GEÇMİŞTEN DERS ALIP GELECEĞE HAZIRLANMAK GEREKİR

İnsan hayatı, bir bakıma iki hayal üzerine kurulmaktadır. Bunlar, yaşlıların ve gençlerin hayalleridir. Yaşlılar, geçmiş hatıralarını, deneyim ve tecrübelerini hayal ederek kalan ömür sermayelerinde ayakta durmaya çalışmaktadırlar. Belli bir yaştan sonra insanların hayalleri, hep geçmişe yönelik olmaktadır. Gençlerin hayalleri ise, tam tersine geleceğe yönelik olmaktadır. Gençler hayata hep tozpembe bakmakta, umut dolu, büyük, olumlu hayaller kurmaktadırlar. Yaşlılar bazı güzel hatıralarıyla teselli bulurken, bazı olumsuz hatıralarıyla da acı duymakta, hayıflanmakta, bazı yaptıklarından dolayı pişmanlık duymaktadırlar. Gençler ise ileriye dönük güzel hayaller kurarken, kurdukları mutluluk sahnelerini karşılarında görüyormuş gibi gözleri ışıl ışıl parlamakta, yürekleri kıpır kıpır oynamaktadır. Bu iki hayal sahnelerinin birbirleriyle çok yakın ilişkileri vardır. Gençlerin geleceğe yönelik kurdukları mutluluk dolu güzel hayallerin gerçekleşmesi için, yaşlıların geçmişte kalan hayallerinin tecrübe ve deneyimlerinden yararlanmaları, ders ve ibret almaları gerekmektedir. Onun için Kur’an-ı Kerim’i çok iyi dinleyip ona göre hareket etmek gerekir.

Kur’an-ı Kerim’in üçte biri geçmişte yaşanmış olayları anlatan kıssalardan oluşmaktadır. Bazı peygamberlerin yaşadıklarının hatırlatılması, geçmişten ders ve ibret almaya yöneliktir. Ona göre geçmişte yaşanmış olaylardan, yaşlıların tecrübe ve deneyimlerinden yararlanmak gerekmektedir. Her hâlükârda geçmişten ders ve ibret alıp geleceğe hazırlanmamız gerekmektedir.

Bununla beraber kendimizi de hesaba çekerek geçmişte işlediğimiz hataları da düzelterek geleceğe daha iyi bir şekilde hazırlanmamız gerekmektedir. Nitekim Hz. Muhammed (sav.) de bu konuda bizlere şu emri vermiştir: “Hesaba çekilmeden evvel kendinizi hesaba çekiniz.”^[1][1] Ona göre kendi kendimizi sorgulayalım, yapmış olduğumuz hata ve kusurlardan dolayı Allah’a karşı tövbe ederek yanlışlarımızı düzeltelim ve geleceğe yönelik hem dünya hem de ahiret için çalışalım. Yüce Allah bu konuda bizleri şöyle uyarmaktadır: 

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اتَّقُوا اللَّهَ وَلْتَنظُرْ نَفْسٌ مَّا قَدَّمَتْ لِغَدٍ وَاتَّقُوا اللَّهَ إِنَّ اللَّهَ خَبِيرٌ بِمَا تَعْمَلُونَ

 “Ey iman edenler! Allah’tan korkun! Her kişi yarın için ne hazırladığına bir baksın! Allah’tan korkun! Hiç şüpheniz olmasın ki Allah, yapmakta olduğunuz şeylerden haberdardır.”^[2][2] 

Bu ayette emredildiği gibi yarına/geleceğe hazırlıklı olmamız gerekmektedir. Bu hazırlanma, hem dünya hem de ahiret hayatı için olmalıdır. Her gencin, yaşlıların hatıralarından, deneyim ve tecrübelerinden yararlanarak geleceğe akıl, mantık, ilim ve tecrübe ilkelerine göre hazırlanması gerekmektedir. Ayet ve hadislerde haber verildiği gibi geçmişin bir dökümanını yapmamız ve geleceğe bilinçli bir şekilde hazırlanmamız icap etmektedir. Bu hazırlanma, dünya hayatına yönelik olduğu gibi, ahiret hayatına yönelik de olmalıdır. 

Herkese, selam, saygı ve hürmetlerimi sunuyorum.  

Prof. Dr. Nurettin Turgay 

^[3][1] Tirmizî, kıyamet, 25, hadis no: 2459.

^[4][2] el-Haşr 59/18.