla vatandaşa aldırtılacak konutları kim yapacak? Kamu sektörü yapacaksa niçin bankacılığı araya sokuyoruz?

Özel sektör yapacaksa, özel sektör bankalardan kredi almayacak mı? Neden fakir vatandaşa faiz yükü bindirilmiş pahalı konutları, bir de faizli kredi kullandırtarak aldırtıyoruz?

 

Yoksa Cahiliye Dönemi Müşrikleri Bizden Hayırlı mı?

Allah’a ve  yasalarına ortak koşan Peygamberlik öncesi dönemin  deist / müşrik Cahiliye adamları  “Allah’ın Saygın Evi”  olan Kâbe’nin tamirinde mânen pislik olarak gördükleri faiz necasetine bulaşmış  yardımları kabul etmedikleri  için Kâbe bir çatı altına alınarak kapatılamadı. Bu olayı bize hatırlatırcasına Kâbe’nin bir kısmı/ Hıcr-i İsmail hâlâ açıktır, açıktadır.

Böyle iken  sözde Müslümanlar   olarak bizler, edinme uğruna borçlanılabilir ve sosyal yardım olarak zekât  bile alınabilir aslî ihtiyaç olan  ve  en az Kâbe kadar kutsal  olan evlerimizi, Allah’a ve Elçisi Muhammed’e başkaldırı ile neden manevî bataklıklar  üzerinde kurmaya çalışıyoruz!

Cahiliye müşrikleri kadar onurumuz yok mu?

Oysa ki Kur’ân’ımızın emri olarak gerçekleştirilmesi gereken yardımlaşma görevimizi  yoğunlaştırmamız  gereken alanlardan  biri  de  hiç  şüphesiz ev edinme ve edindirme değil midir?

Aydınlar, siyasîler, yöneticiler, yatırımcılar, sivil örgütler ve hatta bütün müminler olarak ev edinme/edindirme alanında doğru politikalar üretmeli, kurumlar oluşturmalı ve bu çalışmaları farz-ı kifaye vazife bilmeli değil miyiz?

Hulasa Rabbimiz Kur’ân’da, “Evlerinize kapılarından girin/ev konusuna doğru ve helal yollardan yaklaşın,” buyurur.  Vazifemiz meşru yöntemlere  başvurmak olmalıdır. (Bakara 189) İlla da faiz diyemeyiz, dememeliyiz.

Sözü Peygamberimizin bir duasıyla bağlayalım:

Allah’ım! Günahlarımı  bağışla, evimi genişlet ve rızkımı bereketlendir.”

Ali Rıza Demircan

 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.