islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
34,3831
EURO
36,5155
ALTIN
2.876,72
BIST
9.209,19
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Hafif Yağmurlu
15°C
İstanbul
15°C
Hafif Yağmurlu
Çarşamba Hafif Yağmurlu
15°C
Perşembe Hafif Yağmurlu
15°C
Cuma Yağmurlu
11°C
Cumartesi Az Bulutlu
12°C

Putları Kıran Cân(ân)ı Kurban Etmek – II

Putları Kıran Cân(ân)ı Kurban Etmek – II
A+
A-

Aslında İbrahim’e hatırlatılan vaadi, kendi egosunu ve dünyalıklarını geride bırakmasıdır. Hani, ay, güneş ve yıldızlar, onun için “geçici, fani, sönen, batan (âfil)” ise, evlat, mal, mülk, saltanat, makam da dâimî değildir.

Dua ve Yakarış

Hz. İbrahim, yol arayışında tevhidî çizgiyle buluşmanın sıkıntılarıyla karşı karşıya kalır. Onu terbiye eden Rabb’inin “emrettiği yere doğru” hareket eder. Kendisine hakikat istikametinin gösterileceğine inanan İbrahim (a.s.), “aklı başında salih evlatlar” ihsan etmesi için yakarışlarda bulunur. Duaları karşılık bulur ve bir oğul ile müjdelenir.

Niyazın kabul edilmesi ve duanın kutsî bir muştu ile neticelenmesi, misak (akitleşme-ahitleşme), vaad ve sözleşmeyi beraberinde getirecektir. İstikamet; artık sabır, itaat ve sadakat yoludur.

Teslimiyet

Kurban kıssası bu anlamda içinde çok sayıda ders ve erdemleri işleyen hikmetlerle doludur. Yürüyüp gezecek çağa gelen İsmail (a.s.), babası İbrahim’in (a.s.) sırları çözülemeyen rüyasıyla uyandırılır. Rivayetlere göre, babası, yalnız ve yalnız Allah için oğlunu kurban edeceği vaadinde bulunur.

Dünyadaki ölüm zamanında (uykuda) kendisine hatırlatılan vaat, çetin imtihanlardan geçen İbrahim’in nefesini keser. Cânını, cânânını, biriciğini “adanmış bir kurban” olarak Rabb’i için feda edecektir. Ancak önce, kendi nefsini ve benliğini kurban etmelidir.

Aslında İbrahim’e hatırlatılan vaadi, kendi egosunu ve dünyalıklarını geride bırakmasıdır. Hani, ay, güneş ve yıldızlar, onun için “geçici, fani, sönen, batan (âfil)” ise, evlat, mal, mülk, saltanat, makam da dâimî değildir.

Çocukluğun safiyeti içinde İsmail (a.s.), rüyayla kendisinden talep edilen ilâhî emri yerine getirmesi konusunda hiç tereddüt etmez: “Emrolduğun şeyi yap” der, babasına. Sabredenlerin metaneti içerisinde olacağını söyler. Teslimiyetin zirvesindeki İsmail, şaşkınlığın ve anlatılamayan duyguların içerisindeki babası İbrahim’in elindeki bıçaktan çekinmez.

Felah, Salah ve Mükâfat

Baba yüreğinin dayanılmaz halleri içindeki İbrahim, biricik cânını yüz üstü yere yatırır. Merhametlilerin En Merhametlisi Hakk Teâlâ’nın “Ey İbrahim!
Gördüğün rüyanın hükmünü yerine getirdin. Şüphesiz biz iyilik yapanları böyle mükâfatlandırırız.” nidasıyla yaşadığı halin dehşetinden uyanır.

Tahammülü Zor İmtihan

Bu aslında büyük ve çok açık bir imtihandı. Geçmesi zor bir sınavın kazananları, Hz. İbrahim ve oğlu Hz. İsmail’di. Zor ve çetin imtihanların namzeti peygamberlerin, insanlığın önder ve liderleri olmaları tabiî bir neticedir. Onlar böylece beşeriyetin mesuliyetini omuzlayarak, sabrın ve kararlılığın kahramanları olurlar.

İnsanoğluna Bırakılan Kutlu Miras

Binlerce yıldır anlatılagelen bu hâdise, insanoğluna kutlu bir miras bırakmıştır. İsmail’in (a.s.) kurban edilmesine karşılık, bedelin mükâfatı olarak “büyük bir kurban” verilerek, tanrı ve yarı tanrılara itaat son bulmuştur. Allah’tan başkası adına kurban kesme âdeti, bu olayla nihayetlenmiştir. Kim ki, başka tanrılar ihdas ederse, kendini “murdar” eder.

Böylece “Geride kalanlar için İbrahim’e iyi bir nam bırakıldı. Onur ve asalet, İbrahim (a.s.) ve İsmail’in (a.s.) şahsiyetinde yeni bir kimlik kazandı, vahdet yerini değer ve takvaya bıraktı. İbrahim (a.s.) “selam”lananlardan oldu. İyiler ve muttakiler safının öncüleri elçiler, iman diyarının önderleri olarak dünyaya kalıcı bir miras bıraktılar.

Nefis ve Benliği Kurban Etmek

Hakikatte kurban, Hz. İbrahim’in nefsiyle, benliğiyle imtihanıydı. O imtihan ki, “iki kurbanlığın oğlu” olan (Hâkim, Müstedrek, II, 609) Efendimiz Hz. Peygamber’e, atası “İbrahim’in (a.s.) sünneti” olarak kaldı.

Kurban; nefis, şehvet, şeytan, makam, mevki, para, kadın, servet ve hazları, Allah için boğazlamak, reddetmektir. Başkalarının kanlarını akıtmayı büyük haramlardan/günahlardan kılan Âlemlerin Rabb’i indinde “Kurban gününde kan akıtmaktan daha sevimli” ve hayırlı bir iş yoktur. Muhammed ümmetinin “namazgâhlarına”, ancak (gücü yetip de) kurban kesenler, girebilirler.

Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.