Biz Müslümanız. Kur’ân ve Sünnet ile ayarlı inancımıza göre Rabbimizin emirleri ve yasaklarına uyarak Ona ibadetle yükümlü kılındık. Mevlâmız pek merhametli olduğu için emirleri faydamıza, yasakları da zararımızadır. Zararlı yasaklardan biri de zulüm olarak nitelenip savaş açılan faizdir. Faiz sosyal refahın değil felaketin sebebidir.
Faize Karşı Olmak Yetmiyor
Faize karşı olmak ve faizsiz bir düzen istemek yetmiyor. Bunu gerçekleştirecek mevcut kadroları yetkili mevkilere getirmek ve ihtiyaç duyulacakları da yetiştirmek gerekiyor.
Biz Müslümanız. Dinimizin, ortak aklın ve ilmin tanımadığı ve karşı çıktığı Münker’leri engellemekle yükümlüyüz. Daha açık bir anlatımla muhalefet bizim de görevimizdir. İçinde kıvrandığımız ekonomik bunalım Allaha’a ve âhiret hayatına iman zaafı temel sebebine bağlı olarak faiz, israf ve bir tür israf olarak görülebilecek gereksiz/bilinçsiz yatırımlardır.
Biz hükümetlerimizi doğrudan ve samimiyeti ve gayretine inanmakta olduğumuz sayın Cumhurbaşkanımızı da dolaylı olarak eleştiriyoruz. Çünkü çerçevesi çizilen anlamda ve gereğinde muhalefet etmek bizim namaz kılmak ve zekât vermek gibi görevimizdir.
Özel Sektör Borçlar ve İflas Haberleri
Bildiğim kadarıyla iç ve dış dış borçların yarısından çok fazlası özel sektörün. Hadi hükümetler basiretsiz davrandı, özel sektör neden hesabsız ve kitapsız borçlandı.
Medyamızda her gün iflas ve konkordato haberleri veriliyor. Veriliyor da sebeplerine inilmiyor. Çünkü çoğunluğu İslâmî man ve bilgi yoksunu olan medya kendilerini besleyen kaynakları deşifre edemiyor, sisteme karşı çıkacak bilinci de yok.
Görebildiğim kadarıyla iflasla ve konkordatoların ana sebebi faiz düzenidir. Zalim bankacılık sistemidir. İnanç zaafı içindeki yatırımcılar İslâm’ın önerdiği ortaklığı beceremedikleri için faizci bankacılığa teslim oluyorlar. Aslında fabrikaları da, bindikleri arabalar da, oturdukları konaklar da büyük ölçüde kendilerinin değil. Büyük krediler alıyorlar. Sonrada her hal-ü kârda işleyen faize dayanamıyorlar.
Şöhretli Bir Müteahhit
Geçenlerde bir toplantıda kamuoyunun bir ölçüde tanıdığı bir inşaat müteahhidi ile aynı masayı paylaştık. Söz faizden açılınca 150 milyon faiz ödediğini açıkladı. Dehşete düştüm; be adam senin etin butun ne. Aslında bu gibiler içi boş görüntüden ibarettirler. Sermayelerinin büyük bölümü faizli borç. En ufak bir sarsıntıda borçlu oldukları bankaların sömürü enkazı altında kalıyorlar.
Seçtiğimizi Eleştirmek de Bizim Görevimizdir
Son seçimde de muhterem Recep Tayyip bey kardeşimizi tercih ettik. Ettik ama sonradan da faiz politikalarını eleştirdik. Akıllı geçinen bazı takipçilerimiz de bizi ilkesizlikle suçladı.
Tamam da… biz bilerek neden Recep Tayip kardeşimizi destekledik? Çünkü alternatifi yok. Daha İslâmî ve ilmî bir eğitim ve medya sistemini öneren, faiz düzenine karşı çıkan bir muhalefet mi var? İflasların ve konkordatoların gerçek ve ana sebebinin faiz sistemi olduğunu bildiren medya mı var? Felaketin gerçek sebeplerine inmiyorlar.
-İslâm yasakladığı için mi bilinmez- savundukları sosyal demokrat veya milliyetçi çizgide faize bile karşı çıkamayan muhalefette ve etik yoksunu medyada hayır yok. Geçen günkü yazımızda değindiğimiz üzere iç muhalefeti üstlenerek doğruya çağırmaz ve eğriden sakındıramazsak gelecekten hayır beklemek ahmaklık olur. Dostlarımıza da açıklamış olalım. Fabrikalar niye iflas ediyor? Cevabı Rabbimizim açıklamlarında:
“Faiz yiyenler ancak şeytanın dokunması ile kaldırıp yere çaptığı kimseler gibi kalkarlar.* Çünkü onlar: “Alışveriş de, bir tür faizdir” derler, halbuki Allah alışverişi helal sayarken, faizi haram kılmıştır. Kim Rabbinin öğüdünü dinler ve hemen faizden vazgeçerse, artık geçmişteki günahları veya ana sermayesi veya geçmişte aldığı faizler kendisine aittir. Ve onun hakkında karar vermek, artık Allah’a kalır. Kim de faize tekrar geri dönerse; içinde yaşayıp kalacakları ateşe mahkum olanlar işte böyleleridir.
Allah faizli kazançları iflasa mahkum eder ama karşılıksız yardımlar olan, sadakaları kat kat artırarak bereketlendirir. Allah kendisinden gelen gerçekleri örtbas edenleri ve günahkarların hiçbirini sevmez.
-Şeytan cinlerdendir. Cinler ise insan vücudunun gözeneklerine girebilen ateşten yani bir tür elektrik dalgalarından yaratılmıştır. Şeytanın dokunması cereyan çapması gibidir; kaldırıp atar ve insan darbenin nereden geldiğini anlamadan derin bir şaşkınlıkla doğrulmaya çalışır. İçten ve dıştan estirilen faiz dalgaları da ansızın gelir çökertir. Doğruları en iyi bilen Allah’tır. (Bak. Rahman 55/15; Hıcr 15/27; Kehf 16/50)
Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi