islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,4470
EURO
34,7327
ALTIN
2.436,33
BIST
9.915,62
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
18°C
İstanbul
18°C
Az Bulutlu
Cumartesi Hafif Yağmurlu
16°C
Pazar Az Bulutlu
18°C
Pazartesi Az Bulutlu
18°C
Salı Az Bulutlu
18°C

Sağlık Bakanlığı’nda Düşünce Karşıtlığı mı?

Sağlık Bakanlığı’nda Düşünce Karşıtlığı mı?

Haberin Özeti

Eski adıyla GATA, yeni adıyla Sağlık Bilimleri Üniversitesi Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde başhekim yardımcısı olarak görev yapan Dr. Ali Edizer, açıkladığı “ikinci bir eş almanın zinaya ve boşanmaya tercih edilmesi” şeklindeki görüşü sebebiyle görevinden alındı.

Onun kabul etmekte sakınca göremeyeceğimiz sosyal medya paylaşımlarından biri de şöyle:

Sorsan “kadına özgürlük ve uygarlık” kazandırıldı.

Resmiyete tek eşlilik, fiiliyatta zina ve fuhuş serbestliği.

Kuvveden fiile batı ahlâksızlığı…”

Dr.  Ali Edizer’in Tavsiyesi Doğru

Dr. Ali Edizer’in söyledikleri doğru. Tavsiyeleri de doğru. Eksik olan tarafı Ülkemizde İslam’ı dışlayan maddeci düzenin iktidarda olduğu, sosyal medyada aleyhte bir kampanya başlatıldığında kişinin hakları ve özgürlüklerinden yoksun bırakılarak mağdur edileceği gerçeğini bilmemesidir.

Dr. Ali Edizer bu gerçeği bildiğini, özellikle İstanbul Sözleşmesi’nden sonra aileyi tehdit eden zinaya ve eşcinselliğe doğrudan ve de dolaylı çağrıların yapıldığı  toplumumuzda, kişisel düşünce özgürlüğüne sahip çıktığını ve hakka çağırdığını beyan ediyorsa ona yalnızca saygı duyarız.

Alenileşen zinalar ve çoğalan boşanmalar karşısında kişinin üzüntüsünü dile getirmesi ve çare olarak gördüğü ikinci evliliği önermesi düşünce özgürlüğü bağlamında değerlendirilemeyecekse düşünce özgürlüğü yok demektir.

Toplumun vicdanı olması gereken bizler, Dr. Ali Edizer gibi temelde doğru olan düşüncelerini özgürce ifade ettiği için görevinden uzaklaştırılan kişilerin yanında olmak mecburiyetindeyiz. Bu mecburiyet imanî ve ahlakîdir.

Bu arada bizimle aynı inanç ve değer yargılarını paylaşmayan ama insan doğasıyla örtüşen görüşleri sebebiyle mağdur edilen insanları gereğince savunamama ayıbımıza işaret etmeden geçemeyeceğim. Korkarım Rabbimizin katında bu günahımızdan da sorgulanacağız.

İşin Doğrusu Ne?

Tamam da bu işin doğrusu ne? Burada biraz soluklanalım.

On yıllık fasılalı bir çalışmadan sonra 1984 yılının ikinci yarısında İslâm’a Göre Cinsel Hayat isimli eserimi yazıp yayınladım. Çok büyük bir alaka gördü. Korsanlarıyla birlikte basılı nüsha adedi üç yüz bini aşan bu eserimiz, günümüzde de ilgi odağı olmakta devam ediyor. 1985’lerin Diyanet İşleri Başkanlığının üst düzey zalim yöneticilerinin düzmece bir raporla Adalet Bakanlığına jurnallemesi sebebiyle   İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde ve Sarıyer Asliye Ceza’da yargılandım.

700 sayfalık onlarca konunun işlendiği kitabımın İstanbul Devlet Güvenlik mahkemesinde yargılanma sebebi, birden fazla kadınla evliliğe teşvik ettiğim iddiasıydı. Dolayısıyla laikliği ihlal ettiğim gerekçesiyle Türk Ceza Kanunu’nun şimdilerde kaldırılmış olan 163. maddesinden altı yıla varan ceza talebiyle yargılandım. Oysaki ben Kur’ân ve Sünnet çizgisinde tek kadınla evliliğin esas olduğunu açıklamış, birden fazla kadınla evliliğin bir ruhsat/izin olduğunu dile getirmiştim.

Bu ruhsat, zinayı ve eşcinselliği yasaklayan ve aileyi korumayı amaçlayan İslâm’ın sunduğu alternatif bir çözümdü. Bu iznin erkeklerce istismarı da engellenmişti. Çünkü hiçbir kadın normal şartlar altında ve özgür iradesiyle üzerine kuma getirilmesini istemeyeceği gibi, birinci kadına kuma olmayı da kabul etmeyeceği için bu ruhsat istimara zaten kapalıydı.

Hulasa, Devlet Güvenlik Mahkemesi, İslâmî bir ruhsat kurumunu açıkladığımı, tek kadınlı evlilik düzeninin kaldırılarak çok eşli bir düzene geçilmesini önermediğimi beyanla beraatime hükmetti.

Konumuza dönersek…Dr. Ali Edizer ne dedi? Boşanarak ailenizi yıkmayın, dedi. Zinadan sakındırdı, gerekiyorsa ikinci bir kadın almayı önerdi. Sistemin baştan aşağı değiştirilmesini istemediği için laik düzene göre suç da işlemedi.

Resmiyete Tek Eşlilik, Fiiliyatta Zina ve Fuhuş Serbestliği

Yürürlükteki düzene göre evli olan bir erkeğin bir başka kadınla zina yoluyla ilişkiye girmesi, yalnızca boşanma ve tazminat sebebidir ama suç değildir. İlişkinin İslâm’a göre haram olan fakat suç sayılmayan zina yoluyla değil de Dinimize/örfümüze göre hukukî ve ahlakî sorumluluk üstlenilerek yapılması mı suç?

Mesele, Dr.Ali Elizer’n dile getirdiği gibi “Resmiyete tek eşlilik, fiiliyatta zina ve fuhuş serbestliği” ise İslâm Dini’ne imanımız sebebiyle biz böylesi karanlık  habis bir tercihi benimsemiyoruz. İstanbul Sözleşmesi doğrultusunda dileyen akıl tutulması sergileyebilir. Bilimsel aklı kullanmayabilir.

İslâm’a inançsız olup insan doğası ile çelişen birilerinin ne dediği umurumda değil ama işin doğrusu tek kadınlı aile hayatıdır. Ama İkinci bir eş alma zinaya ve ilk eşten boşanmaya tercih edilebilir bir çözümdür.

Mağduriyetlere kapı açmadan, aile hayatımızı eritici zinaya ve boşanmalara karşı çözüm üretecek alternatif yasal bir zemin  oluşturmak başta  TBMM’si olmak üzere toplumumuzun acil görevidir.

Dr. Ali Edizer’i geçelim ve soralım: Ne zamana kadar taşları bağlayıp köpekleri salmaya devam edeceğiz?

Ali Rıza DEMİRCAN

Yorumlar
  1. muuzaffer terlemez dedi ki:

    sevgili hocam anladık ta istanbul sözleşmesine karşı mücadelede bir hayli yol katedilen şu hengamda böyle bir açıklama yerimiydi.. ikinci evliliği yapacaklar size
    Edizere ve kimseye sormadan yapıyorlar zaten. bir müslüman ahmak olmamalı…sonra oğlunuzunda görevli olduğu hükümeti zor durumda bırakmak oldu mu ya…