islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,5126
EURO
34,7806
ALTIN
2.424,34
BIST
9.736,61
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
22°C
İstanbul
22°C
Az Bulutlu
Perşembe Az Bulutlu
20°C
Cuma Az Bulutlu
19°C
Cumartesi Az Bulutlu
18°C
Pazar Az Bulutlu
19°C

Örtülü Hakimler Üzerinden İslâm-Örtü Düşmanlığı

Örtülü Hakimler Üzerinden İslâm-Örtü Düşmanlığı
Ali Rıza DEMİRCAN

Bismillah…

CHP yönetici kadrolarında ve bu partinin dışındaki Kemalistler arasında değil İslâm’a saygılıları, tahammül edenleri bile bulmak mümkün değil gibidir. Bu sebeple değinilen kitlelerin değerlerimize  saldırıları bitmez tükenmez. Bu saldırıların bir kısmı kasıtlı olup diğer önemli bir kısmı da cehalete dayalıdır.

Peki müstesnaları yok mudur? Belki Fikri Sağlar gibi sağ duyulular  var diyebilirdik ama  onun da istisna oluşturamayacağını gördük.

Başörtüsü Üzerinden Tahammülsüzlük

Türkiye’de başörtüsünün lehte ve aleyhte istismar edilebileceği dönemlerin geride kaldığını iler sürenler var. Fikri Sağlar bu düşüncede olmadığı için olacak baş örtüsü aleyhtarlığını,  sayıları çok çok az olan örtülü hakimler üzerinden yapmakta bir sakınca görmemiştir. Açıklamaları şöyle:

“Türbanlı hâkim karşısına gittiğimde adaleti savunacağı konusunda kuşkum var. Bazıları militanca ve ideolojik takılıyor, bununla mücadele edilmeli.” 

Gündem oluşturan bu konuşma sebebiyle inançlı ve de özgürlükçü  düşünce bağlılarınca yerilen   Fikri Sağlar geri adım atmamış, CHP teşkilatlarının yanında olduğunu beyanla görüşlerini pekiştirmiş ve  bir kahraman edasıyla laikliği savunmaya devam edeceğini duyurmuştur.

Biz, Fikri Sağlar gibi milletvekilliği ve Kültür bakanlığı yapmış olan bir kişinin daha düzeyli ve yaşam tercihlerine daha saygılı olmasını beklerdik.

Sorularımız Var

Adalet Bakanlığı verilerine göre, görevdeki 20 bin 777 hâkim ve savcının 13 bin 284’ü erkek, 7 bin 493’ü ise kadın. Yargıdaki kadın hâkim ve savcı sayısı son yılların en yüksek seviyesine ulaştı. Bu bilgiler ışığında soralım:

  1. Ülkemizde kaç tane kadın hakim ve savcı  var?

Bu sorunun cevabını kendi araştırmalarımla bulamadım. İmam- hatip kökenli olup güncel konularla da ilgili olan on yıllık bir hakimimize sordum. Görevdeki kadın hakim ve savcıların yüz kadar olabileceği tahmininde bulundu. Bir diğer  anlatımla kadın hakim ve savcıların yaklaşık yüzde bir buçuğu kadar. Bunların kaç tanesi militanca ve ideolojik bir tavır takınabilir ki kendileriyle mücadele gerekebilsin.

  • Hakimler yasalarla bağımlıdır. Kararları üst mahkemelerce de denetlenir. İstenilse de  yasalara aykırı hüküm verilemez . Verilen hükümlerde takdir hakkı yüzde on beşi de geçmez. Bu durumda kiminle ne adına mücadele edilecek?

Ülkemizde ötekileştirici, baskıcı ve dışlayıcı jakoben laiklik hâlâ egemen. Yani şartlar aleyhte. Mevcut şartlarda tesettürlü hakimlerin başka değil yalnızca imanları sebebiyle örtülü olduğu ve olacağı açıktır.

 Yaratanın huzurunda yargılanacağına inanan bilgili ve bilinçli bir kadın hakim takdir hakkını niçin insanları mağdur edecek şekilde kullansın. Kaldı ki onlar, Allah’ın ateistlerin ve deistlerin bile  rızık maaşlarını verdiğini, samimi dindarlığın zulmü değil adaleti gerektirdiğini iyi bilirler.

Fikri Sağlar, uygulama da baş örtülü olduğu için zulmeden bir kadın hakim mi gördü veya duydu ki  “Bazıları militanca ve ideolojik takılıyor, bununla mücadele edilmeli.” diyebiliyor.

  • Yeri geldi, arzedeyim, ben başı açık hakimeden[1] zulüm gördüm. “G

Güzel Kul Olma Mücadelemisimli yayınlanmış hatıratımdan nakledeyim:

1981 yılında İstanbul 1. Ordu ve Sıkı Yönetim Komutanlığının talebi üzerine İslam Nizamı isimli  üç ciltlik hutbe kitaplarım aleyhine dava açıldı. İfade vermek üzere Beyoğlu Sorgu Hakimliğine gittiğimde, salona girer girmez Hâkime Nihal Kural Hanım bana hışımla ve tehditkâr bir üslupla  “Bakalım şimdi Erbakan seni kurtarabilecek midemez mi?

Hiç beklemediğim bir durumla karşılaşmıştım ama anında toparlanarak şöylece cevap verdim:

  • Benim Erbakan tarafından kurtarılmaya ihtiyacım yok. Süleymaniye Camii imam Hatipliği görevimi ben sayın Demirel ve Ecevit dönemlerinde de yaptım. Kaldı ki yetkiniz olmadığı için benim suçlu olup olmadığıma siz değil ancak sevk edeceğiniz üst mahkeme karar verebilir.

Sen misin hakime hanıma anında cevap veren. Mahkeme kâtibi Osman Yay kalkıp üzerime yürüdüğü gibi Hâkime Nihal Kural hanım da yerinden fırlamaz mı?

Beni bir kaşık suda boğmak isteyeceği aşikâr da Savcılık men’-i

muhakeme/yargı gereksizliğini istediği için talep doğrusunda karar vermek zorunda kaldı.

Bana yapılan Açık Bir Saldırıydı

Bana yapılan alçakça bir saldırıydı. Fikri Sağlar’ın ifadesiyle militanca ve ideolojikti. Ama ben bu saldırıyı hakimenin  başı açıklığıyla ilişkilendirmedim. İslam karşıtlığı ile yorumladım.

Şimdi soralım ? Fikri Sağlar, bilgi ve düşünce yoksunu olamayacağına göre onun bu ifadelerinin amacı ne ola ki? Biz makul bir sebep göremiyoruz.

Görebildiğimiz, İslâm’ın  toplumumuzda -şekli de olsa- açık bir görünüm ve etkinlik kazanmasından ötürü sergilenen militan ideolojik bir tavırdır.

Ya milletimizin demokratik tercihleri doğrultusunda hakimeler İslâm Hukuku’na göre hüküm verecek olsalardı ne olurdu?

Sözü, bu olaydan bağımsız olarak Yasa Kitabımız Kur’ân’dan bilinç aşılayıp ufkumuzu açan  bir âyetle bağlayalım:

Kalpleri İslâm’a inanmamış olanların dıştan görünüşlerini beğenirsin, sözlerine kulak verirsin. Ancak, onlar dayalı merteklere benzerler. Her kopan eylemsel gürültüyü kendilerine karşı sanırlar. Onlar İslam’ın düşmanıdır. Onun için onlardan çekinin. Allah’tan bulsunlar! Nasıl olup da doğru yoldan saptırılıyorlar? “ (Münafıkûn 63/4)

Yazarın diğer yazılarını aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz:

https://www.mirathaber.com/author/alirizademircan/


[1] Hakim: Erkek hakim;  Hakime: Kadın hakim

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.