Metin Yıldız’a Linç Üstüne Linç: İmamoğlu’nu Eleştirdi, Filistin’e Sahip Çıktı
Halk daha da kutuplaşıyor: Yüzde 90’ı siyasetçilerin eseri
Son günlerde sosyal medyada yaşanan linç kültürü, toplumdaki kutuplaşmanın derinliğini bir kez daha gözler önüne serdi. Oyuncu Metin Yıldız, önce Ekrem İmamoğlu’na yönelik eleştirileri nedeniyle hedef alındı. Ardından Filistin halkına destek verdiği için “sen önce kendi ülkenle ilgilen” diyenlerin hedefi oldu. Ancak bu durum artık bireylerin fikrine bile tahammül edilemediğini ve halkın ne kadar ayrıştığını gösteriyor. Bu kutuplaşmada halkın değil, yüzde doksan oranında siyasetçilerin rol oynadığı da açık. Çünkü halkı birleştirmesi gerekenler, her geçen gün insanları daha fazla ayrıştırıyor.
Günlük siyaset halkı yıpratıyor, kişisel dostluklar bile hedefte
Metin Yıldız’ın Ekrem İmamoğlu hakkında söyledikleri de bu kırılmanın örneklerinden biri. Daha önce İBB’deki yolsuzluk soruşturmaları kapsamında gündeme gelen İmamoğlu’na destek vermeyen Yıldız, takipçileri tarafından “neden sessizsin?” diyerek eleştirilmişti. Yıldız ise eski dostluğu hatırlatarak, İmamoğlu’nun zor günlerinde kendisini “çok yoğunum” diyerek yüzüstü bıraktığını söylemişti. Bu açıklama sonrası, oyuncu linç furyasına maruz kaldı. Günlük siyasi tartışmalar öyle bir noktaya geldi ki; geçmişte yapılan bir iyilik ya da eleştirinin bile bir karşılığı kalmadı. Artık kişiler değil, taraflar konuşuyor. Bu da toplumun psikolojisini yıpratıyor.
Filistin gibi haklı bir davada bile doğruyu görmek zorlaştı
Metin Yıldız, son olarak Filistin’e yönelik destek paylaşımları nedeniyle yeniden hedef haline geldi. “Sana ne Filistin’den?” diyerek tepki gösterenlere karşılık veren Yıldız, fikir özgürlüğünün sadece kendileriyle aynı düşünenler için isteyenleri şu sözlerle eleştirdi: “Sizden olmayana küfür ederseniz, aşağılarsanız, doğruya doğru yanlışa yanlış demezseniz, kaybetmeye mahkumsunuz.” Bu sözler aslında yalnızca bir kişinin isyanı değil, sağduyulu toplumun da sesidir. Çünkü Filistin meselesi gibi evrensel bir hak mücadelesinde bile iç siyasi hesaplar uğruna sessiz kalmak, gerçekleri görmezden gelmek; bir akıl tutulmasıdır. Üstelik tüm dünyanın İsrail zulmünü konuştuğu bir dönemde…

Fikir özgürlüğü herkes için geçerli olmalı, sadece taraftarlar için değil
Bugün geldiğimiz noktada “fikir özgürlüğü” ve “ifade hakkı” yalnızca belirli kesimlerin savunabildiği kavramlar haline geldi. Ancak özgürlükler herkes için eşit değilse, hiçbir anlam ifade etmez. Metin Yıldız’a yapılan linçler; sadece bir oyuncuya değil, aynı zamanda toplumun sağduyusuna yapılan saldırılardır. Siyasi hesaplar uğruna Filistin gibi bir davayı bile araçsallaştırmak, ne insanlığa ne de adalete hizmet eder. Bu sebeple farklı düşüneni linçlemek değil, doğruya sahip çıkmak zorundayız. Yoksa hem hakikati hem de vicdanımızı yitiririz.
İSLAMİ HABER “MİRAT”
MİRATYOUTUBE