Önce Haberi okuyalım:
KIRIKKALE’ye Spor Toto’nun katkılarıyla İslami İlimler Fakültesi yapılacakmış.
Bu durum da inşaatın yanına asılan anlı şanlı bir tabelayla ahaliye ilan edilmiş.
Yeni Akit gazetesi durumdan rahatsız olmuş.
“Bu ne iştir? Kumar parasıyla İslami İlimler Fakültesi mi yapılır” falan diye yayın yapmış.
Bunun üzerine çare bulunmuş.
Spor Toto’nun katkısı devam edecek…
Ancak tabela oradan kaldırılacakmış.
Allah’ın bildiğini kuldan saklamak denilen şey bu değilse nedir Allah aşkına?
Toplumun Parasıyla Sosyal Bir Kurum Yapılabilir
Malların Yaratıcısı ve Maliki-Sahibi Allah’tır. Temel gerçek budur. Bazılarımızca yadırganabilir ama bize göre Spor Toto’nun yapacağı yardımlar, bu kurumca haram kılınan kumar yoluyla edinilmiş olsa da toplumumuzun malıdır. Yapılacak olan İslâmi ilimler Fakültesi binası da toplumumuzun malıdır. Toplumun malıyla topluma ait bir bina yapılabilir. Yapılabilir ama bütünüyle sakıncasız olarak da görülemez.
Bu hadise bizi 14 asır öncesine; İslâm öncesi Cahiliyet dönemine götürdü. Mekke’de Hz. İbrahim ile İsmail’in tebliğlerinin tesiri devam ettiği için olacak faiz gelirlerinin mânen pislik olduğu ve pis olan kazançlarla Kâbe’nin tamir edilemeyeceği bilgisi ve bilinci vardı.
Haram Paralarla Kâbe Tamir Ettirilmedi
Geliniz Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisinin Faiz maddesinden aktaracağımız bilgileri birlikte okuyalım:
“ İbn Hişâm, Kâbe’nin yeniden inşa edilmesi sırasında Hz. Peygamberle de akrabalığı bulunan Ebû Vehb’in şöyle konuştuğunu yazar:
“Ey Kureyş topluluğu! Kâbe’nin inşasına ancak temiz kazancınızla iştirak edin. Buraya ne zina parası ne ribâ/faiz kazancı ne de insanlardan zorla alınmış mal girsin” (es-Sîre, I, 205-206). Bunun üzerine Mekkeliler bu yollarla elde ettikleri kazançlarını kullanmaktan çekinmişler, fakat diğer gelirleri de inşaat için yeterli olmamış ve Kâbe’nin Hicr denilen kısmı binanın dışında kalmıştır. (Salih b. Abdurrahman el-Husayn, XXXV (1412), s. 104-105).”
Duyarsızlığımız
Yaklaşık 50 banka,12 000 şube ve 200 Bin’i aşkı çalışanla ekonomimizin bankacılık düzeni ile kuşatıldığı dönemimizde, faiz konusunda cahiliyet dönemi insanları kadar olsun duyarlılık gösteremeyişimiz ne acıdır. Buna Piyango, At Yarışlar ve Spor Toto gibi resmileştirdiğimiz modern kumar kurumlarını, Alkollü içki üretimi ve pazarlamasını, zinaya ve eşcinselliğe yönlendirici medyasal yapımızı ilave edersek mânevi yıkımımızın boyutları görülebilir
Kişiler Haram Paralı Hayırlarıyla Sevap Alamaz
Ne var ki kişiler Spor Toto benzeri toplumsal kurumlar gibi değildir. Onlar faiz, rüşvet,kumar ve hileli mal ve alkollü içkiler satma gibi İslâm’ın haram kıldığı yollarla edinecekleri kazançlarla hayırlar yapabilir. Toplum da bu hayırlardan yaralanabilir ama kendileri sevap sağlayamaz. Çünkü haram kazanç yollarını işletmek topluma zulümdür. Yapılacak hayırlar böylesi zulüm yollarını işletmenin günahlarına da kefaret olmaz.
Bizlere ışık tutan bilinçlendirici bir hadisle konumuzu bağlayalım.
Hz. Cabir (r.a.) anlatıyor:
Allah’ın Resûlü (s.a.v.) alkollü içkilerin ticaretinin haram kılındığını açıkladı. (Bu ilahi yasağı öğrenen) bir A’rabî ayağa kalktı ve şöyle sordu:
– Ben içki ticareti yapan bir adamdım. İçki ticaretinden (çok) mal kazandım. (Zekât, sadaka ve Hac gibi amellerle) Allah’a itâat yolunda harcamada bulunsam, bu mal (dan harcamalarım ahiretim için) bana fayda sağlar mı?
Allah’ın Resûlü şöyle buyurdu:
– Allah, ancak halâl yollardan kazanılmış tertemiz kazançlardan yapılacak hayırları, kabul eder.”
Yüce Allah (c.c.) da Peygamber’inin (cevabını) doğrulamak için Maide Sûresi’nin yüzüncü âyetini vahyetti:
“(Ey Peygamber!) söyle:
“Pis’in çokluğu hoşuna gitse bile, pis ile temiz (haram ile halâl) bir olmaz. O halde ey akıl sahipleri; (Haramlar hususunda) Allah’ın yasaklarına aykırılıktan korunun ki kurtulasınız.”
Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi