islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,3184
EURO
35,1145
ALTIN
2.295,76
BIST
9.049,36
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Açık
20°C
İstanbul
20°C
Açık
Cuma Az Bulutlu
23°C
Cumartesi Az Bulutlu
21°C
Pazar Parçalı Bulutlu
21°C
Pazartesi Az Bulutlu
23°C

Her Gecemiz Berat Gecesidir

Her Gecemiz Berat Gecesidir

Bismillahirrahmanirrahim

Yarattığı geceleri kendisine yönelişle değerlendirmemizi emir buyuran yüce Allah’ımıza hamd ederim. Kendisine görev olarak yüklenen gece ibadetini Kur’an okumaları, tefekkür, namaz ve dua ile gerçekleştiren ve bizleri de gece ibadetine yüreklendiren aziz Peygamberimiz, biricik hayat önderimiz Hz. Muhammed’e salat ve selam ederim.

Bilmemiz Gerekenler genel başlığı altında sunduğumuz sohbetlerimizi devam ettiriyoruz. Bu sohbetimizi’Her Gecemiz Berat Gecesidir’ başlığı altında sunacağız.

Gecelere ve Fecre Yemin

Güzel kardeşlerim! Yer ve gök varlıklarını bizler için, bizleri de yüce zatına ibadet etmemiz için yaratan yüce Rabbimiz bu görevimizi yapabilmemiz için hizmetimize sunduğu varlıklardan biri de gecelerdir.

Geceler, ruhi gelişimin araçlarıdır. Geceler önemli mi önemlidir. Rabbimiz bu önemi kavrayabilmemiz için Kur’an-ı Kerim’de geceler üzerine and içmekte/ yemin etmektedir. Leyl suresinin 1. ayetinde; “Karanlıklarıyla yürüdüğü zaman geceye andolsun.” buyrulurken Fecr suresinin 4 âyetinde de “Delip geçtiği zaman geceye andolsun.” denilerek yemin edilmektedir. Bu gibi yemin içeren âyetler pek çoktur. Biz gecelerin şah vakti olan seher vaktine yemini içeren âyeti hatırlatmakla yetinelim: “ Fecr’e/Tan yerinin ağardığı vakte andolsun.”

İstiğfar vakti, orucun başlangıç vakti, sabah namazının kılınacağı ilk vakit olan Fecr’e yemin olsun.

Yeminin Sebebi

İslam bilginleri Rabbimizin yemin etmesini, üzerinde yemin edilen varlıklara dikkatlerimizi çekmek için olduğunu beyan ederler. Doğrudur.

Aziz kardeşlerim! Bu arada işaret etmiş olalım. Rabbimiz gecelere dikkatlerimizi çekerken, bize ve de inkârcılara yöneltmek istediği soruları da gündeme getirir. Kasas suresinin 71 ve 73. âyetlerini okurken ürpermemek mümkün değil:

Ey Peygamber, sor bakalım: Eğer Allah geceyi Kıyamet Günü’ne kadar sürdürecek olsaydı, size Allah’tan başka hangi ilah/ hangi güç ışığıyla gündüzü getirebilirdi. Siz artık Rabbinizin buyruklarını dinlemeyecek misiniz? 

Yine de sor bakalım: Allah gündüzü Kıyamet Günü’ne kadar sürdürecek olsaydı size içinde istirahat edebileceğiniz geceyi Allah’tan başka hangi güç getirebilirdi. Artık gece ve gündüzden hareketle Rabbimizin yüceliğini idrak etmeyecek / gerçekleri görmeyecek misiniz?”

Sevgili kardeşlerim; ilgili kitaplara bakıyoruz, makaleleri inceliyoruz, alakalı görselleri izliyoruz. Bütün bunlarda Yaradan’la irtibat kurulmuyor. Kendiliğinden oluşuverdiği zannediliyor geceler ve gündüzlerin.

Bilim bize gerçek olduğuna inandığımız bilgiler veriyor. Bu bilgilerin özeti şudur: Güneşin çevresinde saatte 108 bin km hızla dönen yerküremiz,kendi ekseni etrafında da saatte 1670 km hızla dönmektedir. Yerküremizin güneşten aldığı ışıklarla gündüz oluşurken, bu ışıklardan yoksun olan kısmında gece oluşmaktadır. Tabiat yasası bu.

İyi de saatte 108 bin km hızla seyreden güneşin yaratıcısı kim? Ekseni etrafında saatte 1670 klometre hızla dönen yerküremizin halikı kim? Bu ve benzeri varlıkların kendi yörüngelerinde seyrini konu alan Tabiat yasasını koyan kim? Yaradan’ımızın bütün varlıkları “Ol” emriyle yarattığına inananlar olarak biz Müslümanlar elbette Allah deriz.

Geceler Rahmet Süreçleridir

Aziz kardeşlerim; gece, önümüze açılan bir rahmet sürecidir. Asgari görevlerimiz de akşam, yatsı ve sabah namazlarıdır. Ama bu görevlerle yetinilmiyor dinimizde. Kur’an âyetlerini ve de aziz Peygamberimizin ilgili sözlerini incelediğimizde: Gecelerin istirahat/uyku vakti olduğunu; tefekkürü /düşünmeyi gerektirdiğini; ölümün ve dirilişin yaşandığı anları içerdiğini anlıyoruz. Gecelerin Kur’an okunacak, namaz kılınacak ve istiğfar edilecek zaman bölümleri olduğunu idrak ediyoruz. Gecelerin özellikle dua zamanı, olduğunu kavrıyoruz. Çünkü geceler, her an rahmetiyle ve kudretiyle zuhur eden Rabbimizin lütfuyla bize tecelli ettiği süreçlerdir geceler.

Geceleri değerlendiremeyenler manen yükselemezler. Rabbimizin iftihar ettiği güzel kullardan olamazlar. Güzel kullardan olamayanlar, yararlı bir toplum insanı da olamazlar. Birbirimize dua edelim de gecelerini değerlendirebilen kullar dercesine yükselebilelim.

Geceler İstirahat ve Uyku Zamanıdır

a. Güzel kardeşlerim; geceler Rabbimiz tarafından istirahat ve uyku zamanı kılınmıştır.

Bu konuda çok mu çok âyetler var. Rabbim bize nimetlerini anarken bu konuya değinir ama biz teberrüken, Nebe’ sûresinin 9 ile 11. âyetlerini hatırlatalım:

“Uykunuzu ölümün benzeri kıldık. Geceyi de örtü, dinlenme vakti eyledik. Gündüzleri de çalışıp kazanacağınız vakitler olarak takdir ettik.”

Geceleri kulluk inancı ve duygusu içerisinde değerlendirebilmek, gündüzleri de kulca yaşayabilmek için muhtaç olduğumuz gece uykusu bizim için ibadettir. Bunu bilmeliyiz Madem geceler istirahat için kılındı, gecelerde istirahat etmek, geceleri arz edeceğimiz ibadetlerle değerlendirmek görevimiz olmalıdır, gündüz öğle vakitlerindeki Kaylüle uykusuyla da gece uyanıklığına kendimizi hazırlamalıyız.

Geceler Tafekkür/Düşünce Zamanıdır

b. Güzel kardeşlerim; geceler tefekkür zamanıdır. Özellikle geceler. Bu gerçek Furkan suresinin 62. âyetinde şöyle açıklanıyor:

“ Düşünüp öğüt alacak ve de şükredici kul olmak isteyecekler için Yaradan gece ile gündüzü ard arda getirendir. “ 

Demek ki gece, gece, evet gece tefekkür zamanıdır. Hayatı düşünme, ölümü düşünme, yaşadıklarımızı düşünme, çevremizdeki varlıkları tefekkür etme zamanıdır. Üzerinde düşünebildiğimiz her bir varlığı da Rabbimize kul olarak yönelebilmemiz için aracı kılmalıyız.

Geceler Ölümü ve Diriliş Yaşama Zamanlarıdır

c. Gecelerimizin bir üçüncü özelliği var ki ondan nedense gaflet ediyoruz. Açıklamaya başlamadan önce Kur’an’da bildirilen ve çevremizde izleyebildiğimiz bir gerçeğe dikkatlerinizi çekmek istiyorum.

İlk peygamberden yaşadığımız bu ana kadar, İslam Dîni’ni inkâr edip başına buyruk hayat sürenlerin inkârlarının temel sebebi ölümle başlayacak âhiret hayatını; yeniden dirilişi ve sorgulanmayı içlerine sindirememeleridir. Oysaki insan her an ölümü ve dirimi yaşıyor. Vücudumuzda her an ölen hücreler var, her an yeni hücreler yaratılıyor. Ölüm ve diriliş her an yaşanıyor ve her gece yaşanıyor.

Uyku bir tür ölümdür aziz kardeşlerim. Ölümün benzeri olan uykuya daldığınız zaman hayat noktalanır gibidir, dünyevi imkânlar bir tarafta kalır ve size bir başka vücudunuzun olacağını ihtar eden rüyalar başlar… Yaradan dikkatlerimizi çekiyor ama kullar dikkatlerini odaklaştırmıyorlar gecelere ve uykulara. Bakınız Rabbimiz En’am sûresinin 60. ayetinde ne buyuruyor:

Allah size her gece ölümü tattırıyor. O, gündüz ne yaptığınızı da o biliyor. Takdir edilen ömrü yaşayasınız diye uyandırarak sizi her sabah yeniden hayata döndürüyor. Dönüşünüz O’na olacaktır. Sonra da O, size iradelerinizi kullanarak yaptığınız her bir işinizi haber verecek (sizi işlerinize göre mükafatlandırıp cezalandıracak) tır.”

Kur’an’da’ba’s‘ kelimesi yeniden diriliş anlamına geldiği gibi uykudan uyandırma manasına da gelmektedir. Rabbimiz bu ayette ba’s fiilini her iki anlamı da çağrıştırsın diye kullanıyor.

Güzel kardeşlerim; lütfen siz de bir görev üstlenin, bu konuyu daha bir ayrıntılı olarak açıklayan Zümer sûresinin 42. âyetini de sizler evinizde tetkik buyurunuz.

Aziz Peygamberimiz, ölmü uyku gibi niteleyen b u âyetlerden ilham almış olacak ki gece “Bismillahi emûtü ve ehya /Allah’ın adıyla ölür ve dirilirim” diyerek yatardı. Tekrar ediyorum: “Bismillahi emûtü ve ehya./Allah’ın adıyla ölür ve dirilirim.

Peygamberimiz her sabah uyandığında da şöylece hamd ve sena ederdi: “Elhamdulillahillezi ehyâna ba’de ma emâtena ve ileyhin-nüşûr/ Bizi öldürdükten sonra dirilten Allah’a hamd olsun. Dirilişimiz/Dönüşümüz de Onun huzuruna olacaktır.“ 

Evet, Peygamberimiz uykuya böylece yatar ve uykudan böylece kalkardı. Aslında Peygamberimizde hayatımızın her anını kuşatan bir besmele ve hamd uygulaması var güzel kardeşlerim. Tuvalete girerken çıkarken, şehre girerken çıkarken, alışverişe başlarken bitirirken vesaire…

Hayat inanınız bu kulca yönelişlerle güzelleşiyor Aslında bu her mümin bu güzelliği yaşayabilir. Yeter ki Rabbine yönelişinde samimi olsun.

Geceler Kur’ân’ın Okunacağı Verimli Vakitlerdir

Güzel kardeşlerim; geceler Kur’an okumalarının daha bir verimli vaktidir. Biliyor musunuz Rabbimiz aziz Peygamberimize Kur’an okumaları görevini yüklemiştir. Peygamberimiz Mekke yıllarında her gece kalkar ve kendisine indirilen Kur’an ayetlerini okur ve bu ayetler üzerinde düşünürdü. Müzemmil sûresini biliyorsunuz. Ha bilmiyorsanız bilmeniz gerekir güzel kardeşlerim. Herhangi bir Kur’an sûresinin adı geçtiğinde, Kur’an kültürüyle donanımlı olması gereken mümin hemen çağrışım yapmalıdır. Rabbimiz Peygamberimize; “Gecenin 

değişik vakitlerinde kalkmasını ve Kur’an’ı tane tane ve anlamı üzerine düşünerek okumasını “ emir buyurmuştur. Çünkü aynı surede bildirildiği üzere “gece okumaları daha bir kavratıcı, daha bir ruha sindirtici”dir

Güzel kardeşlerim; birbirilerimize dua etmeye muhtacız. Ben size bu konuları anlatıyorum, üstelik hafızım, Allah bu gece okumaları emrini sadece Peygamberine vermiyor. Bakınız bu emirlerin ilk muhatabı Peygamberimiz, tamam, ama her bir mümin de muhatap. Ben size dua edeceğim, siz de bana “gece Kur’an okumaları için kalkan ve bu okumalara devam edecek kullardan olmam için “lütfen dua buyurunuz.

Geceler Farz Ve Nafile Namazlar İçin de Verimli Vakitlerdir

Geceler, geceler farz üstü nafile namazlar için daha bir ruhaniyetlidir. Akşam var, yatsı var, sabah var. Bu namazları kılan gecelerden gaflet etmiyor demektir.

Aziz kardeşlerim; Allah bir kulunu namaza muvaffak kıldı mı ona değer veriyor demektir. Namaz çok y ücebir ibadettir. Yaradan bize değer vermese, huzuruna kabul etmez. Namaz kılmak yeryüzünde sahip olunabilecek en büyük değerdir. Ulaşılabilecek en büyük fazilettir. Onun için sık sık namaza vurgu yapmaya çalışıyorum.

Namaz kılan insanlara ne derece saygı gösterirseniz azdır aziz kardeşlerim. Burada bir ilave yapalım; sakın ha namaz kılan insanların gönlünü kırmayın, bedduasını da almayın. Namaz kılan elini kıldırırsa yıkar. Çünkü namaz kılan Allah’ın dostudur. Hamdolsun Rabbimize, bizi dostları arasına aldığı için. Peygamberimiz Veda Haclarında; ‘Ey insanlar biliniz ki namaz kılanlar Allah’ın dostlarıdır’ buyuruyor. Namazlı mısın, Allah katında değerin var demektir. Nazlısın. Namaz kılın kişi zulme uğradığında elini kaldırır da beddua eder zalimini yıkar.

Güzel kardeşlerim; gecelerin bir özelliği de gösterişten uzak, halis ibadet edilebilme zamanları olmasıdır. Onun için Peygamberimiz ayakları şişinceye kadar gece ibadetine de kalkardı. O, kurduğu devletin yöneticisi, yargıcı, ve komutanıydı. Akşama kadar bin bir türlü meseleyle yorulan Peygamberimiz ‘Ben güzel kul, şükredici kul olmayayım mı?’ diyerek gecelerini Kur’an okumaları yanı sıra namazla da değerlendirirdi.

Biliyorsunuz gece ibadeti ve Kur’an okumaları olan Teheccüd bizim için müekket sünnet bir görev ise de Peygamberimize farz-vacip görevdi. Çünkü yücelmenin yükselmenin yoludur gece ibadeti. Gece ibadeti olmaksızın yükselen kul yoktur. Az yemek, az uyumak, az konuşmak kemalin /olgunluğun ve yüceliğin zirvelerine e tırmanmanın ana yoludur.

Bakınız Peygamberimiz ne buyuruyor: “Beş vakit namazdan sonra en faziletli namazlar gece namazlarıdır. “ Rabbim bizi gece namazlarıyla yücelen kulları zümresine ilhak buyursun.

Gecele Allah’ı Çokça Zikretme Zamanlarıdır

Geceler Allah’ı çokça zikretmenin zamanlarıdır. Bu konuda özel bir ders yaptık. İnsan sûresinden şu âyetleri verelim ve geçelim:

Sabah, akşam rabbini tesbih et, geceleri bir vakit ayır ve O’na secdeler kapan ve uzun gecelerde rabbini tesbih et yüceliklerle an. “ (İnsan 26 )

Aziz kardeşlerim; gecelerin seher vakti yani fecir vaktinden hemen önceki vakti pek bereketlidir. Güneşin doğmasına yaklaşık bir saat kala fecir vakti girer. Ondan önceki süre yani güneşin doğmasından yaklaşık bir buçuk saat öncesinden fecir vaktine kadar geçen süre seher vaktidir.

Allah Cennetlerle nimetlendireceği kullarının vasıflarını beyan ederken Zariyat sûresinin 15 ila 17. âyetlerinde “Onlar geceleri az uyku uyuyan ve seher vakitlerinde bağışlanma dileyen kullardır” buyuruyor. Secde sûresinin 16. âyetinde de gece ibadeti için kalkanlara özel bir övgü yapılır güzel kardeşlerim.

Her Gece Özelliklidir

Böylesine özellikli olan geceler, bütün gecelerdir. Rabbimizin rahmeti istisnasız her gece tecelli etmektedir. Peygamberimiz bu gerçeği şöyle anlatır:

Gecenin üçte bir vakti çıktığında Rabbimiz rahmetiyle tecelli eder ve şöyle buyurur: Yaratan benim, halik benim, malik benim, sahip benim. Yok mu bana dua edecek kulum, duasını kabul edeyim; yok mu bir isteyen duasını kabul edeyim, yok mu bağışlanmasını isteyen bağışlayayım? “

Rabbimizin bu lütfu her gece ama her gece fecir vaktine kadar devam eder.

Güzel kardeşlerim! her gece Reğaib’dir. Her gece Berat’tir. Çünkü bu gecelerde, her gecede olan özelliklerin dışında hiçbir özellik yoktur. Reğaib gecesine ilişkin hadisler uydurmadır. Beraat gecesine ilişkin hadisler de zayıftır. Bu hadisleri sahih kabul etsek bile biraz önce sizlere sunduğum Müslim’in ve Tırmizi’nin rivayet ettiği her gece fecir vaktine kadar Allah’ın lütfuyla tecelli ettiği gerçeğinin üstünde açıklanan bir özellik de yoktur.

Güzel Kardeşlerim! Beraat gecesiyle ilgili oluğu açıklanan Kur’an’ın Duhan sûresindeki leyle-i mubareke Kadir gecesidir. Çünkü Kur’ânın indirilmeye başlandığı gecedir ki bunun Kadir gecesi olduğu Kadir sûresinde açıklanmaktadır. Ölümlerin, doğumların, rızıkların taksim edileceği gece Şabanı’ın 15. gecesi olan Beraat gecesi değil Kur’an’la sabit olduğu üzere Kadir gecesidir.

Güzel kardeşlerim! Oruç tutacaksanız Peygamberimiz her perşembe ve pazartesini, Recep ve Şaban ayları dahil her kamerî ayın 13, 14, 15. günlerini bize zaten öğütlüyor.

Süremizi doldurduk. Size Cuma Mesajları isimli kitabımdan birkaç paragrafı sunarak bitiriyorum:

“Haramlarla karışık gıdalar; akşamlara taşınan aşırı yorgunluklar ve ihtiraslar; günler boyunca işlenen günahlar ve gerçek dışı haberleri, haram eğlenceleri, cinsellik ve şiddet dolu filmleri içeren tv kanallarına takılmalar, gecelerimizin bereketini alıp götürüyor. Engelleri, aşalım. Telafi edilmeyecek kayıpları daha da çoğaltmadan, geceleri akşam, yatsı, sabah namazları ve de cemaatleriyle, gece zikirleri ve de secdeleriyle seher vakti istiğfarları ve dualarıyla kafa ve gönül diliyle okunacak Kur’an’larla değerlendirelim. Gündüz öğle uykusu uykusu Kaylüle ile de güç kazanmaya çalışalım.”

Sözü Peygamberimizin bir hadisiyle bağlıyorum:

“Aman gece ibadetine sarılın. Sizden önceki erdemli kullar gece ibadetini benimseyerek yüceldiler. Çünkü gece ibadeti Allah’a yakınlaştırıcı günahlar bağışlatıcı ve günahlardan uzaklaştırıcı ve bedeni rahatsızlıkları da gidericidir.” 

Hepinize hayırlar, huzurlar, bereketler dolu ömürler niyaz ediyorum aziz kardeşlerim.

Ali Rıza DEMİRCAN

Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.