islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,5981
EURO
34,6650
ALTIN
2.524,80
BIST
9.524,59
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
16°C
İstanbul
16°C
Az Bulutlu
Cuma Hafif Yağmurlu
15°C
Cumartesi Açık
20°C
Pazar Az Bulutlu
21°C
Pazartesi Az Bulutlu
20°C

Kur’ân Alsheimer ve Demans Hastalığına İşaret Ediyor mu? (2)

Kur’ân Alsheimer ve Demans Hastalığına İşaret Ediyor mu? (2)

Daha çok yaşlılarda görülen Alsheimer hastalığının demans türlerinden biri olduğunu bir önceki yazımızda açıklamıştık. Hakikaten bu iki hastalığın/rahatsızlığın belirtilerine sahip olan yaşlıların ileriki safhalarda toplum hayatına intibak konusunda ve günlük bireysel ve toplumsal vazifelerini yerine getirmekte zorlandıkları bir gerçektir.

Allah, Kur’ân ve özellikle Nahl sûresinin 70. âyetinde, insan ömrünün gidişatına yönelik bilgi verirken, çok enteresan bir şekilde yaşlanmaya bağlı olarak insanın daha önce sahip olduğu birçok bilişsel yeteneğini “erzelil ömür” kavramı kullanarak, kaybedeceğini açıklamaktadır. İlgili âyetin Türkçe mealini, biraz da kısa açıklamalarda bulunarak, şu şekilde verebiliriz:

Sizi Allah yarattı. Sizi yine O, (eceliniz gelince) öldürecektir. (Bu zaman zarfında) İçinizden kimi — (daha önce) bildiği (idrak ettiği, anladığı, bellediği) halde bir şey bilmesin (anlamısın, unutsun) diye — erzeli’l ömre (en aşağı çağa) kadar geri götürülecektir. Şüphesiz Allah, ilim ve kudret sahibidir.” (Nahl: 70).

Allah, bir gün bizlerin ruhlarını alarak ölümlerimizi gerçekleştirecektir. Bu kaçınılmaz en hayatî bir gerçektir. İçimizden bazı insanlarımız, yaşlılık dönemlerini de görecektir. Hatta bazı yaşlılarımız, ileri yaşlılık (ihtiyarlık) dönemlerini de yaşayacaktır. Kur’ân, bu dönemi, “erzelil ömür” olarak tanımlamaktadır. “Erzelil ömür” yani ömrün en zelil, en zahmetli bir safhası olan ileri yaşlılık, hayatın gerek bedensel efor, gerekse zihinsel yetenek kaybı açısından en zor, en çileli dönemdir. İleride derecede yaşlı bir insan, velev ki daha önceleri büyük bir âlim olsun, en sonunda bilgili, şuurlu ve iradeli bir hayattan sonra, hiçbir şey bilemez, nesneleri ve kişileri hatırlayamaz ve yeni bir fikir üretemez hale gelebilir.

Bizlerden bazılarının ömrün en meşakkatli çağına kadar yaşatılacak olması ve bu süreçte yaşlanan insanlarımızın tedricî olarak hafıza kaybına uğrayıp en sonunda bilişsel yeteneklerini tümüyle yitirmesi hikmet boyutuyla ne anlama geliyor? Biz insanlar, haddizatında aciz insanlarız. Sadece bunu fark etmiyoruz. Yaşlanma sürecinde yaşlananlar aslında bunu bilfiil olarak fark etmeye başlamaktadır. İşte bu süreç, yaşlananlar için bir ibret ve uyarı mahiyetinde kendi manevî kimliğini keşfetme ve her yönüyle güç ve kudret sahibi olan Allah’a yönelmek için son bir fırsattır.

Peki, henüz yaşlanmamış ve/fakat yaşlı insanları gören diğer insanlar için de bu durum söz konusu değil midir? Allah, bedenimizde, organlarımızda ve zihnî yapımızda oluşan olumsuz değişiklere işaret ederek, bütün insanlara bir ders vermek istiyor. Yaratan Allah’tır ve sadece O’na teslimiyet göstermek suretiyle hayatın hakikî anlamı ve yaşama gayesi ortaya çıkar. Varlıklar içinde tek Yaratıcı olan ve her şeye kadir olan Allah, her daim kusursuz olarak her şeyi bilendir. Çünkü O, zaman ve mekân açısından sınır tanımayan tek âlimdir.

Ezcümle

Görüldüğü üzere ileri yaşlılığa bağlı olarak ortaya çıkan Alsheimer ve demans gibi kişinin zihnî kapasitesini azaltan ve hatta tümüyle yok eden beyinsel hastalıklar, geri dönüşümü olmayan yani ölüme kadar kişiyi tâkip eden tabiî bir süreçtir. Allah, bu gerçeği tek bir kavram ile yani “erzelil ömür” ile açıklarken, Kendisinin de ta baştan sonuna kadar bu sürecin, yaratıcısı ve bitiricisi olduğunu açıkça beyân etmektedir.

İlgili âyet, bilgisizliği, unutkanlığı doğuran ileri yaşlılık devrine ait olumsuz fizikî, zihnî, aklî unsurları hatırlatarak, birçok yönüyle Alsheimer ve demansa işaret ettiği gibi onun ötesinde Allah’ın varlığına, O’nun yoktan yaratıcı ve bedenden ruhları alıp ölüleri yeniden diriltici vasıflarına hitap etmektedir.

Dolayısıyla öldükten sonra dünya hayatından sonra yeni bir hayat vardır, kıyamet vardır, mahşer vardır, cennet ve cehennem vardır. Kâfirler, dünyada geride bıraktıkları “erzelil ömrün” en şiddetlisini cehennemde kalıcı bir biçimde yaşamaya devam edecektir. Ne var ki iman ile ahirete göç etmiş olan Müslüman yaşlılar, dünyada çektikleri “erzelil ömrü” bir daha yaşamayacak, dünyevî zahmetlerin ve akıl kaybının bir karşılığı olarak cennette sağlık, bilinç ve huzur içinde bir hayat yaşayacaktır. Çünkü müminler için öbür dünyada ebedî saadet vardır. Biizinillah.

Prof. Dr. Ali SEYYAR

Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.