islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,5004
EURO
34,6901
ALTIN
2.496,45
BIST
9.693,46
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Yağmurlu
13°C
İstanbul
13°C
Yağmurlu
Cumartesi Parçalı Bulutlu
19°C
Pazar Az Bulutlu
20°C
Pazartesi Az Bulutlu
21°C
Salı Az Bulutlu
23°C

Schopenhauer’in çok eşli evlilik görüşleri batı’da makes mi buluyor? (3)

Schopenhauer’in çok eşli evlilik görüşleri batı’da makes mi buluyor? (3)

Prof. Dr. Ali Seyyar

Değerli okuyucularım;

Hassas bir konuyu ele aldığımın farkındayım. Bilhassa sosyal bilim insanı olmanın artı ve eksileri olduğunun da bilincindeyim. Eksi taraflarından birisi de Müslüman bir toplumda yaşasak da modern dünyaya ait olmayan dinî görüşleri beyan etmek, her zaman tepkilere yol açabilmektedir. Bunun için kendi şahsî fikirlerimi burada açıkça dile getirmekten ziyade ünlü Alman filozof Arthur Schopenhauer’in çok eşli evlilik (poligami) ile ilgili görüşlerine yer vereceğim. Bu görüşleri, ne derece İslâm’ın bazı şartların yerine getirilmesine bağlı olarak ruhsat tanıdığı taaddüd-i zevcât (bir erkeğin aynı zamanda en fazla dört kadınla evlenebilmesi) ile uyum sağladığı konusunu, şuurlu Müslümanlar benden daha iyi bir şekilde değerlendirebilir.

Arthur Schopenhauer, “Avratlara Dair” yazısında poligami hakkında şu fikirleri ortaya koymaktadır:

§. 370: “Avrupa’da yürürlükte olan kanunlar, kadını erkeğin dengi olarak kabul etmektedir. Bu, yola yanlış noktadan başlamak anlamına gelir. Tek eşlilik caridir ve evlenmek demek, erkeğin haklarını yarı yarıya indirmek ama sorumluluklarını ikiye katlamak demektir. Madem kanunlar, kadınlara erkeklerle eşit haklar tanıyor o halde kanunlar, kadınlara aynı zamanda erkeklere özgü bir akıl gücü de kazandırsaydı ya. Halbuki kanunların kadınlara takdir buyurduğu imtiyaz ve payeler, tabiatın onlara titizlikle ölçüp biçerek taksim ettiğinden fazla olması durumunda kadınlar, doğal haklarından da o derece mahrum edilecektir.

Çünkü tek eşlilik kurumunun ve bu bağlamda evlilik kanunlarının kadınlara sunduğu gayri tabiî imtiyazlı konumlarının bir yansıması olarak aklı başında erkeklerin böylesine gayri âdil bir düzenlemeye karşı büyük bir fedakârlıkta bulunarak, böyle bir nikâh akdinin altına girme konusunda bir hayli tereddüt yaşayacaktır. Buna bağlı olarak çok evliliğe izin verilen toplumlarda (hak sahibi olan nikâhlı) her bir kadın, geçimini temin edebilirken, tek eşliliğin hâkim olduğu toplumlarda nikâh altında olan kadınların sayısı az olduğu için, birçok kadın korumasız kalmaktadır.

Öyle ki yüksek sınıfa mensup olanlar, evde kalmış hiçbir işe yaramayacak kupkuru bir hayat sürdürmekte, aşağı tabakadan olanlar ise tabiatlarına uygun olmayan çok zor ve iğrenç işler yapmaya mahkûm edilmektedir. Bazen fahişeliğe zorlanmakta ve haysiyetten mahrum zavallı bir duruma düşmektedir. Bu şartlar altında kadınlar, bir gereklilik olarak erkeklerin arzularını tatmin edecek duruma itilmektedir. Dolayısıyla resmen kabul görmüş bir tabaka olarak kadınlar, kaderin gülümsemesi ile koca bulmuş olanlar ve yoldan çıkmamak için bir koca bulmayı umut edenler şeklinde ikiye bölünmüştür…

Sadece Londra’da seksen bin fahişe vardır. O halde, böyle korkunç akıbete âdeta koşarcasına yaklaşmış olan bu kadınlar, zorunlu tek eşliliğin yol açtığı insan kurbanları değil de nedir? …Bu yüzdendir ki çok evlilik bütün yönleriyle ele alınacak olursa itiraf etmek gerekir ki bu, kadın cinsinin gerçek anlamda hayrınadır. Ve diğer yandan karısı, müzmin bir hastalıktan mustarip olan, çocuk doğuramayan veya kendisi için zaman içerisinde yaşlı hale gelmiş olan bir erkeğin neden bir ikinci kadın almaması gerektiğinin makul bir sebebi yoktur. Görünen o ki birçok insan, sırf bu gayrı tabiî tek eşlilik kurumunu reddettiği için, Mormonluğu benimsemektedir.

Kadınlara gayrı tabiî hakların verilmesi, onları doğalarına uygun olmayan vazifeler yapmayı zorlamıştır. Halbuki doğal haklarını yerine getirememelerinden dolayı mutsuz hâldedirler. Sözgelimi çoğu erkek, sosyal ve malî durumu iyi olduğu halde (gayri tabiî haklara sahip olan) bir kadını, kendisine bağlama umudu taşımadığı için, evliliği akıllı bir yol olarak düşünmemektedir. O zaman böyle bir erkek, evliliğin şartlarından farklı, yani karısına ve çocuklarına güvenli bir gelecek sağlayacak olan şartların dışında kendi seçimi olan bir kadını elde etmeyi arzulayacaktır…

Çok eşliliğin tartışılacak bir yanı yoktur. Her yerde karşılaşılan bir olgu olarak kabul edilmelidir, çözülmesi gereken sorun, bu konunun nasıl düzenleneceğinden ibarettir. O halde, gerçek tek eşlilik taraftarları nerededir? Hepimiz en azından bir müddet, çoğumuz ise her zaman çok eşli yaşarız. Dolayısıyla her erkek, çok kadına ihtiyaç duyduğundan, ona bu konuda izin vermekten daha doğru bir şey yoktur. Bu suretle kadın, (doğasına) boyun eğen bir varlık olarak eski doğru konumuna geri döndürülecektir… Kadınlar yine var olacak, fakat Avrupa’nın şimdilerde dolu olduğu mutsuz kadınlar olarak değil.”

Schopenhauer, çok eşli evlilik konusunda Amerika’da Joseph Smith (1805-1844) tarafından 1830’larda kurulan Mormon tarikatını örnek olarak göstermektedir. Mormonlar, ilk yıllarda Amerika’nın her yerinde gördükleri baskılar sebebiyle Utah’ı kendilerine merkez olarak seçti. Bugün bu şehrin nüfusunun yüzde 80’i Mormon’dur. Tarikat, sayılarını hızla arttırmak düşüncesiyle erkek müritlere çok kadınla evlenmeyi teşvik etmişti. Bugün Utah eyaletinde çok evlilik yasak olmasına rağmen selefi Mormonlar, gizlice çok evliliğe devam etmektedir. Çok evlilik içinde bulunan kadınlar, inançları gereği bundan rahatsız duymadıkları gibi bu durumu, cennete daha kolay girebilmek için bir fırsat olarak görmektedir.

Örneğin Utah kentinde medeni kanun yasaklamasına rağmen alenî olarak çok eşliliği tercih eden bir aile reisi ve dört kadından oluşan Brown ailesi, 17 çocuğu ile birlikte ceza almamak için Las Vegas’a taşındı ve çok eşli evliliklerini kabul ettirebilmek için, burada hukukî mücadele ederek, çok evliliklerini kanunen tescil ettirebilmiştir. Bugün ABD’de resmen birden fazla eş edinmek, erkekler için artık mümkün olabilmiştir. Böylece Schopenhauer’in çok evliliğe dair güzellemesi çerçevesindeki önerisi ve öngörüsü, İslâm ülkelerinden ziyade rasyonel ve pragmatik düşünebilen Batı dünyasında bir başlangıç olarak makes bulmuş oldu.

Resim: Bir Mormon Ailesi: Aile reisi Bay Kody Brown ve dört eşi.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.