islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,5143
EURO
34,9020
ALTIN
2.432,10
BIST
9.813,35
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
20°C
İstanbul
20°C
Az Bulutlu
Cuma Az Bulutlu
19°C
Cumartesi Az Bulutlu
16°C
Pazar Az Bulutlu
16°C
Pazartesi Az Bulutlu
18°C

NECM SURESİ GÖNÜL OKUMALARIMIZ*-I

NECM SURESİ GÖNÜL OKUMALARIMIZ*-I
4 Ekim 2018 07:34
A+
A-

Çıplak gözle gözlemlediğimiz gökyüzündeki yıldızların doğuşu ve batışının gerçekliği ne ise Hz. Muhammed’in a.s peygamberliği de o derece apaçık gerçek olduğu;

İnsana verilen aklın Rabbimizin büyük alametlerinden birisi olduğu ve onu Kuranı okuyarak hayatı yaşamakta kullanmayı keşfetmenin Kulu dünyada Rabbine yaklaştırmak demek olduğu;

Zihnimize yansıyan güzel duygu ve düşünceleri es geçmeyip yaşamımıza aktarmakta ki taahhüt ve karar anımızın; Kişinin “kabeyi kavseyn”i olacağı;

Gökyüzüne bakan gözün gördüğü yıldızların ne denli Rabbimizin büyük alametlerinden olduğunu; Yıldızların mahiyeti ile ilgili bilimsel verilerin ortaya koyduğu muhteşem tespitleri kişi aklıyla düşünerek Allah’ın kudreti karşısında hayranlığını ifade etmesinin Kişinin Rabbisiyle yakınlaşması anı olduğu;

Sahip olduğumuz zihnimizde ki arkadaşımız olan vicdan, akıl ve vahiy peygamberimizin örnekliğinde insanı yanlış yola sürüklemeyeceği;

Taklidi değil, tahkiki iman ehli bulunduğu ortamda ki hak dine aykırı yaşanmakta olan inançların yanlışlığını, mensuplarını incitmeden rastgele değil uygun bir ortamda söylemesi gerektiği;

Taklidi iman ehlinin, inanç konusunda etrafına uyarıcılık (tebliğcilik) yapmadan, dayatmadan, dini bireysel olarak yaşaması gerektiği;

Vicdan, akıl ve vahiy melekelerini maharetle kullanmayı keşfederek Peygamber örnekliğiyle bütünleştiren Müslüman’ın yaşamında yanlış hal ve hareketlerde bulunmayacağı;

Peygamber örnekliğinde kişi vicdani ve akli melekeleriyle Kuran vahyi ile zihnini meşgul ettiği takdirde ilahi ilhamın süreklileşeceği;

En güçlü öğretmenin, Peygamber örnekliğinde Kuran vahyi ile bütünleşmiş, İnsanın kendi vicdan ve aklının olduğu;

Peygamber örnekliğinde Kuran vahyi ile bütünleşerek ilahi ilhamla konuşmayı keşfeden ve beceren akıl ve vicdan sahibi insan muhatabını saptırmayacağı, azdırmayacağı ve havadan konuşmayacağı;

İnsanların; Allah’ü Teala’nın Peygamberleri aracılığı ile kendisine tapınma ve ibadetin yeryüzünde ki işaretlerini ( Safa-Merve, Kabe, Arafat gibi) Peygamberlerin aralarından ayrılmasıyla anlam ve amacından saptırmak suretiyle yardım ve şefaat dilenme aracı haline dönüştürdükleri;

Bizzat Kitabında konu etmek suretiyle Allah’ın (cc) şahitliği ile Hz. Muhammed’in (as) Kendisinin Elçisi, Peygamberi ve Resulü olduğu;

İlham, akıl veya bilimsel yolla ortaya çıkan nesir veya şiirsel sözlerin Hz. Muhammed (as) aracılığı ile indirilen Kurani manada ki  vahiyle asla karıştırılamayacağı veya benzeri olduğunu ima yollu da olsa iddia edilmeyeceği;

İnsanoğlunun dünya işleriyle ilgili olarak kullandığı ve çalıştırdığı aklını en az o kadar da imani ve ruhani diğer bir ifade ile ahret işleri için de kullanması ve çalıştırması gerektiği;

Dünyalık işler için kullanılan akıl bir o kadar da ahretlik işler için de kullanıldığı takdirde ölümden sonra da mutluluğun artarak devam edeceği;

Surede geçen “Cennetül Me’va”  ve “Sidretül Münteha” nın mevcut Kainat içerisinde Samanyolu galaksilerine benzer bir yıldız kümesinin içerisinde olabileceği;

İnsanoğlunun görme özelliğinin iki çeşit olduğu; Birisi kafatasında ki göz organıyla olanın, diğeri ise zihinsel olarak (kalp gözü) akıl, fıtrat ve vicdan melekelerinin birleşiminden ortaya çıkan görme demek olduğu;

Vücudumuzun bir organı olarak gözümüzün bakıp görme özelliğinin zihinsel bir arka planı olduğu (kalp gözü);

Kalp gözünün varlığı, insanoğluna özel her insan da mevcut olduğu;

Gözle bakıp görerek verdiğimiz kararlarda zihinsel bakışımızın etkin olduğu;

Cahiliye dönemi inanışlarında ki tapınmanın, ilah edinmenin, insanların kendilerinin rızkını, iaşesini temin eden kişi veya kurumlara verdikleri başlangıçta ki kıymet ve değerin zamanla kutsamaya dönüşmesi neticesinde ortaya çıktığı;

Dünyevi manada velevki “Devlet” de olsa hiçbir otoritenin Allah adına  insanlar üzerinde tesis edilemeyeceği;

Dünyevi işlerin insanların arzu ve istekleri istikametinde şekilleneceği; Kesin hak ve hakikat budur diye dayatılamayacağı;

Kurani terbiyeden geçmemiş veya vicdan ve fıtratı bozulmuş insanların aklının “savruk akıl” olduğu;

Sıradan insanlara göre gaybi bilgi olan ve öldükten sonra karşılaşılabilecek Allah’ın bazı büyük ayetlerinin,  Peygamberimize yaşarken gösterildiği;

İnsanoğluna özel melekelerden olan aklımızın kaynağının ne ve nasıl bir şey olduğunun aslının Peygamberimize gösterildiği;

İnsanların ufak tefek kusurlarını dillendirip toplum içerisinde rencide etmek ve küçük düşürmek için kullanılmaması gerektiği;

Peygamberlere özel verilen sıradan insanlar için gaybi bilgi olan bazı keşiflerin bilimsel çalışmalar neticesinde bu Dünyada keşfedilebileceği;

Geçmişte ki azgın toplumların helak edilmesine gerekçe olan haksızlık,adaletsizlik ve fuhşiyyatın yaygın olduğu zamanlarda, toplumun bu haline üzülmek ve ağlamak gerektiği;

Bir konuda bilimsel gerçek ortaya çıktığında o konuda zan ve tahmin yürütülerek din adına konuşulamayacağı;

İnsanın vicdanının onaylamadığı halde yaptığı hal ve hareketinden pişman olup ikinci bir defa tekrarlamayıp vazgeçmesi halinde bağışlanabileceği;

İnsan kendi kendine “Benim kalbim temiz” gibi benzer ifadelerle kendisini temize çıkarmaması gerektiği;

Allah’a karşı gelmekten sakınanları en iyi bilenin insanlar değil Rabbimizin bizzat kendisinin olduğu;

İnsanın içerisinde çeşit çeşit meyve veren ağaçları toprağa dikerek düzenlediği bağ-bahçelere bakıp da kendine çıkaracağı payda haddi aşmaması gerektiği;

Yeryüzünün geçici güzelliklerinden olan bağ-bahçelerde yetişen katı, tatsız ve yeme özelliği olmayan ancak verdiği meyvelerin çeşit çeşit lezzetlerinin asıl membasının başka alemlerde varlığının söz konusu olduğu; Peygamberimize de özel olarak gösterildiği;

İnsanlar tarafından, Allah’tan başka Tanrılık sıfatlarıyla kutsanılan canlı cansız varlıkların yeryüzünde yaratıcılık sıfatlarına uygun ne gibi özelliklerinin var olup olmadığına bakılması ve Allah’ın kudreti ve yaratıcılığı yanında ki acziyetlerinin görülmesi gerektiği;

Yolunu yıldızlara göre tayin eden kişinin yeryüzü coğrafyasında kaybolmadığı gibi; Kuranı okuyup yaşamının her anına uyguladığı takdirde, Dünya da mutluluğu yakaladığı gibi Ahrette ki mutlulukla da (Cennet) entegre olacağı;

Tarihte helak edilen Kavimlerin iktisadi zenginlikle bağlantılı olduğu;

İnsanoğlunun yaşamını sürdürmesi için vücudunda ki hücreden tutun açlığını gideren her türlü yiyecek ve içeceğin şefaat emri gereği fayda sağladığı;

Özellikle İnsanoğlunun inanç ve din hususların da aklın istikamet üzere isabet kaydetmesi vahyin desteğiyle mümkün olacağı;

Ruhsal yönden zayıf olan kimselerin felsefe tahsili yapmamaları gerektiği;

Eserlerinden yola çıkılarak bir şeyin gerçek sahibini bulmanın “zan” olmadığı, dolayısıyla, Kâinat denilen eserden yola çıkılarak Allah’a inanmanın “zan” olmadığı;

Otoritenin, gücün ve paranın denetime açık sorgulanabilir hale geldiği bir toplumun Allah’ın cc Ahirette vaat ettiği cennete benzer bir hale gelebileceği;

Otoritenin, gücün ve paranın denetleme, sorgulama ve muhalefet imkanları ortadan kaldırılırsa, bu imkanları elinde bulunduran kişi veya kurumun tanrılaşacağı;

Otorite, güc ve paranın sorgulanmamasına, muhalefet ve denetim yollarının tıkanarak putlaştırılmasına sebep olan kişilerin şirke düşme tehlikesinin olabileceği;

Ayette geçen Lat, Uzza ve Menat’ın tarihsel olarak o günün Mekke ve civarında tapılmakta olan putlar olduğu ancak günümüz insanlığına verdiği mesaj olarak Lat= otorite, Uzza=güç ve Menat=para olarak yapılan tespitin makul mantıklı ve kabul edilebilir olduğu;

Necm Suresi tefsir okumalarımdan zihnime yansıdı.

Estağfirullah… Estağfirullah… Estağfirullah…

Kuran Okuyunuz. O’nu okudukça kişiye özel zihinsel yansımalarını keşfedeceksiniz.

En doğrusunu Allah cc bilir.

Söz konusu bu ve benzeri çalışmalarım kesinlikle meal veya tefsir çalışması olmayıp, İlgili Kur’an Suresi okumalarım esnasında zihinsel olarak fehmettiğim tespitlerdir. Kişisel olarak ibadet ve zikir amaçlı yaptığımız derslerin paylaşımından kastımızın ümmeti Kur’an okumaya yönlendirmede faydası olacağı düşüncesiyle, ayetlerin ruhuna ve surenin bütünlüğüne uygun akıl ve gönül okumaları yapmak olup Kur’an’ın ibadet muamelat ve fıkhına aykırı tespitlerin varlığı halinde ehlince uyarılmaya her zaman açık ve tashihimin beyanı olduğunu belirtmek isterim.

*Ön bilgilendirme: Bu yazıyı okurken “Necm Suresi düşünsel okumalarım esnasında zihnime yansıdı.” cümlesini her paragrafın akabinde olduğu varsayılarak okunması tavsiye olunur.

Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.