islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,4199
EURO
34,4363
ALTIN
2.489,53
BIST
9.679,80
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
23°C
İstanbul
23°C
Az Bulutlu
Çarşamba Az Bulutlu
21°C
Perşembe Az Bulutlu
19°C
Cuma Hafif Yağmurlu
16°C
Cumartesi Az Bulutlu
18°C

Reklam Arası Namaz

Reklam Arası Namaz

Başta Televizyon sonra da internet hayatımıza öyle bir girdi ki, ebedi hayat süreceğimiz ahiretimizi berbat edecek konuma ve duruma geliverdik. Dizi seyrederken ve internet ortamında, özellikle de sosyal medyada geçirdiğimiz zaman, maneviyatımız için ayırdığımız zaman diliminde katbekat fazla.

 

Dizi seyrederken, dizi dizi dertlerimizi unuttuk da haberimiz bile olmadı. Lakin hakikat odur ki, boşa geçirdiğimiz bu vakitleri yüce rabbimiz mahkeme-i Kübrada bize soracak. Peygamberimiz’in (sav); “İki nimet vardır ki insanların çoğu bu nimetleri kullanmakta aldanmıştır: Sıhhat ve boş vakit”[1] hadisi şerifini bizler unutuyoruz ama ahiret hayatında bu bize hatırlatılacak ve o zaman ise iş işten geçmiş olacak.

Bu konu açılınca ilk aklıma gelen, Riyazus-Salihin hadis kitabının müellifi ve tabiinden olan İmam Nevevi’dir. Bu büyük hadis ravisi’nin, def-i hacette çok vakit geçirmemek maksadıyla birkaç hurma ile gün geçirdiğini hatırlar ve sizlere de hatırlatmak isterim. “Kitap okumaktan uzak kalmayayım” anlayışıyla yemekte geçen sürelerini azami derece de kısıtlı tutan İslam âlimlerini hatırlayıveririm de TV karşısında boşa geçirdiğimiz vakitler gelir aklıma. Dizileri ve maçları bırakamadımız için reklam aralarında kıldığımız (!) namazlar gelir aklıma…

Peygamberimiz’in (sav) “Gözümün Nuru” diye tarif ettiği o muhteşem ibadet…

“Namazını bilerek terkeden, ailesini ve malını kaybetmiş gibidir”[2] buyurduğu Namaz…

“Benim nasıl namaz kıldığımı gördüyseniz, sizde öyle namaz kılınız”[3] Buyuran Peygamberimiz (sav), lütfen beni mazur görün ama bizler gibi reklam veya başka işlerinin arasına sıkıştırmıyordu namazlarını. O (sav), yüce rabbinin huzurunda olmanın bilinci ve heyecanı içinde, ayakları şişene kadar kıyamda duruyordu. Hz. Aişe annemiz birgün Peygamberimiz (sav)’e “Ya Rasulallah! Gelmiş geçmiş bütün günahların af edildiği halde, niye bu kadar kendini yoruyorsun?” diye sorunca, Peygamberimiz (sav)’den gelen cevap, sadece Hz. Aişe annemize değil, bütün ümmetineydi:

“Ya Aişe! Allah’a şükreden bir kul olmayayım mı?”[4]

“Sabah namazının iki rekat sünneti, dünya ve içindekilerden daha kıymetlidir”[5] hadisi şerifini, “sünneti bu kadar kıymetliyse, farzının kıymetine paha biçilmez” diye düşüneceğimiz ve hareket edeceğimiz yerde; ninni dinleyerek uykuya dalan bebekler gibi uyuyoruz da uyuyoruz. Bu uyku öyle bir hale geldi kii gaflet uykusuna dönüştü de haberimiz yok. Diğer vakitlerde de dizi aralarında yayınlanan reklam süresine sıkıştırdığımız namazlarımızın, ahiret hayatımızda bize ne kadar faydası olur bilmiyorum. Allah bilir!

Lakin bildiğim çok iyi bir şey var ki, “kılmış olduğumuz namazların bizleri, kötülük ve fenalık yapmaktan alıkoyması gerekiyor.”[6] Acaba reklam arasında veya maçın devre arasında hızlıca kıldığımız namazlar, bizleri kötülükten ve kötü fiiller işlemekten alıkoyabiliyor mu? Yüce rabbimiz “Vay o namaz kılanların haline”[7] buyurunca, şahsım adına bundan pek emin olamıyorum.

Namazın Reklamını Verirdim

Şuna emin olun ki, çok varlıklı bir insan olsaydım aynı Hz. Ebu Bekir gibi, aynı Hz. ömer gibi mal varlığımı, namaz gibi muhteşem bir ibadetin reklamını yapmak adına sarf edebilirdim. Bir ürünün reklamı nasıl yapılıyorsa, reklam stratejileri nasıl hazırlanıyorsa; namaz için de reklam stratejileri hazırlar ve hazırlatır namaz’ın reklamını yaptırırdım. Hatta birçok filme sponsor olur, film içinde süblüminal mesajlar ile insanların bilinç altına namaz ibadetini atar, Müslümanlara namazı sevdirme yoluna giderdim. Yani sizin anlayacağınız, “Cihad-ı Ekber- en büyük cihad” olan nefsimizle mücadele de en büyük argüman olan namaz ibadetini gündeme taşımak ve gündemde tutmak, aynı zamanda da günümüz Müslüman’ının anladığı dilden konuşabilmek adına yapardım bütün bunları…

Üstat Necip Fazıl ne diyordu namaz için?

Namaz derdime ilaç, yanık yerime merhem,

Onsuz ebedi hayat benim olsa istemem.

Selam, saygı ve muhabbetlerimle…

Şaban DOĞAN


[1] İbni Mace Zühd/15

[2] İbni Hanbel 5/429

[3] Buhari Ezan/18

[4] Buhari-Teheccüd 6

[5] Müslim

[6] Ankebut suresi 45. ayet

[7]Maun suresi 4. Ayet