Analiz

İSTANBUL SÖZLEŞMECİLERİ! NERDESİNİZ?

Ortalıkta her kesin gördüğü ve içinde yaşadığı korkunç bir kargaşa hüküm sürüyor. Bu kaynağı belirsiz kargaşaya rağmen kimi insanımız, kötü gördüklerine tepki gösteriyor. Arka planlarında kimlerin ve ne tür niyetlerin olduğunu çoğu insanımız aklına konduramıyor.

Günümüz olaylarına ışık tutacağı için kısa geçmişi hatırlatarak korkunç kargaşalara açıklık getirmeye çalışacağım. Dünya devleti Osmanlı, duraklama ve gerileme dönemlerinde aleyhimizdeki gelişmelerin arka planlarını okumaktan korkmasa idi ve duraklama, gerileme hatta çöküşün sebeplerinin önüne geçse idi, Devleti kurtarma imkânı vardı. Bunun kader boyutunu ancak Allah Teâlâ bilir. Amma bütün sebeplerin başında parça parça ederek aslına ve özüne uymaktan uzaklaştıkları Kur’an’ı Kerimi ve ahkâmını ihmal etmeleri idi. Onu ihmal etmeselerdi Allah Teâlâ devlete zeval vermezdi. Bunun delilleri ileri düzeydedir ve çoktur.

Bu büyük ve küresel felaketten sonra kurulan laik devlet, insanlığın gördüğü ve göreceği en büyük haksızlığı yaptı ve Müslümanların dini olan İslam’ı yürürlükten kaldırdı. İnsanlık tarihinin en değerli ve en büyük medeniyetini, bütün kurumları ile yıkıp enkaza çevirdi. Müslümanların lideri ve kalben bağlı oldukları şeyhul hilafet makamını la’vetti. Bütün Dünya Müslümanlarını lidersiz bıraktı. Bütün Müslümanların her türlü haklarını gasp etti. Bundan sonra da artık müslümanlar her alanda ve her meselede ne yapacaklarını ve nasıl bir tavır alacaklarını bilemeyecek kadar cahilleştiler. Laik yönetim, köklü eğitim kurumlarını kapattı. Çok âlimi idam etti. Müslümanlar artık boşlukta kaldı ve darmadağınık oldular. 

Yürürlükte, İslam’ın olmadığı bir toplumda, müslümanlar da yok hükmündedir. Bunu gerçekleştirmek için haçlı Avrupa’lılar yüz yıllarca hazırlık yaptılar. Haçlılar hem alanda ve hem de diplomatik platformlarda hazırlık yaptılar, fırsatı kolladılar. Nihayet içerde hazırladıkları temsilcilerine yaptırmak istediklerini ziyadesi ile yaptırdılar. Hem laik ve hem de müslüman modeli ucube insan yetiştirmede bir hayli mesafe katettiler. Tabii böyle bir iddia doğru değildi. Çünkü İslam’ı yasaklayan bütün kurumlarını yerle bir eden laikler, müslüman değildiler, İslam düşmanı idiler. Kur’an’ı Kerim’de onların hakkında açık hükümlerden biri der ki; Artık bu Kitabın ve hikmetin gereklerinin ikrarından sonra kim bundan yüz çevirirse, işte onlar dinden çıkmış fâsıklardır. (Ali İmran:3/82) Böylece laiklerin kimlikleri netleşmişti.

İslam’ı bütün kurumlarıyla devre dışı bıraktıran Avrupa haçlıları, bunu en büyük bayram olarak kutladılar. Bizde de bu büyük ve korkunç hak ihlali, bayram olarak kabul edilmiş ve bizim bayramımız imiş gibi kutlanılmaya devam etmektedir. Bu büyük hak ihlali çılgınlığı nesillerin soy bağı kopuşunu hortlatmış ve büyük sosyolojik bunalımlara sebep olmuştur.  Böylesi soy bağının kopuşu, gelecek nesillerin korkunç boyutlarda psikososyal arbedeleri başlatacak niteliktedir. Sahnede haçlı Avrupalı ve Avrupa kökenli bozguncular, arka planda ve işin mutfağında Siyonist çeteler, ülkemizde ve İslam âleminde faaliyettedirler.

Düşünün ki, bir kadın birkaç tane çocuğu var, bu çocukların hiç birinin babasının kim olduğunu hatırlamıyor. Hem de bu hoppa kadınlardan çoğu başörtülü müptezel kadınlar! Üstelik bunlar resmen nikâhlı oldukları kocalarının yataklarından gece yarısı kalkıp yabancı ve meçhul erkeklere sığınıyorlar. Dahası bunların kocasından boşanmadan sığındığı erkekle aşk hayatı yaşıyorlar. Söyler misiniz, böylesi hakka tecavüz kimin kitabında yazar?

Şimdi, soruyorum. Kaldırılması için mücadele eden her kese soruyorum. O kadar emek sarfettiniz, uğraştınız “İstanbul sözleşmesini” kaldırttınız.  Birçokları da sizi destekledi. Evet, sözleşme kaldırıldı. Bir zamanlar da 163. Madde vardı. O zamanda ilgili maddenin ağır ve kabul edilemez baskısı altında müslümanların, çocuklarına “besmele” çektirmeleri yasaktı. Ve bu “suçu” işleyenler, sabahlara kadar karakollarda işkenceye tabi tutuluyordu. Zamanı geldi, 163. Madde kaldırıldı. Fakat ilgili maddenin tahribatını önleme Stratejisi sağlanmadı.

Şimdi yine soruyorum. Başta, ana baba dâhil olmak üzere hiçbir değer tanımayan şu zavallı ve mübtezel kadınların dertlerine çare olmak için ne yaptınız? Hemen her gün lime lime edilerek çöpe atılan kadınların cinayete kurban gitmelerini önlemek için ne yaptınız? Ayyuka koparan hıçkırıkları dindirebiliyor musunuz?

Sahi, siz nerdesiniz, ne yaptığınızın farkında mısınız?

Esselamualeykum.

İlhan ORAL

Recent Posts

  • Gündem

Gazzeli Küçük Kızın Cesur Mesajı

Gazzeli Küçük Kızın Cesur Mesajı: "Meydan Okumak Benim Hayat Sembolüm" Bir Kız Çocuğunun Cesareti Gazze'den…

16 saat ago
  • Gündem

Yahya Sinwar Kimdir?

Yahya Sinwar Biyografisi Yahya Sinwar (Arapça: يحيى السنوار, D.T 1962), Yehya Sinwar olarak da bilinir,…

16 saat ago
  • Gündem

Gazze’de Kıtlık Kabusu: İsrail Sınır Kapılarını Kapattı

Gazze'de Kıtlık Kabusu: İsrail Sınır Kapılarını Kapattı Gazze Şeridi'nde Kıtlık Tehdidi Yeniden Gündemde Gazze Şeridi'ndeki…

17 saat ago
  • VİDEOLAR

FETVA İSTE “Kabir Azabı”

18 saat ago
  • Gündem

BAŞ ÖRTÜLÜ HAKİM LAİKLİĞE AYKIRIDIR

Önce 17 Mayıs 2024 tarihli haberi okuyalım: {Başörtülü Hakimeyi reddetti... Gerekçe Laikliğe aykırılık. Ankara 1'inci…

18 saat ago
  • Gündem

PUT KRAVAT

Odatv yazarlarında Hurrem Elmascı Cumhurbaşkanımızın taktığı son kravatın desenlerini pek beğenmiş ve sırası gelmişken kravatın…

19 saat ago