islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,5209
EURO
34,7451
ALTIN
2.493,83
BIST
9.524,59
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
15°C
İstanbul
15°C
Az Bulutlu
Cuma Hafif Yağmurlu
14°C
Cumartesi Az Bulutlu
19°C
Pazar Az Bulutlu
21°C
Pazartesi Az Bulutlu
19°C

Vahiyden Hayata İzler

Vahiyden  Hayata  İzler

Ev hanımlığı bence erdemli bir meslek. Bir evi, aileyi çekip çevirip düzene katmak bizim kültürümüzde çok önemli. Anaç bir toplumuz vesselâm. .. Her ne kadar  ataerkil  olduğumuz söylense de son söz hanımlarındır genellikle… Biliyoruz ki çalışan hanımlarımızın pek çoğu da bu vasfı korumakta ve taşımakta. Zor da olsa başarmaları takdir edilebilir ancak….
Bu ikinci alana çok fazla dalmayacağım  şimdilik. Zira,
Ben kendi hududumda bir yol alayım…
                  

  İç Ses

Yağmur yağıncaya, çocuklar gelinceye kadar da olsa, bir ev hanımı sanat eserini izlemeye doyamaz. Temiz camlar ve aynalar, deterjan kokuları eşliğinde alır götürür insanı bilmediği bir aleme…
 Ne diyoruz , “Temizlik imandandır” !
Düşünüyorum da, bizden daha uzun ömürlü olabilen eşyaların temizliği için ömrümüzden ömür gidiyor !  Ve bu bizi çok mutlu ediyor huzur veriyor. Çok güzel. Onbeş yirmi yıl kadar evvel bunlar, farkında olmasam da yaşama gayemin ilklerinde yer alıyordu. Sonra şunu sordum kendime ” zihin ve gönül dünyamızı pırıl pırıl yapmakta aynı hassasiyeti gösteriyor musun ey evinin sultanı ! ” Silkeleniyorum.
Peki ya “Allah izin verirse senden sonraya kalacak çocuklarının zihin ve gönül dünyalarının sorumluluğundan nasıl, ne vakte kadar muaf olabilirsin ?…”
Taşlanmış ve kovulmuş şeytandan,   Allah’a  sığınmak anlam kazanıyor olmalıydı !
Bu gidiş nereye ? diyordu iç ses !
Evet fısıltılara karşı böyle bir iç ses ihsan edip kulunu savunmasız bırakmayan Allah’a Hamdolsun.
Bunun ” Fıtrat ” olduğunu sonra öğrendim.
    ” Sen yüzünü dosdoğru bu dine, Allah’ın insanları yarattığı fıtrata çevir. Allah’ın yarattığının yerini tutacak bir şey yoktur. İşte sağlam din budur. Ama insanların çoğu bunu bilmezler.
Yalnız O’na yönelerek O’na karşı sorumluluğunuzun bilincinde olun; ibadet ve duanızın istikametini doğrultun ve asla O’ndan başkasına ilâhlık atfedenlerden olmayın !
” (Rum 30-31)
Fıtrat, tabiat, Kur’an âyetleri bütünleştiğinde “oku ” emrine muhatab olmanın mutluluğunu yaşamaya başladım.

 O’nun adıyla okuyup bakmayı öğrenmesek, değer kazanmanın, değer vermenin ne olduğunu nasıl bilecektik ? Bir embriyo iken sonra kalemle yazmayı öğreten Rabbi nereden bilebilirdik !?
Muhtaç olmadığımızı sandığımızda  taşkınlık yapabileceğimizin farkına ne vakit varırdık ?
İşte böyle duygularla hemen her gün evlatlarla vahiy yolculuğuna başlamak istedim.
    “Çocuk daha ne anlar” dediğimiz minik yüreklerin çarpıcı sözleri,  fıtratlarının sesiydi. Ve onların masum, bir o kadar da tatlı ve zengin hayal güçlerinden  istifade etmek bir anne için en güzel tecrübe değil mi ?
 Fatiha ile açılışımızı yapalım dedik.
Fıtrat hazırolda. Yüreğimiz aklımız  vahye açılsın diye beş yaş minik kızımızla Bismillah dedik.
Merhametli Allah’ ı,
Âlemlerin Rabbini,  hamd etmeyi ,
hesap gününün Sahibini,
Sadece  O’na kulluğu ,
Biz kavramını,
Nimet verilen iyileri , doğru yolu,
doğru yoldan sapıtanları,
Allah’ı kızdıran davranışları yapanların yolunda olmamak için,  duamızı duydu.
O dönem bazı şeyleri idrak edemese de hemen her gün bu sözleri tekrar ettik.
Bir gün bir yerden dönüşte yeşillik sebze  almak için pazara uğramamız gerekti. “Şuraya sapalım da biraz marul maydanoz alalım” diye sesli düşündüm. Yolu atlamak için adım attım elimden asıldı, beni geriye çekti :
“Hayır anne lütfen sapmayalım. Allah’ın dediği yoldan gidelim ” demez mi! 

Güldüğümü göstermeden “Sapma ” yı sohbet ederek pazarımıza gittik… Zaman içinde duyduğu bu sözleri benden daha erken özümseyeceğini bilerek huzur ve neşeyle evimize döndük…
   Alemlerin Rabbine Hamdolsun !

Hülya YILMAZ

Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.