islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,5766
EURO
34,7968
ALTIN
2.510,43
BIST
9.693,46
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Yağmurlu
14°C
İstanbul
14°C
Yağmurlu
Cumartesi Parçalı Bulutlu
20°C
Pazar Az Bulutlu
21°C
Pazartesi Az Bulutlu
23°C
Salı Az Bulutlu
22°C

5 Bin Yıl Ölmeyen Canlılar

5 Bin Yıl Ölmeyen Canlılar
14 Aralık 2021 15:30
A+
A-

Dünyanın çeşitli bölgelerindeki anıt ağaçlar tarihe tanıklık ediyor
Yeryüzünün farklı bölgelerinde tescillenerek koruma altına alınan ve doğal miras olarak kabul edilen anıt ağaçlar zamana meydan okuyor.

Yeniden ağaçlandırma çabalarına yardımcı olan hayır kuruluşu One Tree Planet’in verilerine göre, dünyanın en yaşlı ağaçlarından biri 4 bin 852 yaşındaki Methuselah.

En yaşlı klonal olmayan ağaçlardan kabul edilen Methuselah’ın meraklı gözlerden korunması ve zarar görmemesi için yeri tam olarak açıklanmadı ancak California’nın Beyaz Dağları’nda yer aldığı sanılıyor.

 

Bristlecone Çam türü olduğu belirtilen Methuselah, diğer ağaçların büyümekte zorlandığı topraklarda yetişebilir ve gövdesinin içi reçine doludur, kabuklarının yüzde 90’ınını kaybetse dahi hayatta kalabilir.

13 bin yıllık Jurupa Meşesi
ABD’nin California eyaletindeki Jurupa Dağları’nda bulunan asırlık Jurupa Meşesi, yaklaşık 2,5 kilometre genişliğinde ve bir metre yüksekliğinde yoğun bir çalılık içine dolanmış yaklaşık 70 gövde kümesine sahip.

 

Çalı görünümdeki bitkinin sürekli kendi kendini klonlayabilmesi nedeniyle 13 bin yıl hayatta kalmayı başardığına inanılıyor.

Bazı uzmanlar, Jurupa Meşesi’ni California’nın en eski bitkisi ve aynı zamanda dünyanın ikinci en eski kendini klonlayabilen bitkisi olarak tanımlıyor.

Birleşik Krallık’ta 50 asırlık “porsuk ağacı”
Bir diğer yıllara meydan okuyan ağaç ise Galler’in Swansea kentindeki Llangernyw kasabasında bulunan 50 asırlık porsuk ağacı.

Uzmanların tahminlerine göre, ağacın 4 bin ila 5 bin yaşlarında olduğu, ağacın gövdesinin bilinmeyen bir dönemde ikiye ayrıldığı ve koruma altına alındığı belirtiliyor. İkiye ayrılan ağaç gövdesinin birinin 6, diğerinin ise 12 metre olduğu belirtiliyor.

 

Porsuk ağaçlarının 600 yaşına kadar yaşayabildiği ifade ediliyor ancak 50 asırlık bu ağaçtan başka bu kadar uzun yaşayan başka bir porsuk ağacına rastlanmadığı ifade ediliyor.

Hristiyanlık öncesi dönemde kültürel öneme sahip porsuk ağaçlarının, her zaman yeşil kalması ve yere düşen dalların kök salabilmesi nedeniyle sonsuz yaşamı simgelediğine inanılıyordu.

Genellikle kilise bahçelerinde bulunan porsuk ağaçlarının, sıcak havalarda halüsinasyonlara neden olan gaz saldığı için bu ağaçların sihirli güçlere sahip olduğu da düşünülüyordu.

Ağaç zamanla bu türün, güçlü bir Hıristiyanlık sembolü haline gelerek uzun ömürlü olması ve yapraklarını dökmemesi nedeniyle Hz. İsa’nın yeniden dirilişini sembolize ettiği belirtiliyordu.

Bunun yanı sıra porsuk ağaçları, zehirli yaprakları ve kırmızı meyveleri nedeniyle eski Roma, Yunanistan ve Mısır’da ise ölümle ilişkilendirildi.

 

Portekiz’de 3 bin 350 yaşındaki zeytin ağacı
Portekiz’in ve İber Yarımadası’nın en yaşlı zeytin ağaçlarından “Oliveira do Mouchao”, Abrantes yakınlarındaki Mouriscas köyünde yer alıyor.

 

Zamana meydan okuyan ağacın gövdesinin çevresi 11,2 metre ve boyu 7,8 metre. 3 bin 350 yaşındaki zeytin ağacı halen meyve vermeyi sürdürüyor.

Ağacın, Yunanistan’ın Girit Adası’ndaki Vouves ağacı ile birlikte dünyanın en yaşlı zeytin ağaçlarından biri olduğu ve Roma uygarlığı döneminde zeytin ağaçlarına doğaüstü güçler atfedildiğinden dolayı bu ağaçların kökünden sökülmediği söyleniliyor.

 

İran’ın en yaşlı ağacı “Eberkuh Servi Ağacı”İran’ın Yezd eyaletinde bulunan, 4 bin ila 5 bin yıl tarihe tanıklık eden doğal anıt niteliğindeki Eberkuh Servi Ağacı, UNESCO Dünya mirası listesine girmeyi bekliyor.

Bölge halkının dilek ve adak ağacı olarak kabul ettikleri için önceleri bez parçaları bağlanan ancak daha sonra buna izin verilmeyen ağacın ülkenin kültürel mirasında önemli bir yeri bulunuyor.

Yıllara meydan okuyan, Akdeniz iklimine ait ve Şiraz türü ağacın boyu 28 metreyi ve gövdesinin çevresi 11,5 metreyi buluyor.

İran’ın en yaşlı ağacı olduğu sanılan Eberkuh Servi, Zerdüştlerce kutsal kabul ediliyor.

 

Dünyanın en yaşlı ağaçları arasında yer alan “Pando”
Yeryüzünün en yaşlı ağaçlarından biri de ABD’nin Utah eyaletindeki Balık Gölü Ulusal Ormanları’nda yer alan Pando ağacı.

 

Tek bir kavağın kolonisi konumunda ağaç olarak görülen, büyük yer altı sistemine sahip Pando’nun, 80 bin yaşında olduğu tahmin ediliyor.

Bilinen en eski canlı organizmalar arasında gösterilen ağacın köklerinin sürekli yenilediği belirtiliyor.

 

Arjantin’in 2 bin 600 yaşından büyük ağacı “El Alerce Abuelo” çağlara meydan okuyor
Güney Amerika ülkesi Arjantin’deki Los Alerces Ulusal Parkı’nda bulunan dünyanın en yaşlı ağaçlarından “El Alerce Abuelo” isimli karaçam türünün yaşı 26 asrı aşıyor.

Ağaç, başkent Buenos Aires’e yaklaşık 1500 kilometre uzaklıkta ülkenin güneyindeki Chubut eyaletine bağlı Esquel şehri yakınlarında bulunuyor.

Adının Türkçe karşılığı “Büyükbaba Karaçam” olan ve “Bin yıllık karaçam” olarak da bilinen, nesli tükenme tehlikesi altındaki “El Alerce Abuelo” yaklaşık 57 metrelik boyu ve ortalama 2,8 metrelik çapıyla 2 bin 600 yıldan fazladır zamana meydan okuyor.

 

İtalya’daki Yüz Atlı Kestane Ağacı
Dünyada türünün en yaşlısı olan “Yüz Atlı Kestane Ağacı”, İtalya’nın Katanya kenti yakınlarındaki Sant’Alfio köyünde 3 bin yıldır tarihe tanıklık ediyor.

Gövde çevresi 58 metreye ulaşan ağaca, Guinness Dünya Rekorları tarafından “Şimdiye Kadarki En Büyük Ağaç Çevresi” unvanı verildi.

Rivayetlere göre ağaç adını, Kraliçe Jeanne d’Anjou’nun Etna Dağı’nı ziyareti sırasında bir fırtınaya kapıldıktan sonra yüz şövalyesiyle birlikte bu ağacın altına sığınmasından alıyor.

Ağacın yakınında bulunan Etna Yanardağı’ndan etkilendiği ve bazı kısımlarının yandığı fakat zamanla kendisini iyileştirdiği belirtiliyor.

 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.