islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,5825
EURO
34,8367
ALTIN
2.417,68
BIST
9.645,02
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
24°C
İstanbul
24°C
Az Bulutlu
Çarşamba Az Bulutlu
22°C
Perşembe Az Bulutlu
20°C
Cuma Açık
20°C
Cumartesi Az Bulutlu
19°C

Evlat acısı yaşayanlara en büyük teselli

Evlat acısı yaşayanlara en büyük teselli

Teselli verecek tek bir söz yok…

Sosyal medyada okuduğum bir haber, benim de dünyamda büyük fırtınalar kopardı. Geçmişe götürdü, geleceğe baktırdı ve hali düşündürdü. Haberin özeti şu idi: 

“Ebru Şallı’nın 1 yıldır lenfoma tedavisi gören 8 yaşındaki oğlu Pars hayatını kaybetti. Ebru Şallı’nın oğlu Pars’ın ölüm haberi yalnızca sanat dünyasını değil Türkiye’yi yasa boğdu. Anne – oğulun yayınlanan videosu, izleyenleri derinden etkiledi. Videonun altına sayısız yorum geldi. Herkesin ortak tek bir sözü vardı: Teselli verecek tek bir söz yok!

Değerli okurlarım, siz de gördünüz. Haberin sonu,  “teselli verecek tek bir söz yok” cümlesi ile bitiyor. Halbuki, bizim dünyamızda bu acıları dindirecek, yaralarımıza merhem olacak çok değerli sözler var. Ne hazindir ki o sözlerden birini veya bir kaçını hatırlatacak ya kimsede mecal kalmamış, ya da bu konuda kimsede bilgi yok.  

Ebru Şallı’nın yakınında bulunsaydım, önce ona bademcik ameliyatı sonucu vefat eden altı yaşlarında ciğer parem kızım için sessizce döktüğüm göz yaşlarımı gören hocamın sözünü hatırlatırdım. Taziye için gelen hocam o gün bana şöyle demişti: “Allah kızınızı bu dünyanın kirlerine bulaştırmadan cennete aldı, sabret ve sabır içinde şükret.” Bu sözden yola çıkarakben de Ebru Şallı hanım kızımıza derdim: “Allah oğlunuzu bu dünyanın kirlerine bulaştırmadan cennete aldı, sabret, sabır içinde şükret.” Ve yine derdim ki: “Pars kazanacağını kazandı, o kendini kurtardı, hiç bir günaha bulaşmadan uçtu cennete gitti. Dolayısıyla asıl ağlanacak olanlar Parslar değil, bizleriz. Çünkü bizim o kadar temiz gideceğimize ve direk cennete uçacağımıza dair bir garantimiz yok. Çünkü biz, fena ve fani bir dünyada bulunuyoruz. Bu dünyadan sağlam gitmek, günahsız gitmek, hatta imanlı gitmek kolay değil. Çok dikkatli, tedbirli ve hazırlıklı olmalıyız. Çantamızı ahirette işe yarayacak amel ve ibadetlerle doldurmalıyız. 

Ebru kızım, Şimdi sen oğlundan geçici olarak ayrıldın. Eğer oğluna ebedî dünyada ve cennette kavuşmak istiyorsan seni cennete götürecek işlerin, ibadetlerin peşine düş. Ciddi bir tevbe ile Rabbine dön. Senin dönüşün, cazibeli ama yalan dünyanın bütün figüranlarına ders olsun, ibret olsun. Bu dünyada karşılaştığın acıyı, tatlıya, musibeti rahmete, zararı kâra dönüştürmek senin elinde. Allah’ın verdiği bu fırsatı kaçırma. Allah’ın razı olmadığı giyim ve kuşamdan, O’nun razı olmadığı hayat tarzından vazgeç. Sana cenneti kazandıracak İslâmî ölçülere sarıl, beş vakit namazı ihmal etme, zekât ve sadakalar vermekle fakir-fukarayı sevindir.” 

Zaman zaman söylediğim bir söz var: Müslüman, düğünde müteşekkir edalı, cenazede de mütefekkir edalı olmalıdır. Bu dengeyi kaybettiğimiz içindir ki sevinçlerimiz isyandan, kederlerimiz de kaderi eleştirmekten uzak kalamıyor. Halbuki Sevinçleri sevaba dönüştüren şükür olduğu gibi, kederleri hafifleten ve yine sevaba dönüştüren de kadere iman ve Allah’tan gelene razı olmaktır. Ne güzel demiş Yunus: 

Gerek ağlat, gerek güldür,
Gerek yaşat gerek öldür,
Aşık Yunus sana kuldur,
Kahrında hoş, lutfun da hoş. 

Varsın haberin son cümlesi “teselli verecek tek bir söz yok” şeklinde bitsin. Ebru’nun ve bizim gibi evlat acısı çekmiş insanların yaralarına merhem olan nice paha biçilmez sözler var repertuarımızda. Şimdi ben onlardan bir kaç tanesini evlat acısı çeken bütün Ebrulara ve siz değerli okurlarıma arz edeceğim. İşte o sözlerden biri ve birincisi Kur’an’ın şu ayetidir: 

وَلَنَبْلُوَنَّكُمْ بِشَيْءٍ مِنَ الْخَوْفِ وَالْجُوعِ وَنَقْصٍ مِنَ الْاَمْوَالِ وَالْاَنْفُسِ وَالثَّمَرَاتِۜ وَبَشِّرِ الصَّابِر۪ينَۙ  

اَلَّذ۪ينَ اِذَٓا اَصَابَتْهُمْ مُص۪يبَةٌۙ قَالُٓوا اِنَّا لِلّٰهِ وَاِنَّٓا اِلَيْهِ رَاجِعُونَۜ اُو۬لٰٓئِكَ عَلَيْهِمْ صَلَوَاتٌ مِنْ رَبِّهِمْ وَرَحْمَةٌ وَاُو۬لٰٓئِكَ هُمُ الْمُهْتَدُونَ  

Bu âyetiyleAllah Teala, bir taraftan insanlığa sesleniyor, bir taraftan da son elçisi Hz. Muhammed (sav) efendimize. İnsanlara diyor ki:

“(Ey insanlar!) Yemin ediyorum ki, biz, sizi, korku, açlık; mal kaybı, can kaybı, ürün kaybı gibi bir kısım şeylerle, (acı olaylarla) imtihan ediyoruz.”[1][1] 

Peygamberimiz Hz. Muhammed’e (sav) de diyor ki: (Rasûlüm! Sınava tabi tutttuğumuz insanlardan: “Şüphesiz biz Allah’tan geldik ve O’na dönmekteyiz.” Deyip Allah’ın sınavına razı olanlara, başlarına bir musibet geldiğinde sabredip teslimiyet gösterenlere müjde ver. Onlara Rablerinden rahmet, salavat, (saadet ve cennetler) vardır. İşte hidayete erdirilmiş olanlar da bunlardır.”[2][2] 

Allah Rasûlü Efendimiz Hz. Muhammed (sav) de buyurmuşlar ki:

“Henüz erginlik çağına ulaşmamış çocuğu (veya) çocukları ölen her Müslüman (anne-babayı) Allah, çocuklara olan rahmet ve şefkatinden dolayı cennete koyar.”[3][3] 

Yine buyurmuşlar ki: 

Allah, ruhları kabzetmekle görevlendirdiği meleklere sorar: 

-Kulumun çocuğunu elinden aldığınız, gönül meyvesini kopardığınız zaman kulum ne dedi?” Melekler:
– Sana hamdetti ve “innâ lillâh ve innâ ileyhi râciûn: Biz Allah’tan geldik, Allah’a döneceğiz” dedi, diye cevap verirler.
O zaman Allah Teâlâ şöyle buyurur:
– Kulum için cennette bir saray yapın ve ona “Hamd Sarayı” adını verin.”[4][4] 

İşte böyle, büluğ çağına ermeden çocukları vefat edenler cennette “hamd” saraylarında, “şükür” köşklerinde çocuklarıyla beraber ağırlanacaklar, sefa ve saadet içinde ebediyyen yaşayacaklar. Bunları haber veren ayet ve hadislerden daha büyük teselli sözleri olabilir mi? Yaşayan çocuklarımız göz aydınlığımız, vefat eden çocuklarımız şefaatçimiz olsun. Selam ve sevgilerimle.

Dr. Vehbi KARAKAŞ 

MİRATHABER.COM – YOUTUBE

[5][1] Bakara, 2/155-157 

[6][2] Bakara, 2/155-157 

[7][3] Bkz. Buhârî, “Cenâiz”, 6, 91, İlim, 36, Cenaiz, 6, 91, İ’tisam, 9; Müslim, “Birr”,153 Tirmizî, “Cenâiz”, 64;Nesâî, “Cenâiz”, 25; İbni Mâce, “Cenâiz”, 57. Bkz. Tecrid-i Sarih, IV, 313; Ali Nasıf, Mansur, et-Tâcu’l-Camiu li’l-Usûl fî Ehadîsi’r-Rasul (sav), 1/328. 

[8][4] Bkz. Tirmizî, Cenâiz 36 


Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.