Makale

TUŞLARA TAKILAN KELİMELER/ SOHBET

Köken itibariyle Arapça bir kelimedir sohbet ve dostça, arkadaşça konuşmak; hasbihal, söyleşi, yarenlik anlamlarına gelir. Düşünce dünyamızın önemli kelimelerinden biri olan sahabenin de arkadaş, dost, yaren anlamlarını taşıması ve sohbet kelimesi ile aynı kökten türemiş olması bize sohbetin anlamsal derinliğini göstermesi açısından önemlidir. Bu, bize sohbetin aslında kimlerle yapılacağını/ yapılması gerektiğini de ifade etmektedir.

Sohbet, sahabe (dost, arkadaş, yaren) olanlarla yapılır; başkası olsa olsa sadece bir görüşme olur. Her görüşmenin de çok faydalı olduğu söylenemez. Oysa sohbetin taraflara çok ciddi bir katkısı olur. Bilgiler paylaşılır, hakikat yolculuğuna çıkılır. Acılar konuşulur, sükûnet bahçesine girilir. Sevinçler dile getirilir, mutluluğun katlanarak büyüdüğüne şahitlik edilir. Sıkıntılar ortaya dökülür, çözümler art arda sıralanır. Sohbet, hayat yolculuğuna lezzet katan eşsiz bir muhabbet aracıdır.

Sohbetin derinliği; dostluğun eskiliğini, sağlamlığını, sürekliliğini de gösterir. Uzun soluklu dostluklar mı sohbeti koyulaştırır, koyu sohbetler mi dostlukları güçlendirir; bu bir dilemma olarak karşımıza çıkar elbette. Varsın bu durum orada kalsın. Belki o da bir dostla koyu bir sohbetin kapısını aralar, kim bilir. Sohbetin dedikodu ile uzaktan yakından alakası yoktur, olmamalı da zaten.  Sohbet insana değerler katarken diğeri nerdeyse dostlukları, arkadaşlıkları, huzuru bozan, yıkan bir sosyal afet olarak olanca çirkinliği ile ortalıkta dolaşır durur.  Şeytanın vesvese deposudur adeta dedikodu. O depoya girenin iflah olduğu da görülmemiştir. Yakıcılığı kolay kolay hissedilmeyen korkunç bir ateştir dedikodu aynı zamanda. Hâsılı uzak durmak gerek ondan.      Sohbet ortamında bulunanlardan en az birinin konuşulacak mevzu hakkında önemli bir birikiminin olması, bir ön hazırlık yapması o sohbetin amacına ulaşmasına vesile olur. Aksi halde konuşmalar bir süre sonra malayaniye dönüşür. Malayani ile iştiğal etmek, aklı başında bireylerin istediği son şey olur. Bunların böylesi durumlara ve mevzulara ayıracak vakitleri de yoktur zaten. Sohbet; kalplerin buluşması, bilgilerin sağlamlaşması, derinleşmesi çabasıdır aslında.

Bir söz, şiir, kitap, öykü, ayet, hadis ya da  bir sosyal mesele üzerinde konuşmak üzere bir araya gelenler; sohbetin hakkını vermek için ciddi araştırma/ okuma çalışması yaparlar. Kaynağa atıf yapmaya özen gösterirler. Birbirlerine görüşlerinin kaynağını rahatlıkla sorarlar. Kaynağın sağlamlığı ya da zayıflığını tartışırlar. Sohbetlerde kimse ‘’işkembe-i kübradan atma’’ yani bilgisizce ortaya laf atma veya bir konu ile ilgili görüşünü benimsetmek için kendi yanından fetva üretme (fetevayı indiyye) cehaletini göstermez. Böyle bir gayret içinde olanlar zaten sohbet halkasının içinde uzun süre barınamaz.

Ülkemizde sohbetlerin koyulaşmasına katkı sağlayan en önemli katalizör çaydır, dersek ortak kabul görür her halde. Üstat Necip Fazıl’ın ‘’Çaycı getir ilaç kokulu çaydan / Dakika düşelim senelik paydan.’’ derken muhabbete/sohbete başlamak için çayı bahane ettiğini düşünürüz. Ya da dostlarımıza ‘’Çaya mutlaka bekliyorum.’’  şeklinde seslenirken aslında sohbetini/ muhabbetini özlediğimizi ifade etmek isteriz onlara.

Yaz, kış; sıcak, soğuk; uzak, yakın demeden sohbet coşkusuna katılmak için bir araya gelenlerin asla farklı hesapları olmamıştır, olmamalıdır da. Bir dünyalık peşinde koşmamışlardır. Zihinlerde ve yüreklerde ‘’Sıfırüç Depremleri’’ ni hissettirmek ve bir muhabbet mevsimi yaşatmanın engin huzuru içindedirler. Aldıkları manevi hazzın dünyevi bir karşılığı yoktur. Maneviyatımızda oluşan çatlakları onarma fırsatı doğuran mübarek ramazan ayının arifesinde bir karar alalım öyleyse. Bu günleri dostlarımızla, yarenlerimizle dolu dolu sohbetlerle geçirelim. Yeni yepyeni gönül coğrafyaları keşfetmenin tadına varalım. Ve yıllar yılı gelenekselleşmiş sohbete başlama ritüelini bu yazının sonuna koyarak buradan başlayalım.

‘’Bismillahirrahmanirrahim. Asr’a yemin olsun ki insan mutlaka ziyandadır. Ancak iman edenler, salih amel işleyenler, birbirine hakkı ve sabrı tavsiye edenler bunun dışındadır.’’ (Asr Suresi)                                                                                                                                                                                                          

EYYUP YÜKSEL

Recent Posts

  • Gündem

1 MAYIS İŞÇİ VE EMEKÇİLER BAYRAMI

1 Mayıs İşçi ve Emekçiler Bayramı, günümüzde tasvip etmediğimiz şekilde siyasal bir kimliğe bürünerek eylemlere…

19 saat ago
  • Gündem

Devlet Bahçeli’den İmamoğlu’na Sert Hamas Cevabı

Devlet Bahçeli'nin Sert Tepkisi: "Hamas'a Terör Örgütü Demek, Siyonizm'in Değirmenine Su Taşımaktır!" Devlet Bahçeli'nin CNN…

20 saat ago
  • Gündem

İslam’ın Emretmiş Olduğu Cihad Şekilleri

İslam’ın emretmiş olduğu Cihad  şekillerini dört ana noktada toplamak mümkündür... 1-Cihadı Ekber: Hiç şüphesiz insan,…

21 saat ago
  • Gündem

Simit Fiyatlarına Bakanlık Denetimi: Onay Zorunluluğu Geldi

Ticaret Bakanlığı, simit fiyat tarifelerine ilişkin önemli bir değişiklik yaptı. Ekmek fiyatlarındaki düzenlemeler benzeri, simit…

22 saat ago
  • Makale

CUMHURBAŞKANIMIZ, BAKANLARIMIZ VE ALİ ERBAŞ İÇİN YABANCI LÜKS ARABA AYIPTIR VE GÜNAHTIR

Tevazu Bilinci Olmayanların İtibarı da Olmaz AHMET HAKAN -ALİ ERBAŞ Bizim müftü çocuğu olup İmam…

23 saat ago
  • Gündem

İSRAF, ALLAH’A İSYAN VE İNSANLARA ZULÜMDÜR I

“İsraf etmeyin” emrinin akabinde Allah'ın israf edicileri sevmediğine vurgu yapılması israfın önemli haramlardan biri olmasına…

23 saat ago