islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,5704
EURO
34,9776
ALTIN
2.421,86
BIST
9.722,09
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
20°C
İstanbul
20°C
Az Bulutlu
Cuma Parçalı Bulutlu
19°C
Cumartesi Az Bulutlu
17°C
Pazar Az Bulutlu
19°C
Pazartesi Az Bulutlu
19°C

Fatih’in Ayasofya Vakfiyesinin Laneti İçeren Son Bölümü

Fatih’in  Ayasofya Vakfiyesinin Laneti İçeren Son Bölümü

Vakfiye Tağyir ve Tebdil Edilemez

Allah’ın yarattıklarından Allah’a ve O’nun rü’yetine iman eden, [166] Ahirete ve onun heybetine inanan hiçbir kimse için, sultan olsun melik olsun vezir olsun bey olsun, şevket ve kudret sahibi biri olsun hâkim veya mütegallib (zâlim ve diktatör) olsun, özel­likle zâlim ve diktatör idareciler tarafından tayin olunan, fâsid bir tahakküm ve bâtıl bir nezâret ile vakıflara nazır ve mütevelli olanlar olsun ve kısaca insanlardan hiçbir kimse için, bu vakıfları eksiltmek, bozmak, değiştirmek, tağyir ve tebdil eylemek, vak fi ihmal edip kendi haline bırakmak ve fonksiyonlarını ortadan kaldırmak, asla helal değildir.

Allah’ın, Meleklerin ve Bütün İnsanların La’neti Üzerlerine Olsun

Kim ki, bozuk teviller, hurafe ve dedikodudan öteye geçmeyen bâtıl gerekçelerle, bu vakfın şartlarından birini değiştirirse veya kanun ve kurallarından birini tağyir ederse; vakfın tebdili ve ip­tali için gayret gösterirse; vakfın ortadan kalkmasına veya maksa­dından ve gayesinden başka bir gayeye çevrilmesine kast ederse, vakfın temel hayır müesseselerinden birinin yerine başka bir ku­rum ikame eylemek (temel müesseselerden birinden taviz ver­mek) ve vakfın bölümlerinden birine itiraz etmek dilerse veya bu manada yapılacak değişiklik veya itirazlara yardımcı olur yahut yol gösterirse; veya şer’-i şerife aykırı olarak vakıfta tasarruf et­meye azm eylerse, mesela şeri’ata ve vakfiyeye aykırı ferman, be­rat, tomar veya talik yazarsa veyahut tevliyet hakkı resmi yahut takrir hakkı resmi ve benzeri bir şey taleb ederse, kısaca bâtıl ta­sarruflardan birini işler yahut bu tür tasarrufları tamamen geçer­siz olan yazılı kayıtlara ve defterlere kaydeder ve bu tür haksız iş­lemlerini yalanlar yumağı olan hesaplarına ilhak ederse, [167] açıkça büyük bir haramı işlemiş olur, günahı gerektiren bir fiili irtikâb eylemiş olur.

Allah’ın, meleklerin ve bütün insanların la’neti üzerlerine olsun. “Ebeddiyyen Cehennemde kalsınlar, onların azapları asla hafifletilmesin ve onlara ebeddiyyen merhamet olunmasın. Kim bunları duyup gördükten sonra değiştirirse ve­bali ve günahı bunu değiştirenlerin üzerine olsun. Hiç şüphe yok ki, Allah her şeyi işitir ve herşeyi bilir.

Haksız bir şekilde bu vakıflara tağyir, ibdâl, tahrif ve ibtal şek­limle uıüdahelc ve tecavüz eyleyen insan, ölümle karşılaştığı anı, sekerât-ı mevti, kabri müşahede ettiğini ve onun karanlığı­nı, tabutu ve onun içindeki yalnızlık ve vahşeti, Münker melekle­rini ve heybetini, Nekir meleğini ve onun dehşetli darbelerini, Münker ile Nekir’in sorgulamalarındaki dehşeti, bütün insan­ların Âlemlerin Rabbi’nin huzuruna çıktıkları günde Allah’ın huzuruna çıkacağını, o gün hiçbir nefsin bir diğer nefis için hiçbir şeye malik olamayacağını ve o gün her şeyin dizgininin Allah’a ait bulunacağını hatırlasın.

Kim, Allah’ın Kitabı’na ve Resülüllah’ın Sünneti’ne muhalefet ederse, Allah ve Resülü’nün haram kıldığını helalleştirmeye ça­lışırsa, müslüman kardeşinin vakıflarını bozmaya, hayırlarını tahrib etmeye ve hasenatını iptal eylemeye gayret gösterirse ve mü’minin hayır müesseselerini fonksiyonsuz hale getirmeye taarruz ederse, artık Allah’ın gadabı ile dönmüş olur; son du­rağı ve oturağı Cehennem’dir; [168] Cehennem ne kötü bir va­rılacak yerdir; Allah onun hesaba çekicisi, azabın en azgın olan­larıyla azaplandırıcısı ve ikabın kanunlarıyla cezasını vericisidir. “

O gün zâlimlere ileri sürecekleri mazeretleri fayda vermeyecektir; onlar için sadece la’net vardır; onların varacakları ce­hennem ne kötü bir menzildir.”

“O gün her nefis kazandığı gü­nahlar sebebiyle rezil ü rüsvay olacaktır; o gün zulüm yoktur; şüphesiz Allah hesabı çok hızlı yapandır.

“Bütün bunlardan sonra, vâkıfın ecr ü mükâfatı Hayy ve Kerim olan Allah’a, O’nun rahmetine, herkesi kucaklayan ihsanına, nimetine ve büyük fazlına aittir. Hiç şüphe yoktur ki, Allah gü­zel amel işleyenlerin ücretlerini zayi kılmaz.

Bu vakfiyenin üst kısmında imzası bulunan Hâkim verdiği ka­rarların geçerli olduğu ve verdiği taasdik ve bozma kararları­nın meşru kabul edildiği bir durumda, kendi yargı yetkisi sınır­ları içinde, bu vakfın belirlenen şekilde sahih ve geçerli olduğu­na; vakfiyede zikredilen şartların açıklanan kanunlar mûcebince geçerli ve meşru kabul edildiğine; vakfiyedeki sıfat ve vasıf­ların dinen gerekliliğine; vâkıfın isbat ve nefy ettiklerinin bağ­layıcı olduğuna, kesin bir karar ile karar verdi; herkesi bağlaya­cağına ve vakfın lazım hale geldiğine hükmetti; verilen karar üzerine mes’uliyetlerini müdrik olarak âdil şahitleri şahit gösterdi.
Bu şer’î hüccetin yazılması………………. de…… vuku buldu……… 219

Ali Rıza DEMİRCAN

Kaynak:

Üç Devirde Bir Mabet

AYASOFYA

Prof. Dr. Ahmet Akgündüz, Doç. Dr. Sait Öztürk. Yaşar Baş Sayfa 310 ,311

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.