islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,4422
EURO
34,7886
ALTIN
2.476,06
BIST
9.530,47
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
16°C
İstanbul
16°C
Az Bulutlu
Cuma Hafif Yağmurlu
16°C
Cumartesi Az Bulutlu
19°C
Pazar Az Bulutlu
20°C
Pazartesi Az Bulutlu
18°C

Sosyal Medya’nın Zararlı Kullanımı; Teşhircilik ve Porno Kültürü

Sosyal Medya’nın Zararlı Kullanımı; Teşhircilik ve Porno Kültürü
12 Ocak 2023 16:45
A+
A-

Mir’at Haber adlı sitemizin kıymetli hocası Sn. Ali Rıza Demircan‘ın, bir kaç hafta önce yaptığı değerlendirmesindeki bazı ifadelerine tepkiler geldi. Oysa haber en çok izlenenler arasındaydı ve durumu anlayışla karşılayan pek çok kimse mevcuttu. Hocamıza “Sen ne için bunu gündeme getirdin?” diyenler olmuş. Hatta bazı aklıevveller, yetmişbeş yaşına gelmiş, bu devletin kırk yıl hizmetinde bulunmuş bir hocaya akıl vermeye kalktı. Aslında bu olayın, bir kaç farklı sosyolojik ve psikolojik boyutunun olduğu açıktır. Meseleye hocamız dini uzmanlık boyutuyla bakmasına rağmen herhalde birileri bu tür konuları örtbas ile geçiştirmeyi daha kıymetli bulmaktadır.

Halbuki bu olayda hocamızın söylediğinden daha fazlası vardır ve sadece Konya ile de sınırlı değildir. Mevzu bütün ülkemizi ilgilendirmektedir ve pornonun yanı sıra teşhircilik de yaygınlaşmıştır. Konuyu birçok hanım ve erkek kardeşimiz de siyasi görüşü farketmeden eleştirmektedir. Sosyal medyada cinsel organ paylaşanlar bulunmaktadır. Veya haber sitelerinde çıplak insanlar ve çirkin görüntüler karşımıza çıkmaktadır. Daha da ötesinde bu pornoculuk sosyal medyayı ele geçirmek üzeredir. Ve çocuklarımız için de tehlikelidir ve zararlıdır.

Hocamız, resmi verilere dayanarak bir açıklamada bulundu. Hakaret etmedi, küfür etmedi, olayları çarpıtmadı. Geçmişten bugüne hemen herkes Konya’nın dindar bir şehir olmasına rağmen içki ve fuhuşa da en düşkün şehirlerden biri olmasını zaten kınamaktaydı. Örneğe takılmak mesajı kaçırmak demektir. Mesele bütün şehirlerimizin meselesidir. Bugün Anadolu’da içki, porno ve fuhuşun yanı sıra esrar ve diğer suçlar da yaygınlaşmıştır. Bunu bir haber sitesi ve dini uzmanlık sahasındaki insanların gündeme getirmesi garip bir şey midir? Bugün Batı’da ve ülkemizde çeşitli üniversitelerin akademisyenlerinin pornonun hastalık derecesinde insanları bağımlı ettiğini ortaya koyduğunu ve bunu eleştirdiğini bilmekteyiz. Bunu İslamî bir üslupla ve belki biraz yüksek bir ses ile söylemek ayıp mıdır?

Türkiye, muhtemelen fabrika ayarlarına dönmek zorundadır.

Kültürel yozlaşmayı Atatürkçü Aydınlardan Sn. Banu Avar da eleştirmektedir. Hatta Sayın Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu da aynı konulara değinerek eleştiri getirmektedir. Bir millet her nesilde yeniden doğar diyen bu kıymetli insan ailenin önemine vurgu yaparak bu dünyadan göçmüştür. Bir çok başka kimsenin de hususen bu konuya dair açıklamaları mevcuttur. Andıklarımızdan birisi hanım bir yazardır. Diğeri yurtdışında yıllarca bulunmuş ve pozitif bilimlere kendini adamış bir ilim adamıdır. Evet boşanma ve suç oranlarına bakılırsa Türkiye’de aile kurumu çatırdamaktadır. Resmi veriler bu konuda bize ciddi uyarılar yapmaktadır. Bizler bunu söylemekte neden hatalı olacak mışız?

Tiktok ve Instagram adlı sitelerde yediğini ve içtiğini paylaşanların olması bizi ilgilendirmez, özgürlük ve gösteriş kültürü bu çağda birlikte değerlendiriliyor olabilir, buna karşı da bir müdahalemiz veya aykırı bir talebimiz bulunmamaktadır. Hatta anayasal olarak suç sayılan; kimsenin alıkonmasına, zorla bir takım şeylere mecbur edilmesine, dışlanmasına ve hedef gösterilmesine de hiçbir zaman razı olmadık. Ayrımcılığa ve düşmanlığa yeltenmedik. Böyle şeyleri dinimiz bize yasak etmiştir. Yayıncılık ilkemiz gereği, baktığımız zaviyeden, meseleleri ele almaya çalışmaktayız ama hep ötekileştirmeyle aşağılanmaktayız. Aile kurumunun zedelenmesi, çocukların ortada kalmasına veya çeşitli şekillerde mağdur olmasına sebebiyet vermektedir. Bunu devlet büyüklerimize ve kardeşlerimize hatırlatmak için belki biraz da gündeme oturtmak için sansasyonel ifadeler kullanmışızdır. Fakat bütün vatandaşlarımızı bir tehlike karşısında uyarmak, bizzat devlet tarafından okuyan, düşünen bireyler olarak bize verilen bir görev değil midir? Bu ülkenin kurucuları “Kadın için annelik en büyük vazifedir” dememiş midir? Bizzat Müslüman kadınını fuhuştan Gazi Mustafa Kemal kurtarmamış mıdır?

Bugünkü bazı Kemalistler bizzat Atatürk’ün bu vebenzeri projelerine karşı durmaktayken neden onlar suçlu olmamaktadır?

Türkiye’de okur yazarlığın üniversiteye rağmen çok da ilerlemediğini, halkımızın ciddi kitap okuma kültürünün olmadığını fakat eğlenceye ve gereksiz şeylere düşkünlüğünün olduğunu söylememiz ayıp mıdır? Dünyada bugün sanatta, sporda, kültürde istenilen yerde miyiz? Bütün dizilerin ve gündüz kuşağından akşam kuşağına dahil programların aileyi, babayı, erkeği ve anneliği küçülttüğü, güzelliği, parayı ve şehveti, fedakarlığın, değerlerin, kavramların ve en başta sevgi ile vefanın önüne çıkardığı ortada iken bunlara değinmemiz suç mudur?

Bütün işi çıplak kadınların resmini paylaşarak reyting almak olan gazetelerin ve dergilerin yanında, ilmi bir takım analizler yapmak gericilik midir? Cumhuriyetimizin kurucuları, Diyanet İşleri’ni bunun için kurmamış mıdır ve ilimadamlarını bunun için yetiştirmemiş midir? Kitaplarımızdaki ifadeler sürekli çarpıtılarak, muhafazakarlığı sürekli küçülterek yayın yapanlar, gençleri içki ve fuhuşa düşürenler, çok mu makbul kimselerdir? Halka dinin anlatılması, dinin emirleriyle güzel bir ahlak üzere yaşanması için çalışılması ülkemizin kuruluşunun gayeleri arasında değil midir?

Genç bir araştırmacı olarak, hocamıza yapılan bu haksız eleştirileri ben de kınama gereği duydum. Tiktok’ta çocuk emzirenler, instagramda iç çamaşırını gösterenler, kadın ya da erkek farketmeden sadece ideal vücud sahibi olmayı bir değer olarak lanse edenler, bu modern devletin ve kurucu ilkeleri olan ilimde ve irfanda fikri hür ve vicdanı hür olmanın karşılığını mı vermektedirler? Yani bütün değerleri ayaklar altına alınan şu toplum, diğer bütün yönleri örtülerek savunulmakta mıdır?

Son dönemde ilahiyat aleminde ve hatta seküler camiada bir çok farklı görüşten yazar eser telif etti. Kur’an’sız Müslümanlık, Fitne Toplumu ve Allah’sız Müslümanlık ilahiyat camiasından uzmanların yazdığı eserlerdendir. Bütün bu insanların çağrıları haksız mıdır? Değerlerimize sahip çıkmak, kendimizi temize çekmeden de mümkündür. İnsan devamlı imtihanda olduğunu bilmeli ve kul olduğunu da unutmamalı. Dolayısıyla neden toplum olarak eleştiriye tahammül edemiyoruz? Neden kutuplaşıyoruz?

Batı’da bazı ülkelerde açık giyinmeyi yasaklayan tedbirler alındı. Bunlar Avrupa Ülkeleri iken, özgürlüğe karşı mı çıktılar? Gerici mi oldular? Neden Türkiye’de dini görüş sürekli gericilikle yaftalanmakta ve sindirilmeye çalışılmaktadır? Kendisinden başkasına yaşam hakkı vermeyenler aydın mı olmaktadır? Neden hocamıza sataşan gazeteler gerçek bir dini projeye öncülük etmezler? Yapanlara neden saldırırlar? Çin’de ve diğer bazı ülkelerde sosyal medyaya ve internete kısıtlama getirenlerin hiç mi akılları ve vicdanları yoktur? En çok büyüme kaydeden bu ülkelerdeki yöneticiler hepten mi despottur? Ayrıca Modern Batı’nın yaptığı hatayı farkedip, gençleri fuhuş yerine aile kurmaya teşvik etmesi bizi doğrulamaz mı?

Esas olarak ülkemizde bir kavram karmaşası bulunmaktadır ve halkımız neyi savunduğunu ve kime eleştiri getireceğini kestirememektedir. Halkımıza bir takım uyduruk kavramlar değer olarak tanıtılmaktadır ve yüksek manası olmayan günübirlik tüketim bilgileri pompalanmaktadır. Hatta popüler kültür şu anda kutsanmakta, çıplaklık, teşhir ve porno da bunun tetikleyicisi durumdadır. Batı’da Amerikan Kültürü’nü kendi içerisinde eleştirenler mevcuttur. Onlar da mı anarşisttir veya gericidir?

Lütfen ilimle meşgul insanlara ve sözlerine daha saygılı yaklaşalım. İslam Dininin değerleri sürekli bir tahribat altındadır ama buna rağmen herkes dindarlığından taviz vermiyor gözükmektedir. Bu da biz ilahiyatçıların sitem ettiği konulardandır. Bunu söylemek en doğal hakkımızdır. Meselenin diğer yanında Türklüğe ait en önemli değerlerden sayılan aile ve çocuklarımız için pedagoglar ve psikologlar ara ara hatırlatmada bulunmaktadır. Bunları neden o çok bilmiş gazeteler sümenaltı etmektedir? Kapitalizmin dayattığı postmodernlik vb kavramlar hatta sekülerlik bir din midir? Her şeyin mi üstündedir? Örneğin devletin ve milletin üstünde midir?

MİRATHABER.COM – YOUTUBE

ETİKETLER: Manşet
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.