islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,3613
EURO
34,9886
ALTIN
2.311,25
BIST
9.079,97
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Açık
21°C
İstanbul
21°C
Açık
Cuma Parçalı Bulutlu
23°C
Cumartesi Az Bulutlu
21°C
Pazar Parçalı Bulutlu
21°C
Pazartesi Az Bulutlu
23°C

Yılbaşı kutlamaları ve kırmızı don meselesi

Yılbaşı kutlamaları ve kırmızı don meselesi

Şaban DOĞAN

Miladi olarak bir yılı daha bitiriyoruz. 2020 yılına veda edip 2021 yılına girecek olmanın, bir Müslümanın dünyasında nasıl tesir etmesi gerektiğini düşünerek başlayalım yazımıza. Cenabı Hak’kın bize bahşetmiş olduğu ömrümüzden bir yılın daha uçup gitmesi ve bizi ölüm’e bir adım daha yaklaştırması, haram fiiller ile kutlanması gereken bir şey değil, tam tersi geçirdiğimiz bir yılda yüce rabbimize ne kadar kul olabildiğimiz noktasında muhasebe yapmamızı gerektiren bir durumdur.

Acı gerçeklerin, sekülerizm’in zehirlerinin damarlarımızda dolaştığı bir hayat yaşıyoruz. Yılbaşı kutlamaları da bu zehirlerden sadece biri. Evet, bizi Kültür emperyalizmine maruz bırakarak zehirlediler, zehirliyorlar. Aymaz toplum olduk. Kuran ve sünnetten uzaklaştıkça, medeni bir toplum olduğumuz zannıyla, saçmalamakta sınır tanımadık. İşte bu saçmalıklarımızdan sadece bir tanesidir, yılbaşı kutlamaları…

Modern bir toplum olma idealimiz vardı ama o idealimizi çöpe atıp, post-modern bir hayatı benimsemeyi tercih ettik.

Peygamberimiz (sav)’in miraç mucizesi dahil diğer mucizelerine inanmayan ve burun kıvıran sözüm ona günümüzün modern insanları; yılbaşı kutlamaları söz konusu olunca, piyango bileti almayı, hindi katliamına ortak olup o gece Allah’ın haram kılkdığı içkiyi içmeyi, kendisine şans getireceğine inanarak kırmızı don giymeyi ve hatta evinde çam ağacı süslemeyi ihmal etmeyecekler. “Biz dinin dogma unsurları ile hareket edemeyiz, bilimsel gerçekleri birtarafa atamayız” diyenler yapacak bunu.

“Aman efendim, bizim noel kutlama gibi bir derdimiz yok” diyerek yapacaklar bunu…

“Efendim bizimkisi sadece küçük bir eğlence, bu günah olmaz” diye, fetva vermeyi de ihmal etmeyecekler.

Bunu yapanlar, kendi kültür ve medeniyetimizin temeline bomba koyduklarının farkında olarak veya olmayarak yapacaklar bunu… Ama neticede yapacaklar…

Bendenizi bilenler bilir. Okuyucularımız yazılarım’da ki üslubumu da bilirler. Normal hayatımda da sabırlı bir insanımdır. Ama maalesef YILBAŞI kutlama gibi absürt bir durum karşısında, sabrımı ve üslubumu koruyamayabiliyorum. Lütfen kusuruma bakmayın! Ama gerçekler acı… Hemde çok acı…

Bu konu karşısında yüce rabbime dua ediyorum:

“Ya Rabbi, cümlemizi ıslah eyle!” 

Geçen yılbaşı gecesinde Almanya’da katıldığım Mekke’nin Fethi programında da anlatmaya çalıştığım, aynı zamanda da Mirat haberde yayımlanan “Sizde Noel kutlayacak mısınız?” adlı yazımızdan bir bölümü buraya tekrar almak istiyorum.

***

Nasıl bir aymazlıktır anlayamıyorum? Ülkemizde yaygınlaşan Yılbaşı kutlamalarından yani noel’den bahsediyorum. Aslında Hıristiyanlık dininde de olmayan, pagan kültürün yansımalarıdır bu kutlamalar.

Çam ağacı süsleyenler…

Noel baba figürleri…

O akşam noel kutlamaları için alınan yiyecek ve içecekler…

İçki, kumar, zina…

Hatta şans getireceğine inanılarak kırmızı renkte giyilen donlar…

Hac ibadetinde Müslümanların sarındığı İhramı eleştirenler ve saçma bulanlar; yılbaşı akşamı Kırmızı donun kendilerine şans getireceğine inanıyorlar. Vah cahiller vah…  Aman dikkat! Kırmızının tonunu iyi tutturun, yoksa dilekleriniz kabül olmaz.  

Tüm bunların yapılmasına da bir tek sebep gösterilecek. “Yeni bir yıla mutlu ve neşeli girilirse, o yıl öyle mutlu ve neşeli geçermiş” Ben bu absürt söyleme gülmüyorum artık. O vazifeyi kargalara bıraktım. Kargalar bu duruma ne kadar güler, onu da bilmiyorum.

Müslümanların Kurban bayramında “Hayvan katliamı var” diye bağıranlar, noel de Hindi katliamı yapmaya hazırlanıyor. “Hindi katliamı vaaar!”

Peygamberimiz (sav)’in Kuranı Kerim’de açık ve net olarak anlatılan mucizelerine inanmayan gafiller; yaşadığı bile belli olmayan noel baba efsanesine inanarak, bacadan bize hediye getirecek diye bekliyorlar. Çocuğumun kafasını dini dogmalar ile dolduramam diyerek İslami motif taşıyan her şeye karşı olan entel dantel takımı, Noel baba’nın(!) hediye getireceğine, çocuklarını da inandırmış durumda.  

Muhtemelen bu sene de Diyanet işleri başkanlığı, “yılbaşı kutlamalarının İslam anlayışıyla ilgisi olmadığını, ama insanların yeni bir yıla girerken biribirlerini kutlamalarının sakıncası olmadığı” gibi bir hutbe okutacaktır. Şiş yanmasın kebep yanmasın misali… Tabi bu hutbe, yılbaşı kutlama niyeti olanların kararını değiştirmeyecek. Çok sıkışanlar, “Biz noel kutlamıyoruz. Biz yeni bir yıla girerken ufak yollu eğleniyoruz” falan diyecekler. Ama bu sözler, o kimselerin yılbaşı kutladıkları gerçeğini değiştirmeyecek.  

Siz kırmızı don, piyango bileti alıp çam ağacı süslediniz mi bilemem ama o gece benim için normal gecelerimden bir gece olacak. Hatta genelde haberler için açtığımTV’yi bile açmayacağım. Ya kitaplarımın ya da bilgisayarımın başında olacağım. Kim bilir belki de bir “Mekke’nin Fethi” programında…

YILBAŞI KUTLAMALARININ TEMELİ

“Yılbaşı kutlamalarının sağlam bir temeli var” demek isterdim ama maalesef yok. Bize göre batıl olan ve İslam Kültürüyle bağdaşmayan Yılbaşı kutlamaları, M.Ö iki binli yıllara kadar dayanmaktadır. Bu saçma olayın, Hıristiyanlık ile de bir ilişkisinin olmadığını, milattan sonra IV. Yüzyılda yaşayan Hıristiyan yazar Libanus, “Ayin ve Noelde noel” kitabında şöyle açıklıyor.

”Noel ve yılbaşı kutlamaları, İsa(as)’dan önce putperest Romalılar’ın adeti idi. Bugün Hiristiyanlık aleminde Noel ve yılbaşını kutlamak için, çam ağacı süsleme, Noel baba’yı bekleme, karşılıklı hediyeleşme,içki içme, milattan önce 2000’li yıllara kadar dayanır. Putperest Romalılar, yıldızlara tapan Çinliler, ateşe tapan bazı kavimler, bugünkü Hiristiyanların yaptıklarına benzer şekilde Noel ve yılbaşı kutlamalarını yapıyorlardı. Hiristiyanlıkta ne Noel baba diye bir şey vardır, ne de İsa(as)’ın doğum gününü kutlama vardır.”

Gerçek Hıristiyanların dahi bizimle ilgisi yok dediği bu noel kutlamalarının, bizimle ne ilgisi olduğunu anlayabilmek adına, 1990 yılında Londra’da BBC yayınlarından çıkan “Misyonerlik” kitabının Müslümanlar ile ilgili bölümünden öğrenelim.

”Müslümanları Hiristiyanlaştırmak imkânsızdır. Onları Hiristiyanlaştırmak için, önce onları dinden uzaklaştırmak gerek. Bu hususta her türlü faaliyeti yaparken adına
”Çağdaşlaşma”deyiniz.

Demek ki neymiş? Yeni yıl kutlamaları çağdaşlaşmak adı altında Müslüman toplumlara yutturulmaya çalışan batıl bir inanışmış. Milattan önce güneşe tapan pagan kültürünün ortaya koyduğu yılbaşı kutlamalarının, 2020’ye gireceğimiz bu dönemde, ülkemizde hala çağdaşlık adı altında kutlanılması da geçmişe bir özlemmiş ve irticanın ta kendisiymiş. İslam’a ve Müslümanlara gerici damgası vurmaya çalışanlar, milattan öncesine özlem duyuyorlarmış da haberleri bile yokmuş.  

 Anladık mı Dostlar! Yılbaşı kutlamalarının perde arkasında ki gerçekleri… Öküz altında buzağı aramıyoruz. Milli piyango, çam ağacı, Noel baba derken kültürümüzün canına okuduk. Oysa bir milletin, ekmek ve su gibi kültürüne ihtiyacı vardır. Kültürünü yok sayan milletler, tarih sahnesinden silinip yok olmaya mahkümdurlar.

Dert, emin olun saf ve temiz bir anlayış ile yılbaşı kutlama derdi değildir. Dert, Müslüman toplumların kültürünü yozlaştırmak ve o toplumu Kültür emperyalizmine maruz bırakarak yok etmektir. Buna, misyonerlik faaliyetleri neticesinde Hıristiyanlaştırma politikası da deyebilirsiniz.

Biz samimi Müslümanlar olarak, her durum ve şartta olduğu gibi, bu yılbaşı gecesinde de Peygamberimiz(sav)’in “Kim bir kavme benzemeye çalışırsa, o da onlardandır” hadisi şerifini unutmadan hareket edeceğiz. Bu gece Müslümanlar için, hayatımızın normal gecelerinden bir gece olmalıdır. Varsın birileri, bacadan geleceğine inandığı Noel babayı beklesin…

Selam, saygı ve muhabbetlerimle…

NOT: Bu sözlerimiz yanlış anlayarak, yanlış yanlış eleştirilerde bulunanlar olacaktır. Sözümüz, Noel’i dini inanışları sebebiyle kutlayan Hıristiyan vatandaşlarımız değildir! Hıristiyan âleminde, Noel’i Hz. İsa(as)’ın doğumu olarak gören ve kutlayan herkesin yeni yılını buradan tebrik ediyoruz.

Yazarın diğer yazılarını aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz:

https://www.mirathaber.com/author/sabandogan/