“Konut kredisi için 0.99 ve 0.89 olmak üzere açıklandı. Ev sahibi olmak isteyen vatandaşların 120 ay vade seçeneği ile 0.89 ve 0.99 faizli konut kredisi ile konut sahibi yapılacağı açıklandı.”
Bu Nasıl Batıl/Zalim Bir Tercihtir?
Bankacılık sistemi egemenlerin dokunulmazı mıdır? Yaptırımcı otoriter gücünü nereden alıyor?
Bilgisiz ve bilinçsiz de olsa faiz hassasiyeti olan Müslüman halkımızı ve onun müteşebbisini, çiftçisini, memurunu, esnafını, sanatkârını niçin ve ne zamana kadar bankacılık sitemine sömürteceğiz? Niçin her destek paketi bankacılığa mecbur ediyor?
Akıl alır gibi değil ama Devlet, bankacılığa, mevduatının on beş yirmi katı kaydi para oluşturuyor ve gerçekte var olmayan bu kaydi parayı bankacılık kredi olarak kullandırtarak faizini alıyor.
Bankacılılık yararına oluşturulan bu parayı niçin halk yarına üretmeyiz de başını sokacak bir eve muhtaç olan vatandaşımızı, semirtilen zalim bankacılılığa mahkum ederiz? Vergi ödeyen, askerlik yapan ve gereğinde can veren vatandaşımız değil mi?
Ya Hû! Aslî ihtiyaçlardan olup dokunulmazımız olan eve muhtaç insanımızı, ona yardımcı olma amacıyla da olsa bu zalim faizci düzene ve onun bankacılık sistemine yönlendirirken hiç mi sorumluluk duymuyoruz?
Sözde bu destek paketlerini hazırlayıp etkili ve karar alıcı üst yöneticilere ve Recep Tayyip kardeşimizin onayına sunanların hiç mi İslamî inancı ve hassasiyeti, Allah korkusu yoktur?
İyi de kalpleri faize kilitlenmiş ve de mühürlenmiş bu yalaka adamlar neden yerlerinde tutulur da faiz baltasına sap olmakta devam ederler?
Vatandaşa Değil Bankacılığa Yeni Destek
İktisatçıların çoğundan akıllı olmakla birlikte hadi faiz entrikalarını pek bilmediğimizi kabul ederek soralım:
Merkez Bankası’nın bankalara uyguladığı faiz yüzde 14 olup bankalar bu rakamı aşan yüzdelerle mevduat toplarken ilan edilen düşük faiz oranları sonucu oluşacak zararları hangi kurum karşılayacak?
Merkez Bankası mı, ödemelerini zarara yazacak Bankalar mı?
Sonuçta oluşacak zararları kapatacak ne yazık ki Millet hazinesidir, yani halktır. Bir hadise göre halk Allah’ın ailesini oluşturur. Allah’ın azabından da mı korkmuyoruz?
Başarılı Örneklerimiz Var
Özel sektörün tasarrufa dayalı faizsiz sistemle konut edindirmesinin başarılı örnekleri ortada iken ve devlet destekli ve denetimli özel sektör öncülüğünde borsaya açılabilecek inşaat şirketleri kurulabilecek iken neden illa da sömürücü bankacılık ?
Yüreğim sızlayarak ifade edeyim, imanım beni, nefsim dahil herkesten metodik şüpheye düşürüyor.
Kredi yoluyla vatandaşa aldırtılacak konutları kim yapacak? Kamu sektörü yapacaksa niçin bankacılığı araya sokuyoruz?
Özel sektör yapacaksa, özel sektör bankalardan kredi almayacak mı? Neden fakir vatandaşa faiz yükü bindirilmiş pahalı konutları, bir de faizli kredi kullandırtarak aldırtıyoruz?
Yoksa Cahiliye Dönemi Müşrikleri Bizden Hayırlı mı?
Allah’a ve yasalarına ortak koşan Peygamberlik öncesi dönemin deist / müşrik Cahiliye adamları “Allah’ın Saygın Evi” olan Kâbe’nin tamirinde mânen pislik olarak gördükleri faiz necasetine bulaşmış yardımları kabul etmedikleri için Kâbe bir çatı altına alınarak kapatılamadı. Bu olayı bize hatırlatırcasına Kâbe’nin bir kısmı/ Hıcr-i İsmail hâlâ açıktır, açıktadır.
Böyle iken sözde Müslümanlar olarak bizler, edinme uğruna borçlanılabilir ve sosyal yardım olarak zekât bile alınabilir aslî ihtiyaç olan ve en az Kâbe kadar kutsal olan evlerimizi, Allah’a ve Elçisi Muhammed’e başkaldırı ile neden manevî bataklıklar üzerinde kurmaya çalışıyoruz!
Cahiliye müşrikleri kadar onurumuz yok mu?
Oysa ki Kur’ân’ımızın emri olarak gerçekleştirilmesi gereken yardımlaşma görevimizi yoğunlaştırmamız gereken alanlardan biri de hiç şüphesiz ev edinme ve edindirme değil midir?
Aydınlar, siyasîler, yöneticiler, yatırımcılar, sivil örgütler ve hatta bütün müminler olarak ev edinme/edindirme alanında doğru politikalar üretmeli, kurumlar oluşturmalı ve bu çalışmaları farz-ı kifaye vazife bilmeli değil miyiz?
Hulasa Rabbimiz Kur’ân’da, “Evlerinize kapılarından girin/ev konusuna doğru ve helal yollardan yaklaşın,” buyurur. Vazifemiz meşru yöntemlere başvurmak olmalıdır. (Bakara 189) İlla da faiz diyemeyiz, dememeliyiz.
Sözü Peygamberimizin bir duasıyla bağlayalım:
“Allah’ım! Günahlarımı bağışla, evimi genişlet ve rızkımı bereketlendir.”
Ali Rıza Demircan