islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,5668
EURO
34,9572
ALTIN
2.444,34
BIST
9.716,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
18°C
İstanbul
18°C
Az Bulutlu
Cumartesi Hafif Yağmurlu
16°C
Pazar Az Bulutlu
18°C
Pazartesi Az Bulutlu
18°C
Salı Az Bulutlu
18°C

Allah Buyuruyor: “Allah’a Kaçın!”

Allah Buyuruyor: “Allah’a Kaçın!”

Ay ve güneş tutulunca nasıl husuf ve küsuf namazları kılıyoruz, kuraklık olunca nasıl yağmur duasına çıkıyoruz; şimdi de Allah’a kaçma ve sığınma zamanındayız. Çünkü istenmeyen olaylar birbirini takip ediyor. Bir taraftan deprem oluyor, bir taraftan da görünmez virüs dünyada ve aramızda kol geziyor. Virüs evde kalmaya, deprem evden çıkmaya zorluyor. Çaresiz kalan insan soruyor: “Eynelmeferr=Kaçılacak bir yer yok mu?”[1][1] İşte tam bu an Allah’tan cevap geliyor: “(Ey insanlar!)  فَفِرُّٓوا اِلَى اللّٰهِۜ  =Allah’a kaçın.”[2][2] Bu ve benzeri ayetleriyle Allah, sanki şunu demek istiyor: Sizi sıkıştıran olaylardan korkmayın, benden korkun; yani benim emirlerim doğrultusunda yaşamamaktan korkun, benden kaçmayın, bana kaçın. Sığınacağınız tek emin liman benim. Depremin, virüsün ve bütün olayların dizgini benim elimde.

Bu günlerde herkes kafasını iki elinin arasına alıp düşünmeli: Acaba biz ne yaptık ki Beytullah’tan, Beytullah’ın birer şubesi olan camilerden uzaklaştırıldık? Yanlışlarımızı görmemiz ve onlardan vicdan azabı çekmemiz de bir çeşit tevbedir. Allah’ın rahmetine vesile olur, merhametini üzerimize çeker. Öyleyse gelin şimdi ana hatlarıyla yanlışlarımızı görelim:

Allah sık sık uyarmasına rağmen[3][3] Allah’dan başkaları hâşâ Allah’ın yerine kondu! Allah’tan gelen lütufları, nimetleri, başarıları ya kendimizden bildik ya da şundan-bundan. İmkân sahipleri, imkânlarını Allah’ın haram kıldığı ve günah dediği yerlere harcadı. Fakir-fukaranın hakkı olan zekâtlar hakkıyla verilmedi. Parası olanlar, Allah’ın istediklerini değil, nefislerinin istediklerini yaptılar, helaliyle yetinmeyip harama saptılar. Sanat kolları, eğitim kurumları ve medya güzel ahlaka hizmet etmesi gerekirken, maalesef bunun tersi yapıldı. Sanatçılık ve oyunculuk hesabına dizilerde, sinema ve tiyatrolarda ahlaksızlıklar, aldatmalar, ihanetler, soygunlar, şiddet, dövüş, kavga ve cinayetler öğretildi. Kötü şeyleri tasvir edip göstermek saf zihinleri bozar, kuralını kimse dikkate almadı. Allah, Son Peygamberini rol model olarak göstermişken,[4][4] müstehcenler, yatak kıyafetiyle dolaşanlar rol model olarak görüldü, gösterildi ve alkışlandı. Bundan dolayıdır ki yatak kıyafetiyle, sokağa, sahile, sahneye ve ekrana çıkmak moda haline geldi. Allah, zinaya yaklaşmayın,[5][5] demesine rağmen zinaya giden yollar sonuna kadar açıldı. “Bu rezaletleri yapmayın, bu alemin sahibi bunları sizin yanınıza koymaz”, diyen tek-tük sesleri duyan olmadı, ya da bu uyarıları yapanlar etkisiz ve yetkisiz hale getirildi. Evlenmeler zorlaştırılırken nikâhsız birliktelikler ve sapık ilişkiler müsamaha gördü. Zulüm alkışlandı, mazlumların çığlığı duyulmadı. Allah’a ibadet terk edildi. Allah’ın en büyük emri, Hz. Peygamberin en büyük eylemi, ümmetin de en büyük görevi olan namaz ciddiye alınmadı, kılınan namaz ve dualarda da ruh kalmadı.

Yanlışlarımızı saymakla bitiremem. En iyisi şöyle özet bir cümle ile bitireyim: Allah’ın ahkamı, Peygamberin ahlakı yeryüzünde terk edildiği, haram ve hayasızlık alkışlandığı, helal ve haya nefret gördüğü için Kâinatın ve Kur’an’ın sahibi olan Allah, “Korona Virüsü” denilen görünmez bir ordusuyla “Aklını başına al, Rabbine dön” adlıoperasyonunu başlattı. Herkesi evine hapsetti. Şimdi para zorunlu ihtiyaçlar dışında harcanacak yer bulamıyor. Arabalar, yatlar, katlar, zevk u sefa merkezleri, alış-veriş merkezleri, eğlence alemleri, uçaklar, mabetler, camiler, buralardaki görevliler, konferans salonları, konferans verenler işe yaramaz hale geldi. Herkes elindeki varlığıyla, gücüyle, şöhretiyle hava atıyordu. Gücün işe yaramadığı, gücün, varlığın ve şöhretin asıl sahibinin Kadir-i Mutlak olan Allah olduğu anlaşıldı.

Beşer aklını başına almaz, yörüngesine girmez, Kur’an’ın ahkamına, Peygamberin ahlakına sahip olmaz ve sahip çıkmazsa, Allah’ın rızasını ve arzusunu birinci gündem maddesi yapmazsa daha büyük ilahî operasyonlara hazır olmalı ve başında daha büyük kıyametlerin kopacağını bilmelidir. Bunu ben söylemiyorum. Tevbe suresinin 23 özellikle de 24. Ayeti söylüyor. Ben, başta nefsimi ve bütün insanlığı, özellikle de bütün Müslümanları bu ve benzeri ayetleri okumaya, anlamaya ve gereğini yapmaya davet ediyorum.

İlim ve dinin öngördüğü, emrettiği tedbirlere rağmen masum insanların da bu virüse yakalanma ihtimali var mıdır? Vardır. Ancak, tedbirsiz ve önlemsiz olanların yakalanma ihtimali %99 ise, tedbirli olanların yakalanması ise %1dir veya hiçtir. Biz tedbir almakla görevliyiz, Allah’ın takdirine karışamayız. Sosyal izolasyona, temizliye, 14 gün kuralına titizlikle uyacağız. Allah’ın emirlerine saygı, Allah’ın yarattıklarına şefkat prensibine bağlı kalacağız. Bütün bu tedbirimize rağmen takdir bizim yakalanmamızı istemişse onu da öper başımıza koyarız. Bu inançla vefat eden kardeşlerimiz hükmen şehid olur, hastalığı ve ölümü olmayan bir diyara, cennet-i alaya uçup giderler. İsterse cenazelerinde bir kişi dahi olmasın. Bu inançta olmayanlar ise inanmamalarının ve isyanlarının cezası olarak iki dünyanın cennetini kaybederler ve ebedî ateşle baş başa kalırlar. Bu akıbetten Allah’a sığınırız. Allah buyuruyor: “Ey akıl sahipleri, ibret alın”,[6][6] Girişte söylediğim cümle ile bitireyim: Ey insanlar, ey Müslümanlar! Çabuk olun, tevbe edin Allah’a kaçın.

Dr. Vehbi KARAKAŞ


[7][1] Kıyame, 75/10

[8][2] Zariyat, 51/50

[9][3] Bkz. Zariyat, 51/51

[10][4] Bkz. Ahzab, 33/21

[11][5] Bkz. İsra, 17/32

[12][6] Haşr, 59/2


Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.