islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,3256
EURO
35,0914
ALTIN
2.298,82
BIST
8.983,90
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Açık
20°C
İstanbul
20°C
Açık
Cuma Az Bulutlu
23°C
Cumartesi Az Bulutlu
21°C
Pazar Parçalı Bulutlu
21°C
Pazartesi Az Bulutlu
23°C

Murselat Suresi Düşünsel Okumalarım

Murselat Suresi Düşünsel Okumalarım
2 Mart 2018 22:33
A+
A-

Ön bilgilendirme: Yaptığımız bu ve benzeri çalışmalarımızı okurken en son paragraftaki ilk satırda bulunan  “Mürselat Suresi okumalarım esnasında zihnime yansıdı.” cümlesini işaretlerle ayırdığımız her paragrafın akabinde imiş gibi okunması tavsiye olunur..

Sohbeti Kur’an olanın yolu aydınlık olur:

Üzerinde yoğunlaştığımız doğrudan yaşantımızı ilgilendiren hususlarda mutlaka aklımıza tercih yapabileceğimiz farklı düşüncelerin yansıdığı;

Yaşantımıza yön verecek ve şekillendirecek aklımıza gelen düşüncelerimizden doğrusunu yanlıştan ayırıp icraata aktarmamız gerektiği;

Yeryüzünde her ne gönderilmişse bir süreç dahilinde doğum, yaşam ve ölüm kuralına tabi olduğu;

Gözün gördüğü, aklın ve hafızanın üzerinde düşündüğü yeryüzü ve semavatın varlığından kıyas ve mantıkla Allah’ın cc ve ahiretin varlığını tahmin etmeyip inanmayanların durumlarının çok kötü olacağı;

İnsanoğluna Yaratıcı tarafından her ne mesaj gönderilmişse anlaşılabilir ve uygulanabilir olduğu;

İnsan zihnine gelen vicdanın ve aklın onaylamadığı her türlü uçuk kaçık ve hayal mahsulü düşüncelerin kaynağının şeytani olacağı;

İnsanoğlunun kendisi de dahil yeryüzünde gördüğü, yediği, içtiği her ne var ise Allah tarafından gönderilenlerden olduğu;

Gözle görülen bu alemin mevcudiyetinin muazzamlığı, idrakımızı aşan Allah’ın c zatı da dahil gaybi hususların istismarını önlemek için olduğu;

İnsanın kendisi de dahil yeryüzünde ki her zerrenin Allah’tan c gönderilmiş bir mesaj olduğu;

İnsanoğlu yaşadığı hayatın ve ömrün, kendisine gönderilmiş ve kendisi tarafından kolayca anlaşılabilir bir mesaj olduğu;

İnsanoğlu için yeryüzüne kötülüğü iyilikten ayırma yetisinin tüm akılları sarmalayacak şekilde sağanak sağanak gönderildiği;

Aklından sıkıntısı olmayan istisnasız her insanın “arif” olma özelliğine sahip olduğu;

Kendi yaratılışının da dahil olduğu muhteşem yerküre ve kainat nizamının farkına varmaksızın yaşayanların ekin başağından habersiz, sapındaki kurumuş yaprağıyla yaşayanlara benzediği;

Gönderilen ilahi vahyin manevi lezzetlerinden istifade etme basireti gösteremeyenlerin, tanesi yenmiş sapı samanı kalmış ekine benzediği;

İnsanlık için gönderilen gözle görülen bu şehadet aleminin verdiği mesajları melekeleri sayesinde basiret gösterip doğru algılamayanların hedefinden sapan ok gibi olacağı;

İlahi vahiyden yayılan her mesajın, yayıldığı toplumun manevi dirilişine sebep olacağı;

Kuran ayetleri üzerinde aklı selim ile düşündükçe,yaşanılan çağın insan aklına ikna edici yeni söylemler yansıtacağı;

İnsan (irade) yaşamsal tercihlerine çözüm üretirken ya zekasını aklının emrine ya da aklını zekasının emrine vereceği;

Sorunlarına çözüm üretmede aklını zekasının emrine veren irade(insan), neticeye giden yollarda ki tercihinde güzellik veya çirkinlik aramayacağı;

Zekasını aklının emrine veren irade çözüm için neticeye götüren yollarda her daim insanlığın lehine olacak tercihi seçeceği;

İnsanlığın aklını ikna eden söz ve davranışların hayırlı bir şekilde topluma yayılacağı ve hızla yaygınlaşacağı;

İnsanlığın zekasına hitap eden söz ve davranışların neticesi sıkıntı ve çirkinlikler şeklinde topluma yayılacağı ve hızla yaygınlaşacağı;

Ahiret ve hesap gününü yalanlayanların bu dünya da sorumsuzca yaşama niyetlerinden dolayı olacağı;

Allah’ın cc bu dünya da sürekli aklına uygun iş ve eylemler halinde olan insana dikkat çektiği;

Dünya hayatında insan her ne hal üzere olursa olsun, bulunduğu halin tek amacının güzel ve faydalı işler yapmak olması gerektiği;

Doğan çocuğun yaratılışını, dağdan akan suyun, yediğiniz yemeğin kaynağını Allah’tan ayrı ve gayrı düşünenlerin ahirette “yalancı” olarak cezaya çarptırılacağı;

Bu dünyada arınmak ve uyarmak için doğruyu yanlıştan ayıranları yalanlayanların ahirette ateşten lavlar içerisinde kavrulacağı

Genel insan yaşantısı içerisinde farkındalık becerisine sahip olanların mesuliyetlerini sınırlandırmamaları gerektiği;

Farkındalık becerisine sahip insanların, toplumun ikbalini ve istikbalini ilgilendiren kararlarda görüşlerinin dikkate alınması gerektiği;

İnsanların manen arınmasında rutin ritüellere zihni düşünsel farkındalık kazandırmak gerektiği;

Yeryüzünde; gözlerin gördüğü,duyu organlarının hissettiği ve aklın fehmettiği her ne var ise insan için arınmanın ve uyarmanın sebebi olabileceği;

Doğru ile yanlışın net bir şekilde tüm insanlık tarafından birbirinden ayırt edilebildiği;

Yanlışların doğru gibi algılanması kişiler arasında ki menfaat ilişkisinden kaynaklandığı;

Bir toplumda menfaat sunanlarla menfaat elde edenler arasında gizli açık her ne şart varsa şeytani; her hangi bir şart yoksa rahmani olacağı;

İnsan kalbinin Yaratıcısını anmaya tüm mahluklardan daha fazla meyyal olduğu;

Güzel fısıltıların, Yaratıcısını anması için her daim insan zihnini yokladığı;

Yeryüzünde ki tüm mevcudatın Yaratıcı tarafından Kendisinin anılması için gönderildiği;

Allah’ı cc hatırlatıcı her söz, tutum ve davranışın kişinin arınmasına ve çevresinin de uyarılmasına vesile olacağı;

Güzel ve faydalı nasihatler süreklileştirildiği takdirde muhataplarını çirkin ve fena işlerden alıkoyacağı;

Tarihte ve günümüzde toplumların karşılaştığı veya karşılaşacağı bir helak söz konusu ise Allah cc nezdinde suçlu oldukları için başlarına geldiği;

Yeryüzünde ki yaşamın her merhalesini Allah’tan cc ayrı bağımsız düşünmenin ve inanmanın insanı manen yalancı konumuna düşürdüğü dolayısıyla suç işlemiş olacağı;

Bu hayatta yaşanılan her anın sebep-sonuç ilişkisinin bulunduğu;

Her ne mahluk olursa olsun, yaratılış sürecinde ki sebep-sonuç ilişkisinin bir hesap ve plan çerçevesinde Yaratıcı tarafından planlandığı;

İnsanoğlu aklını kullanmaya başladığı yaştan ölene kadar ki süreçte alacağı kararları hesaplı ve planlı bir şekilde alarak pratiğe aktarması gerektiği;

İnsanoğlunun iradesi çerçevesinde vereceği kararların neticeye ulaşmasının, gücüyle doğru orantılı olduğu;

İnsan ne kadar hesaplı ve planlı olursa olsun netice itibariyle gücünün yetmeyeceğini bildiği iş ve eylemlere tevessül etmemesi gerektiği;

İnsanoğlunun yetkisi dahilinde bulunan hususlarda alacağı kararın isabet kaydetmesi için her türlü tedbir,bilgi ve tecrübe sahibi olması gerektiği;

Kişi, asabiyet,cedelleşme ve dayatma olmaksızın; akla ve bilime dayanan insanlığın genelinin iştirak edeceği hususları tespit, önerme ve uygulamayı amaçlaması gerektiği;

İnsanoğlunun kendi varlığı da dahil gücünün dışında ki her şey İlah-i KADER; Kaderi gereği insiyatif, imkan ve gücünün dahilindeki her ne iş ise olduğu KADAR şeklinde ifade edilebileceği;

Bir damla sudan yaratılan canlılara, dağlara, dağlardan akan sulara, göklere bakarak ihtişamı, ilahi kudret ve ölçüyü görmezlikten gelenlerin yalancılar olduğu;

Gözlerimizin gördüğü şu muhteşem alemi şehadetin yaratılışında ki ilahi gücün ve ölçünün, ahiret aleminin varlığına en büyük delil olacağı;

İnsan hayatı boyunca her daim doğru bilgi yaymakla sorumlu olduğu;

İnsanoğlunun işlediği her eylemin sonucunda ya özrü yada örnekliği gerektirdiği;

Yalancılığın suç olduğu, suçun da cezayı gerektirdiği;

İnsanoğlunun yaşadığı her olaya, olumlu olumsuz karşılaştığı her hale “Kader” demesi sorumluluğu üzerinden atmak için değil aksine Kadir olan Allah’a yaptıklarının hesabını vereceği bilinciyle söyleyebileceği;

İnsanoğlunun yaşadığı zorlukların üstesinden gelememesi halinde “Kaderim” demesi, Yaratıcıyı suçlamak için değil gücünün yetmediğinin itirafı olabileceği;

Gözle görülen görülmeyen tüm mevcudatın yaratılışı, insanın idrakını aşan muhteşem bir güç, kudret ve ilim gerektirdiği; Bu durumun da tek yaratıcı olan Allah’ı cc işaret ettiği;

“Kader” kelimesi ile izah edilebilecek olan tüm mevcudatın yaratıcısının “El-Kadir” ismiyle anılabilecek olan Allah’ın cc olduğu;

Başta insan olmak üzere tüm yaratılmış olan mevcudatın doğumu, yaşadıkları ve ölümünün “Kader” kelimesi ile ifadelendirilmesi her şeye kadir olan Allah’ın cc güç ve kudretiyle intizam içerisinde yaratmış olmasını manalandırmak için olduğu;

Atom altı varlıklardan alın da alem-i mevcudatta yaratılan her varlıkta ki muhteşem sistematik düzenin yaratıcısının ne denli alternatifsiz kendi zatına mahsus kudrete sahip bir ilah olduğu;

Allah’ın güç ve kudretinden bihaber kendisini dünyevi bir başarının akabinde çok güçlü gören insanın acınacak halde olduğu;

Bu dünyada ahiret inancı olmayanların öldükten sonra kurtulacaklarını zannettikleri yollarla karşılaşacakları ancak yolların hangisine girerlerse girsinler büyük kütleler halinde ateş topu lavlar arasından cehenneme sürülücekleri;

İbadet ve dua bakımından; usul ve yöntem de samimiyet ve hassasiyet; esası ve özünde ise Allah’ın cc bizatihi zatını kutsamak olduğu;

Yalan söylememenin “takva” olduğu, ahirette karşılığının iyilik ve güzel işler yapanlarla birlikte cennet olacağı;

Kötü işleri ve eylemleri alışkanlık haline getirenlerin Allah’a karşı saygınlıklarını kaybedecekleri;

Dünyada ilk insandan son insana kadar yaşamış ve ölmüş tüm insanların ahirette yeniden yaratılışları ve yaşamları aynı anda ve süreçte Yaratıcının takdiri doğrultusunda gerçekleşeceği;

Bu dünyada kötü iş ve eylemlerini gizleyerek yapanların ahiret aleminde ki süreçte de aynı metotlara tevessül edecekleri ancak başarısız olacakları;

İnsanın bu dünyada yaptığı her hileli iş ve eylemlerinin karşılığında ahirette cezasını göreceği;

Dünya hayatında yalancılığı huy edinenlerin, şiddetle ve defaatla doğrudan Allah cc tarafından kınanmasının ve uyarılmasının, insanların çoğunun bu suçu yaşam biçimine dönüştüreceğine işaret olabileceği;

İnsanoğlunun üremesi ile ilgili görünen ve bilimsel bilgilerin ötesinde bir takım gizemli sırlar uydurarak insanların inançlarına yön verebilecek kişilerin çıkabileceği;

Henüz bilimsel keşiflerin gerçekleştirilemediği insanoğlunun üremesi ile ilgili bilinen ve görülen gerçeklerin ötesinde üretilen tahmini bilginin kişiyi yalancı konumuna düşürebileceği;

İnsanların en çok bilmedikleri hususlarda yalancı konuma isteyerek ve bilerek düştükleri;

Mürselat Suresi okumalarım esnasında zihnime yansıdı.

Estağfirullah… Estağfirullah… Estağfirullah…

Kuran Okuyunuz. O’nu okudukça kişiye özel zihinsel yansımalarını keşfedeceksiniz. Doğrusunu Allah (cc) bilir.

Söz konusu bu ve benzeri çalışmalarım kesinlikle meal veya tefsir çalışması olmayıp, İlgili Kur’an Suresi okumalarım esnasında zihinsel olarak fehmettiğim tespitlerdir. Kişisel olarak ibadet ve zikir amaçlı yaptığımız derslerin paylaşımından kastımızın ümmeti Kur’an okumaya yönlendirmede faydası olacağı düşüncesiyle, ayetlerin ruhuna ve surenin bütünlüğüne uygun akıl ve gönül okumaları yapmak olup Kur’an’ın ibadet muamelat ve fıkhına aykırı tespitlerin varlığı halinde ehlince uyarılmaya her zaman açık ve tashihimin beyanı olduğunu belirtmek isterim.

Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.