Bismillah…
CHP yönetici kadrolarında ve bu partinin dışındaki Kemalistler arasında değil İslâm’a saygılıları, tahammül edenleri bile bulmak mümkün değil gibidir. Bu sebeple değinilen kitlelerin değerlerimize saldırıları bitmez tükenmez. Bu saldırıların bir kısmı kasıtlı olup diğer önemli bir kısmı da cehalete dayalıdır.
Peki müstesnaları yok mudur? Belki Fikri Sağlar gibi sağ duyulular var diyebilirdik ama onun da istisna oluşturamayacağını gördük.
Başörtüsü Üzerinden Tahammülsüzlük
Türkiye’de başörtüsünün lehte ve aleyhte istismar edilebileceği dönemlerin geride kaldığını iler sürenler var. Fikri Sağlar bu düşüncede olmadığı için olacak baş örtüsü aleyhtarlığını, sayıları çok çok az olan örtülü hakimler üzerinden yapmakta bir sakınca görmemiştir. Açıklamaları şöyle:
“Türbanlı hâkim karşısına gittiğimde adaleti savunacağı konusunda kuşkum var. Bazıları militanca ve ideolojik takılıyor, bununla mücadele edilmeli.”
Gündem oluşturan bu konuşma sebebiyle inançlı ve de özgürlükçü düşünce bağlılarınca yerilen Fikri Sağlar geri adım atmamış, CHP teşkilatlarının yanında olduğunu beyanla görüşlerini pekiştirmiş ve bir kahraman edasıyla laikliği savunmaya devam edeceğini duyurmuştur.
Biz, Fikri Sağlar gibi milletvekilliği ve Kültür bakanlığı yapmış olan bir kişinin daha düzeyli ve yaşam tercihlerine daha saygılı olmasını beklerdik.
Sorularımız Var
Adalet Bakanlığı verilerine göre, görevdeki 20 bin 777 hâkim ve savcının 13 bin 284’ü erkek, 7 bin 493’ü ise kadın. Yargıdaki kadın hâkim ve savcı sayısı son yılların en yüksek seviyesine ulaştı. Bu bilgiler ışığında soralım:
Bu sorunun cevabını kendi araştırmalarımla bulamadım. İmam- hatip kökenli olup güncel konularla da ilgili olan on yıllık bir hakimimize sordum. Görevdeki kadın hakim ve savcıların yüz kadar olabileceği tahmininde bulundu. Bir diğer anlatımla kadın hakim ve savcıların yaklaşık yüzde bir buçuğu kadar. Bunların kaç tanesi militanca ve ideolojik bir tavır takınabilir ki kendileriyle mücadele gerekebilsin.
Ülkemizde ötekileştirici, baskıcı ve dışlayıcı jakoben laiklik hâlâ egemen. Yani şartlar aleyhte. Mevcut şartlarda tesettürlü hakimlerin başka değil yalnızca imanları sebebiyle örtülü olduğu ve olacağı açıktır.
Yaratanın huzurunda yargılanacağına inanan bilgili ve bilinçli bir kadın hakim takdir hakkını niçin insanları mağdur edecek şekilde kullansın. Kaldı ki onlar, Allah’ın ateistlerin ve deistlerin bile rızık maaşlarını verdiğini, samimi dindarlığın zulmü değil adaleti gerektirdiğini iyi bilirler.
Fikri Sağlar, uygulama da baş örtülü olduğu için zulmeden bir kadın hakim mi gördü veya duydu ki “Bazıları militanca ve ideolojik takılıyor, bununla mücadele edilmeli.” diyebiliyor.
“Güzel Kul Olma Mücadelem” isimli yayınlanmış hatıratımdan nakledeyim:
1981 yılında İstanbul 1. Ordu ve Sıkı Yönetim Komutanlığının talebi üzerine İslam Nizamı isimli üç ciltlik hutbe kitaplarım aleyhine dava açıldı. İfade vermek üzere Beyoğlu Sorgu Hakimliğine gittiğimde, salona girer girmez Hâkime Nihal Kural Hanım bana hışımla ve tehditkâr bir üslupla “Bakalım şimdi Erbakan seni kurtarabilecek mi” demez mi?
Hiç beklemediğim bir durumla karşılaşmıştım ama anında toparlanarak şöylece cevap verdim:
Sen misin hakime hanıma anında cevap veren. Mahkeme kâtibi Osman Yay kalkıp üzerime yürüdüğü gibi Hâkime Nihal Kural hanım da yerinden fırlamaz mı?
Beni bir kaşık suda boğmak isteyeceği aşikâr da Savcılık men’-i
muhakeme/yargı gereksizliğini istediği için talep doğrusunda karar vermek zorunda kaldı.
Bana yapılan Açık Bir Saldırıydı
Bana yapılan alçakça bir saldırıydı. Fikri Sağlar’ın ifadesiyle militanca ve ideolojikti. Ama ben bu saldırıyı hakimenin başı açıklığıyla ilişkilendirmedim. İslam karşıtlığı ile yorumladım.
Şimdi soralım ? Fikri Sağlar, bilgi ve düşünce yoksunu olamayacağına göre onun bu ifadelerinin amacı ne ola ki? Biz makul bir sebep göremiyoruz.
Görebildiğimiz, İslâm’ın toplumumuzda -şekli de olsa- açık bir görünüm ve etkinlik kazanmasından ötürü sergilenen militan ideolojik bir tavırdır.
Ya milletimizin demokratik tercihleri doğrultusunda hakimeler İslâm Hukuku’na göre hüküm verecek olsalardı ne olurdu?
Sözü, bu olaydan bağımsız olarak Yasa Kitabımız Kur’ân’dan bilinç aşılayıp ufkumuzu açan bir âyetle bağlayalım:
“ Kalpleri İslâm’a inanmamış olanların dıştan görünüşlerini beğenirsin, sözlerine kulak verirsin. Ancak, onlar dayalı merteklere benzerler. Her kopan eylemsel gürültüyü kendilerine karşı sanırlar. Onlar İslam’ın düşmanıdır. Onun için onlardan çekinin. Allah’tan bulsunlar! Nasıl olup da doğru yoldan saptırılıyorlar? “ (Münafıkûn 63/4)
https://www.mirathaber.com/author/alirizademircan/
[1] Hakim: Erkek hakim; Hakime: Kadın hakim
Kim bakar emeğe, alın terine Gün gelir kenara atarlar seni Koyarlar vasıfsız şahsı yerine Kıytırık…
Gazze Şeridi'nde Yitirilen Hayatlar: Acıyı Anlatmak Gazze Şeridi, yıllardır çatışmaların, acıların ve umutların yeri olmuştur.…
24 Nisan 1983 yılında vakitsiz ölümüne en fazla üzüldüğüm isimlerden birisi Erol Güngör (1938) Hoca…
Alkollü içkilerin ve bunların başında rakının insan sağlığı için tehlike oluşturduğu bilinmektedir. Alkollü içkiler, yaralama…
Gazze Şeridi'nde Toplu Nikah Töreni Toplu Nikah Töreni Gazze Şeridi'nde İsrail Saldırıları Altında Gerçekleşti Gazze…