islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,3366
EURO
35,2085
ALTIN
2.246,62
BIST
8.718,11
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
16°C
İstanbul
16°C
Az Bulutlu
Salı Hafif Yağmurlu
9°C
Çarşamba Az Bulutlu
12°C
Perşembe Çok Bulutlu
12°C
Cuma Az Bulutlu
13°C

AFET VE FELAKETLERİN REÇETESİ

AFET VE FELAKETLERİN REÇETESİ
25 Mart 2023 11:10
A+
A-

 

Afet ve felaketlerin reçetesi vardır. Hem de garantilidir. Çünkü ilâhîdir. Bütün insanlar buna inansalar da, inanmasalar da bu reçete gerçeği, değişmez hakikattir.

İnanmayanlar, kendilerine muvakkaten verilmiş ömürleri süresince iddialarını sürdürürler. Kendilerini hayat sahibi yapan ilâhî enerji ruh çekilip alınınca bütün iddiaları çöker sahipsiz kalır. Fakat bu değişmez hakikat olan reçete sahipsiz kalmaz. Çünkü bu reçetenin teminatını veren “Hayyu’l Kayyûm” (kıvamında hayat sahibi olup ölmeyen) Allah Teâlâ’dır. Zaten inanmayanlar kendilerini ne kadar da haklı göstermek için zorlansalar da “Kayyûm ve Kaadîr Allah Teâlâ’nın” kanunları firesiz işlemektedir.

İnancını kaybetmiş toplumun insanları her şeyi akıllarıyla çözmeye çalışmaları yetersiz algılama illetine tutulmuş olmalarından kaynaklamaktadır. Onun için bir meseleyi çözdüklerini varsaydıkları an, daha başka ve daha ağır problemlerle karşılaşıyorlar. Böylesi bir beşerî çırpınış sürekli bocalamaları üretiyor. Bu tür mücadeleler devam ettiği süreçte bir nesil birer birer ölür gider. Yeni gelen nesiller farkına varmadan köhne ve verimsiz mirası yüklenirler, uğraşır debelenir dururlar.

Amma Allah hiçbir şeyde bocalamaz. Bu gerçeği de Rabbimiz açıkça bildirmektedir. “Allah’ın va’di budur. Allah, va’dinden asla dönmez. Fakat insanların çoğu bunu bilmez.” (Rum:30/6) Evet Allah’ın va’di haktır değişmez.

O halde güvene, huzura ve refaha muhtaç olan kulların kendilerine gelmeleri gerekecektir. Bu reçetenin birinci maddesi inanıp zulümden arınmaktır. Bunun hiç kaçamağı yoktur. Hep beraber hatırlayalım. Bugün dünyamız ağır ve korkunç sancılar çekmektedir. Nice afet ve felaket sinyalleri veren dünya, iklimi değişiyor. Daha nice felaket sebebi beraberinde çılgınca fiyat artışları durmadan kasırgalar gibi her değeri silip süpürüp götürüyor. Bunlara sebep olan zâlimler elbette cezalandırılacaklardır.

De ki: “Ne düşünürsünüz, Allah’ın azabı size beklenmedik bir anda veya açıktan açığa gelse, zâlimler toplumundan başkası mı helâk edilecektir? (En’am:6:47) Burada bir değerlendirme de çok dikkat çekmektedir. Zulümden arınmak da yeterli değildir. Cenabı Hakka inanıp O’nun rızasına ters düşenleri ıslah etmek gerekir. Çünkü Rabbimiz öyle buyuruyor; Ey Resûlüm, senin Rabbin, halkı ıslah edici oldukça şehirleri zulüm sebebiyle helâk edecek değildir. (Hud:11/117)

İlâhî beyanların her biri diğer beyanlarla bütünleştikçe İslam’ın üstünlüğü ve azametinin güneş gibi parladığı görülür. Islah etmek hak görevdir. Görevi yapmamak haksızlıktır, zülümdür. Onun için emri bil’ maruf ve nehyi anilmünkeri terk etmek bile afet ve felaketin sebeplerindendir. Bilgilenmek haktır. Cehalet haksızlıktır ve zülümdür. Kur’an sisteminde “tevhid” haktır. Tefrika haksızlık ve zülümdür. İffet haktır. Fuhuş haksızlıktır ve zülümdür. Hele “Müslümanlar arasında fuhşun yayılması için uğraşanlar haksızdırlar ve zâlimlerdir. Onlara göz yumanlar da zâlimlerdir.

Zâlimlere azap cezası vermek, ilâhî adaletin gereğidir. Zâlimlere engel olmayan müslüman da olsa o da zâlimdir. Kaadiri mutlak Allah, zâlim olanların kâfirinin ve müslümanın ayırımını yapmaz, zâlimleri felâketle en sonunda buluşturur, helak eder.

Burada kısa bir özet yapmak gerekirse, konu hakkında hassas olmak gerekiyor. Yalnızca tüketim ürünlerinin üretici ile tüketici arasında absürd farklarla arada aşırı kazanç sağlayanların önü alınamıyorsa ve sömürülenler de tavır koyup mücadele vermiyorlarsa felaketler zincirleme sinyaller verme sürecindedir, demektir.

“Böyle felaket haberimiz onlara geldiğinde, boyun büküp yalvarsaydılar”

Afet ve felaketlerin REÇETESİ KUR’AN’DIR

Esselamualeykum İlhan Oral

ETİKETLER: ÜSTMANŞET
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.