islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,5059
EURO
34,9169
ALTIN
2.447,53
BIST
9.711,72
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
20°C
İstanbul
20°C
Az Bulutlu
Cuma Az Bulutlu
19°C
Cumartesi Az Bulutlu
16°C
Pazar Az Bulutlu
16°C
Pazartesi Az Bulutlu
18°C

Müminlerle Alay Etmek Manen Cinayettir

Müminlerle Alay Etmek Manen Cinayettir
4 Ağustos 2017 07:33
A+
A-

İnanmayanların ufukları dar, görüşleri kıttır. Sadece gözleriyle görebildiklerine inanırlar, bu âlemin ötesinde başka bir âlemin varlığını düşünemezler.

Yüce Rabbimiz Bakara suresinin 212’inci ayetinde:

زُيِّنَ لِلَّذِينَ كَفَرُوا الْحَيَاةُ الدُّنْيَا وَيَسْخَرُونَ مِنَ الَّذِينَ آمَنُوا وَالَّذِينَ اتَّقَوْا فَوْقَهُمْ يَوْمَ الْقِيَامَةِ وَاللَّهُ يَرْزُقُ مَنْ يَشَاءُ بِغَيْرِ حِسَابٍ

İnkâr edenlere dünya hayatı süslü ve cazip gösterildi. Onlar iman edenlerle alay ediyorlar. Allah’ın azabından korkan müminler ise kıyamet gününde onlardan üstün olacaklardır. Allah dilediğine rızkı hesapsız olarak verir” buyurmuştur.

Ayet-i kerimede dört şey dikkatimizi çekmektedir:

1.-İnkâr Edenlere Dünya Hayatının Süslü Gösterilmesi

Ayet-i kerimede iki tip insandan bahsedilmektedir.

Biri ahirete, yani öldükten sonra tekrar diriltilip hesaba çekileceklerine inanmayan kâfirler, müşrikler ve münafıklardır. Onlara göre hayat dünya hayatından ibarettir, ahiret hayatı diye bir şey yoktur.[1] Onun için onlar gözleriyle dünya hayatını çok süslü, cazip ve çekici görürler, ahiret inancı olmadıkları için kalpleri de bu fani hayatın sevgisiyle doludur.

Diğerleri ise onların kendileriyle alay ettikleri, kendileri gibi dünya hayatına rağbet etmeyen, dünyalık peşinde hırsla koşmayan, kendilerini ibadet ve taata veren fakir müminlerdir.

İnanmayanların ufukları dar, görüşleri kıttır. Sadece gözleriyle görebildiklerine inanırlar, bu âlemin ötesinde başka bir âlemin varlığını düşünemezler. Kur’an-ı Kerim’in ifadesiyle:

يَعْلَمُونَ ظَاهِرًا مِنَ الْحَيَاةِ الدُّنْيَا وَهُمْ عَنِ الْآخِرَةِ هُمْ غَافِلُونَ

“Onlar sadece bu dünya hayatının zahirini/ dış yüzünü/ görünüşünü bilirler, ahiret hayatından ise onlar tamamen gafildirler.”[2] Zira ahiret hayatı duygularla bilinmez, duygularla görünmez, salim, safiyeti bozulmamış temiz akılla bilinir. Onlarda da bu akıl yoktur.

2. Kâfirlerin Müminlerle Alay Etmeleri

Mekke kodamanları ilk Müslümanlarla alay ediyorlardı.

Alay etmelerinin sebebi kendilerini zengin, onları fakir görmeleri, ayrıca kendilerini akıllı, onları ise akılsız görmeleri idi. Zira ilk Müslümanlar, genellikle fakir, yoksul, kendilerini koruyup himaye edecek aşiret ve akrabaları olmayan aciz kimseler idi, bunların bazısı da kölelerdi. Müşriklerin müminlerle alay etmelerinin başka bir sebebi de onların putlara tapmayı terkedip bir Allah’a, ahirete ve diğer iman esaslarına iman etmeleri idi. Yoksa onların alay edilecekleri gayr-i ahlakı hareketleri, kötü bir durumları yoktur.

Aslında başkalarıyla alay eden kimse, kendisini büyük görüp karşısındaki kimseyi küçük, hor, hakir gördüğü için alay eder. Bu, ahlak dışı bir davranış olup büyük günahtır. Hele bir mümin sırf imanından dolayı hor ve hakir görülerek alay edilirse, onun inanmış olduğu islâm ile alay edilmiş olur. Nitekim ayet-i kerimede onların şahıslarından ziyade inançları öne çıkarılarak “iman edenlerle alay ediyorlar” denilmektedir. Bu da onların dinleriyle, islam dini ile alay edildiğini göstermektedir. İslam ile alay edilmesi ise -Allah korusun- insanı inkâra, küfre götürür.

3. Kıyamet gününde müminler onlardan üstün olacaklar

Ayetin devamından öğrendiğimize göre, dünyada iken kendileriyle alay edilen müminler ahirette onların üstünde olacaklardır. “Onların üstünde olacaklar” ifadesi üç şekilde açıklanmakta ise de tercih edilen görüş şöyledir:

– Müminlerin kıyamet gününde kafirlerle yapacakları alay, onların dünyada müminlerle yapmış oldukları alaylarının üstünde olacaktır.[3]

Kafirler cehennemde dünyada iken kendileriyle alay ettikleri müminleri göremeyince kendi aralarında konuşmaya başlarlar ve birbirlerine:

وَقَالُوا مَا لَنَا لَا نَرَى رِجَالًا كُنَّا نَعُدُّهُمْ مِنَ الْأَشْرَارِ أَتَّخَذْنَاهُمْ سِخْرِيًّا أَمْ زَاغَتْ عَنْهُمُ الْأَبْصَارُ

Acaba neden, dünyada iken kendilerini şerli sayıp alay ettiğimiz birtakım adamları burada görmüyoruz? Dünyada iken, onlarla alay ederdik! Yoksa gözlerimiz onlardan kaydı da onun için mi kendilerini göremiyoruz?”[4] derler.

Dünyada iken onların doğru yolda olabileceklerini düşünmedikleri gibi, ahirette de onların cennette nimetler içerisinde olabileceklerini düşünmüyorlar, kendileri gibi onları da cehennemde arıyorlar.

el-cezâü min cinsi’l-amel yani insana verilecek olan ceza işlemiş olduğu suçu cinsinden olur, denilmiştir. Bu dünyada başkalarıyla alay edenle ahirette alay edilir. Nitekim Mutaffifîn Suresi’nde bu husus şöyle belirtilmiştir:

“Günah işlemeyi adet haline getirmiş olan inkârcı suçlular, dünyada iken müminlerle alay edip, onlara gülüyorlardı.

Müminler yanlarından geçerken birbirlerine kaş göz işareti yaparak onlarla alay ediyorlardı. Yandaşlarının yanına döndüklerinde, yaptıklarını onlara zevkle anlatıp eğleniyorlardı. Ve onları gördükleri zaman, “Şunlar, gerçekten sapıtmış tipler!” diyorlardı.

Oysa onlar, müminler hakkında hüküm vermek üzere gözcü tayin edilmiş değillerdi. (Müminlerin sapık oldukları hususunda onların karar verme yetkileri yoktu.)

Hesap günü ise, iman edenler, dünyada iken kendileriyle alay eden o kâfirlerin hallerine gülecekler,

Koltuklarına kurulup, dünyada kendileriyle alay eden kâfirlerin perişan durumuna bakarlar.

Nasıl, kâfirler dünyada yaptıklarının tam cezasını buldular mı?”[5]

4- Allah’ın, Dilediğine Hesapsız Rızık Vermesi

Konumuz olan ayetin sonunda, “Allah dilediğine rızkı hesapsız olarak verir” buyrulmuştur.

Yukarıda da belirtildiği gibi, inkârcıların müminlerle alay etmelerinin sebeplerinden biri de kendilerinin zengin, müminlerin de fakir olmasıdır. Onlar bundan, kendilerinin doğru yolda olduklarını, onun için Allah’ın kendilerine rızıkların bol verdiğini, Müminlerin ise yanlış yolda oldukları için fakir oldukları hükmünü çıkarıyorlar. Oysa rızkın bol verilmesi insanın Allah katındaki değerine göre değildir. Allah rızkı mümine de, kâfire de çok verebilir.

Mümine çok veya az vermesi onu imtihan içindir, çok verirse şükreder, az verirse sabreder. Her iki durumda da Allah’ın emrine uygun hareket etmiş olup rızasını kazanmış olur.

Kâfire çok vermesi ise istidrac içindir. Yani onlara çok mal mülk verildikçe kendilerinin doğru yolda olduğuna inanırlar, böylece dünyada büyük günahları, ahirette ise azapları daha da artar.

—————–

[1] Câsiye Suresi, 24
[2] Rûm Suresi, 7
[3] Razi, Mefâtîhu’l-gayb,
[4] Saad, 62-63
[5] Mutaffifin Suresi, 29-36

Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.