islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,3715
EURO
35,0331
ALTIN
2.324,05
BIST
9.079,97
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Açık
21°C
İstanbul
21°C
Açık
Cuma Parçalı Bulutlu
23°C
Cumartesi Az Bulutlu
21°C
Pazar Parçalı Bulutlu
21°C
Pazartesi Az Bulutlu
23°C

Namazı Kaybedenler Şehvetlerine Uyarlar

Namazı Kaybedenler Şehvetlerine Uyarlar
29 Ekim 2019 09:50
A+
A-

“Aşır Aşır Kur’ân” derslerimiz devam ediyor hamdolsun. Bu derslerimizin kayıtlarını her Pazar saat 07.00’de Akit TV’de izleyebilirsiniz.

Meryem suresindeyiz. Surenin başından itibaren 10 peygamberin (Zekeriya, Yahya, İsa, Musa, Harun, İbrahim, İsmail, İshak, Yakup, İdris aleyhimüsselâm) ve Meryem annemizin kıssaları yer alır.

Surede 11 seçkin şahsiyetin samimi duaları, ibadetleri, doğru sözlülükleri vb. üstün özellikleri zikredildikten sonra, 58-59. âyetlerde gözyaşlarıyla secdeye varışları vurgulanarak şöyle buyurulur:

58. “İşte bunlar; kendilerine Allah’ın nimet verdiği peygamberlerdendir; Adem’in soyundan, Nuh ile birlikte taşıdıklarımızdan, İbrahim ve İsrail’in (Yakub) soyundan, doğru yola eriştirdiklerimizden ve seçtiklerimizdendirler. Onlara Rahman (olan Allah’)ın ayetleri okunduğunda, ağlayarak secdeye kapanıverirler.” 59. “Sonra onların ardından öyle nesiller geldi ki, namazı zayi ettiler ve şehvetlerine kapılıp-uydular. Böylece onlar Gayyâ’yı boylayacaklar/azgınlıklarının cezasıyla karşılaşacaklardır.”

58. âyette sözü edilenlerin hepsi Allah’ın hidayetine mazhar olmuş, seçkin ve samimi kullar olup; onların ortak özellikleri, Allah’ın âyetleri okunduğunda derhal secdeye kapanacak kadar itaatkâr ve gözyaşı dökecek kadar duyarlı insanlar olmalarıdır: Peygamber Efendimizin (s.a) beyanı ile, “kulun Allah’a en yakın olduğu ân” olan secdelerini gözyaşlarıyla taçlandıran seçilmiş kullar…

59. âyette ise, “Sonra onların arkasından öyle kuşaklar türedi ki, namaz (kılma duyarlığın)ı kaybettiler…” buyuruldu. Müfessir Mevdudi’nin ifadesiyle; buradan anlaşılıyor ki yoldan çıkan toplum namazı tamamen terk etmiş veya onun edasında büsbütün dikkatsiz ve aldırmaz olmuşlardı.

Beydavî Tefsiri’ne göre “namazı zayi etmek (namaz kılma duyarlığını yitirmek)”; ya onu terk etmek veya vaktinde kılmamak şeklinde olabilir, yani her ikisi de namazı zayi etmektir.

 Müfessirlerimiz derler ki; bu, yoldan çıkmış sapık bir topluluğun işlediği ilk günahtır; çünkü bundan sonra onlarla Allah Teâlâ arasında başka bir bağ kalmaz. Bu nokta burada evrensel bir ilke şeklinde, yani eski peygamberlerin hepsinin ümmetlerinin ilk önce namazı bırakarak sapıtmaya başladıkları gerçeği ortaya konularak sunulmaktadır.

Şekli ve usulü farklı da olsa namaz bütün peygamberlere ve ümmetlerine farz kılınan ilk ibadettir. Çünkü namaz kulu Allah’a yaklaştıran, O’nunla irtibatını en mü­kemmel bir şekilde sağlayan ve kulu kötülüklerden koruyan önemli bir ibadettir. Peygamberler bu ibadeti eksiksiz olarak yerine getirmişler ve başkalarına da bu şekilde yapmalarını emretmişlerdir. Ancak eski peygamberler­den sonra gelenler namazı ya hiç kılmamışlar veya onun edasında yerine getiril­mesi gereken hususlara dikkat etmemişlerdir. Allah ile aralarındaki bu temel bağı koparmalarının veya zayıflatmalarının kaçınılmaz bir sonucu olarak nefsanî arzu­ları kendilerine egemen olmaya başlamış; Allah’ın emirlerinin yerine kendi arzu ve isteklerine uymayı tercih etmişlerdir. 59. âyet, bunların yaptıklarının karşılıksız kalmayacağını, cezalarını mutlaka çekeceklerini ifade etmektedir.

“Şehvetlerine kapıldılar” diye ifade edilen durum, Allah’la aradaki en sıkı bağ olan namazdan uzaklaşırken gitgide şehvetlerinin yani dünyevi arzu ve isteklerinin onlara hâkim olmasıdır. Bunun sonucunda içki içmek, günahlara dalmak, gayrı meşru cinsel ilişkilere girmek gibi ahlâkî sapıklığın en aşağı derecelerine düştüler ve ilâhî emirler yerine kendi arzu ve şehvetlerine uymaya başladılar. Hz. Ali (r.a), âyetteki “şehvetlere uyma”yı, ‘görkemli binalar yapmak, bakanları hayran bırakan bineklere binmek, şöhret elbisesi giymek’ şeklinde açıklamıştır.

“Böylece onlar Gayyâ’yı boylayacaklar (azgınlıklarının cezası olarak bir kötülüğe çatacaklar)” ifadesindeki “ğayy” kelimesi sözlük­te, ‘kötü, yaramaz, azgın ve sapmış’ anlamlarında kullanılır. “Ğayy” kelimesinin Cehen­nem’deki bir vadinin ismi olduğu rivayeti de vardır.

Kısaca; namazı zayi etmenin kaçınılmaz sonucu olarak nefsani arzu ve isteklerine uyanlar, bu dünyada azgınlıklarının cezasını görecekleri gibi, ahirette de Gayyâ’ya yuvarlanacaklardır. Rabbimiz muhafaza buyursun. Âmin.

Abdullah YILDIZ

Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.