islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,5176
EURO
34,7276
ALTIN
2.489,33
BIST
9.524,59
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
16°C
İstanbul
16°C
Az Bulutlu
Cuma Hafif Yağmurlu
14°C
Cumartesi Az Bulutlu
20°C
Pazar Az Bulutlu
21°C
Pazartesi Az Bulutlu
20°C

TUŞLARA TAKILAN KELİMELER/ SOHBET       

TUŞLARA TAKILAN KELİMELER/ SOHBET       
17 Mart 2023 12:40
A+
A-

Köken itibariyle Arapça bir kelimedir sohbet ve dostça, arkadaşça konuşmak; hasbihal, söyleşi, yarenlik anlamlarına gelir. Düşünce dünyamızın önemli kelimelerinden biri olan sahabenin de arkadaş, dost, yaren anlamlarını taşıması ve sohbet kelimesi ile aynı kökten türemiş olması bize sohbetin anlamsal derinliğini göstermesi açısından önemlidir. Bu, bize sohbetin aslında kimlerle yapılacağını/ yapılması gerektiğini de ifade etmektedir.

Sohbet, sahabe (dost, arkadaş, yaren) olanlarla yapılır; başkası olsa olsa sadece bir görüşme olur. Her görüşmenin de çok faydalı olduğu söylenemez. Oysa sohbetin taraflara çok ciddi bir katkısı olur. Bilgiler paylaşılır, hakikat yolculuğuna çıkılır. Acılar konuşulur, sükûnet bahçesine girilir. Sevinçler dile getirilir, mutluluğun katlanarak büyüdüğüne şahitlik edilir. Sıkıntılar ortaya dökülür, çözümler art arda sıralanır. Sohbet, hayat yolculuğuna lezzet katan eşsiz bir muhabbet aracıdır.

Sohbetin derinliği; dostluğun eskiliğini, sağlamlığını, sürekliliğini de gösterir. Uzun soluklu dostluklar mı sohbeti koyulaştırır, koyu sohbetler mi dostlukları güçlendirir; bu bir dilemma olarak karşımıza çıkar elbette. Varsın bu durum orada kalsın. Belki o da bir dostla koyu bir sohbetin kapısını aralar, kim bilir. Sohbetin dedikodu ile uzaktan yakından alakası yoktur, olmamalı da zaten.  Sohbet insana değerler katarken diğeri nerdeyse dostlukları, arkadaşlıkları, huzuru bozan, yıkan bir sosyal afet olarak olanca çirkinliği ile ortalıkta dolaşır durur.  Şeytanın vesvese deposudur adeta dedikodu. O depoya girenin iflah olduğu da görülmemiştir. Yakıcılığı kolay kolay hissedilmeyen korkunç bir ateştir dedikodu aynı zamanda. Hâsılı uzak durmak gerek ondan.      Sohbet ortamında bulunanlardan en az birinin konuşulacak mevzu hakkında önemli bir birikiminin olması, bir ön hazırlık yapması o sohbetin amacına ulaşmasına vesile olur. Aksi halde konuşmalar bir süre sonra malayaniye dönüşür. Malayani ile iştiğal etmek, aklı başında bireylerin istediği son şey olur. Bunların böylesi durumlara ve mevzulara ayıracak vakitleri de yoktur zaten. Sohbet; kalplerin buluşması, bilgilerin sağlamlaşması, derinleşmesi çabasıdır aslında.

Bir söz, şiir, kitap, öykü, ayet, hadis ya da  bir sosyal mesele üzerinde konuşmak üzere bir araya gelenler; sohbetin hakkını vermek için ciddi araştırma/ okuma çalışması yaparlar. Kaynağa atıf yapmaya özen gösterirler. Birbirlerine görüşlerinin kaynağını rahatlıkla sorarlar. Kaynağın sağlamlığı ya da zayıflığını tartışırlar. Sohbetlerde kimse ‘’işkembe-i kübradan atma’’ yani bilgisizce ortaya laf atma veya bir konu ile ilgili görüşünü benimsetmek için kendi yanından fetva üretme (fetevayı indiyye) cehaletini göstermez. Böyle bir gayret içinde olanlar zaten sohbet halkasının içinde uzun süre barınamaz.

Ülkemizde sohbetlerin koyulaşmasına katkı sağlayan en önemli katalizör çaydır, dersek ortak kabul görür her halde. Üstat Necip Fazıl’ın ‘’Çaycı getir ilaç kokulu çaydan / Dakika düşelim senelik paydan.’’ derken muhabbete/sohbete başlamak için çayı bahane ettiğini düşünürüz. Ya da dostlarımıza ‘’Çaya mutlaka bekliyorum.’’  şeklinde seslenirken aslında sohbetini/ muhabbetini özlediğimizi ifade etmek isteriz onlara.

Yaz, kış; sıcak, soğuk; uzak, yakın demeden sohbet coşkusuna katılmak için bir araya gelenlerin asla farklı hesapları olmamıştır, olmamalıdır da. Bir dünyalık peşinde koşmamışlardır. Zihinlerde ve yüreklerde ‘’Sıfırüç Depremleri’’ ni hissettirmek ve bir muhabbet mevsimi yaşatmanın engin huzuru içindedirler. Aldıkları manevi hazzın dünyevi bir karşılığı yoktur. Maneviyatımızda oluşan çatlakları onarma fırsatı doğuran mübarek ramazan ayının arifesinde bir karar alalım öyleyse. Bu günleri dostlarımızla, yarenlerimizle dolu dolu sohbetlerle geçirelim. Yeni yepyeni gönül coğrafyaları keşfetmenin tadına varalım. Ve yıllar yılı gelenekselleşmiş sohbete başlama ritüelini bu yazının sonuna koyarak buradan başlayalım.

‘’Bismillahirrahmanirrahim. Asr’a yemin olsun ki insan mutlaka ziyandadır. Ancak iman edenler, salih amel işleyenler, birbirine hakkı ve sabrı tavsiye edenler bunun dışındadır.’’ (Asr Suresi)                                                                                                                                                                                                          

EYYUP YÜKSEL

ETİKETLER: ÜSTMANŞET
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.