islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,5004
EURO
34,6901
ALTIN
2.496,45
BIST
9.693,46
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Yağmurlu
13°C
İstanbul
13°C
Yağmurlu
Cumartesi Parçalı Bulutlu
19°C
Pazar Az Bulutlu
21°C
Pazartesi Az Bulutlu
21°C
Salı Az Bulutlu
23°C

Yoksulluk Gençleri Jigololuğa (Fuhşa) mı İtiyor?

Yoksulluk Gençleri Jigololuğa (Fuhşa) mı İtiyor?

Jigolo Olmak İsteyen Gençler Dolandırıldı

Cumhuriyet’ten Seyhan Avşar’ın haberine göre işsiz olan ve kolay yoldan para kazanmak isteyen gençler, son dönemlerde sıklıkla duyduğumuz jigolo dolandırıcılarının kurbanı olmaktadır. İstanbul Adliyesine haftalık ortalama 5 kişi jigolo çetesinin mağduru olduğu gerekçesiyle şikâyet başvurusu yapmaktadır. Utandıkları için başvuru yapmayanların oranı ise azımsanamayacak kadar çok olduğu belirtiliyor. Mesela emniyete ve savcılığa gidip şikâyette bulunmadığını belirten E.K. isimli bir genç, “Param gitti bir de dillere dolanmak istemedim” ifadelerini kullanmıştır.

Yoksulluk Gençleri Jigololuğa (Fuhşa) mı İtiyor?

Değerli Okuyucularım;

Jigololuk kavramını ilk kez duyanlar için kısa bir açıklama. Jigololuk yapan bir erkeğe jigolo denilmektedir. Jigolo, genelde kendinden yaşlı kadınlarla birlikte olur ve onlardan menfaatlenir. Jigolo, kök itibariyle „Gigolo“ kelimesinden gelir ve cinsel ilişkide bulunduğu bir kadın tarafından geçimini sağlayan erkeğe denilir. Sizin anlayacağınız nasıl ki fahişeye artık “hayat kadını” deniliyorsa kendini para karşılığı satan erkek fahişeye de “hayat erkeği” yerine kibarca Jigolo deniliyor.

Meraklı sosyal bilimciler, ekonomik gidişata ve toplumsal değişime bağlı olarak modern insanların hayat tarzındaki farklılıkları izleme ve bunun sebeplerini araştırma ihtiyacı duyar. Anlaşılan o ki materyalist bir dünyada artan işsizlik/yoksulluk/geçimsizlik ile beraber bariz bir şekilde görülen ahlâkî erozyon/yozlaşma, özellikle gençlerimizi değişik sapkın düşünce ve eylemlere sürüklemektedir. Hem kadının, hem de erkeğin fuhuş sektöründe iş arıyor ve bulabiliyorsa demek ki piyasada müşteri olarak hem erkek, hem de kadın bulunmaktadır. Evli veya bekâr, yaşlı veya genç, fark etmez kadınların da jigololarla buluşma talepleri, yeni bir olgu gibi görülebilir ama sanal âleme bir göz attığımızda vergi veren resmî ajansların bile bu alana yönelik hizmetler verdiğini görebiliriz. Jigolo olmak isteyip de dolandırılan işsiz gençler, bu âlemin sadece görülen yüzüdür.

Jigololuk Yozlaşmanın Mı Yoksa Yoksulluğun Mu Bir Neticesidir?

Yozlaşma, bozulan toplumlarda ortaya çıkan sosyal epidemiler ve her çeşit sosyal ve ahlâkî sapma ve hastalıklardır. İşsizlik gibi ekonomik şartların elverişsiz olmasından veya sosyal ortamın olumsuzluklarından dolayı ortaya çıkan ahlâkî yozlaşmalar, toplumsal ahengi ve sağlığı zedeleyen tutum ve davranışların bütünüdür. Yozlaşma, ilkel toplumlardan ziyade Batı medeniyetini taklit eden uygarlaşmak isteyen Müslüman toplumlarda da artan oranda görülen bir olgudur. Batı’da hangi türde yeni sapkın meslekler ortaya çıkıyorsa benzer toplumsal niteliklere sahip olmaya başlayan Müslüman toplumlarda da benzer meslekî oluşumların görülmesi bunun doğal bir sonucudur. Dolayısıyla jigololuğun da Türkiye’de yaygınlaşmasına hiç şaşırmadım.

Ulusal bazda yaşanan iktisadî ve malî buhranlar, maddî birikimleri olan zenginleri hemen hiç etkilemezken özellikle alt kesimleri daha da zor duruma düşürmektedir. Bu yönüyle jigololuk da yoksul ama yakışıklı genç ve güçlü erkeklerin, belki yaşlı, çirkin ama zengin kadınların cinsel ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik bir iş fırsatı olarak ortaya çıkmaktadır. Zaten ilgili ajanslar da tam da bu noktaya parmak basarak, mesela şöyle reklam yapmaktadır: “Fakirliğe mahkûm olmayın! Arkadaşlar korkusuzca başvuru yapabilirsiniz, kaybettiğiniz her gün için pişmanlık duyacaksınız emin olun.”

Ajanslar, gençleri bu alana çekebilmek için, hakikaten her şeyi düşünmüş. Onun için yurt dışında olduğu gibi alenî değil de “hem dinî formlar, hem de toplumsal formlar açısından bu işin gizlilikle yürütüldüğünün garantisini” vermektedir. Bu garantiyi güvenen birçok eğitimli Türk genci de bu işi, az kazandıkları kendi işleri dışında ya ek gelir olarak yapmakta, ya da tamamen meslek olarak benimsemektedir. Evli olup karısından gizli jigololuk yapan erkelerin varlığı da çok düşündürücüdür.

Sosyal ve cinsel içerikli bir yozlaşma/sapkınlık türü olan jigololuğun birçok sebebi vardır. Dinî, vicdanî, kalbî duyarlılıkların körelmesi olabileceği gibi cehalet de olabilir, ümitsizliğin, çaresziliğin artması olabileceği gibi kolay yoldan para kazanmak da olabilir veya bu işten nefsanî (hedonistçe) zevk alma da olabilir. Ama unutmayalım maddî zorluklar yani ekonomik sıkıntılar da insanı her türlü günaha sürükleyebilir. Olmaz demeyin. Oluyor. Olduğu da görülüyor zaten.

Maddî yoksulluğun, kişiyi küfre yani manevî karanlığa, sapkınlığa götürebileceği ihtimali her zaman vardır. Nitekim fakirliğe bağlı sapkınlıkların da fitnelere yani toplumsal çalkantılara sebebiyet verebileceğini bizzat Hz. Peygamber (sav) dillendirmiştir. Bu bağlamda bir seferinde Peygamberimiz (sav), “Allah’ım, fakirlikten ve küfürden Sana sığınırım.” diye dua edince, bir sahabi; “Ya Resulullah; İkisini birbirine denk mi kabul ediyorsun?” mealinde bir soru yöneltir. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav), “Evet” cevabını verir (Ebû Dâvûd; Edeb; B: 101).

Görüldüğü üzere hem zenginlik, hem de yoksulluk, buna ahlâkî yönden yeterince hazırlıklı olmayan kadın ver erkekleri yozlaşmaya ve zinaya götürebilmektedir. Zengin kadınlar, para ile kendilerine bir jigolo bularak, yoksul erkekler de böyle kadınların taleplerini yerine getirerek, karşılıklı olarak günaha girmektedir. Karşılıklı rızaya dayansa bile ortak günahlar, toplumsal huzuru bozan en büyük manevî ve sosyal sapkınlıklardır. Maddî yetersizliklerden dolayı sosyal ve manevî sapkınlıklara itilen insanlar ise yoksulluk kültürünün bir parçası olarak bu tutum ve davranış bozukluklarını gelecek nesillerine de aktarmak suretiyle toplumsal yozlaşmanın kalıcılığına sebebiyet verebilmektedir.

Velhâsıl-ı Kelâm

Jigololuk, buna tenezzül eden kişiler açısından bir günah olduğu kadar haddizatında kronik yoksulluğun ve maddî çaresizliğin de gayri ihtiyari bir sonucudur. Bu bağlamda Hz. Peygamber (sav), dualarında muhtemelen maddî ve manevî olumsuz yönlerini ve sonuçlarını düşünerek, yoksulluktan Allah’a sığınmıştır. Hz. Peygamberin (sav) şu duaları ve tavsiyeleri, bu çerçevede önem arz etmektedir:

“Yoksulluk fitnesinin şerrinden Allah’a sığınırım.” (Ebû Dâvûd, Edeb, 101).

“Yoksulluktan, kıtlıktan, zilletten ve zulüm (kötülük) etmekten (günah işlemekten), zulme (kötülüğe, ortak günaha) uğramaktan Allah’a sığının.” (Müsned, II, 540).

Sapmalara karşı nefsanî boyutuyla bireysel cihat önemli olmakla birlikte yoksulluğunu bir türlü gideremeyen insanların devletçe malî yönden de desteklenmesi şarttır. Toplumda manevî ve sosyal bozulmalara karşı kişilerin temel maddî ihtiyaçlarının karşılanması ve dolayısıyla hem maddî yoksulluk, hem de ahlâkî erozyon/yoksulluk kültürü ile mücadele edilmesi, koruyucu manevî sosyal politikalar açısından elzemdir. Böylelikle muhtaç durumda olan özellikle genç yoksullara sağlanan kamusal yardımlarla yoksulluğun kişi ve toplum üzerindeki olumsuz etkileri azaltılmış olacaktır. Buradan hareketle yoksullara yönelik sosyal korumanın sadece belirli bir dönem için değil, insanın var olduğu her dönemde, her yerde ve her zaman önem taşıdığı görülmektedir.

Prof. Dr. Ali SEYYAR

Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.