islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,3269
EURO
35,0739
ALTIN
2.300,06
BIST
8.991,79
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Açık
20°C
İstanbul
20°C
Açık
Cuma Az Bulutlu
23°C
Cumartesi Az Bulutlu
21°C
Pazar Parçalı Bulutlu
21°C
Pazartesi Az Bulutlu
23°C

Allah’ın Yardımı Gerek

Allah’ın Yardımı Gerek
25 Mart 2019 11:46
A+
A-

Dünyada olup bitenleri, olayların açılımlarını ve farklı değerlendirmelerini küresel medyadan takip ediyoruz. Çoğunu kabullenemiyoruz. Çaresizlikten yüreğimiz sızlıyor. Yeni Zelanda da bir “haçlı terörist” plan yapıyor, Cuma namazı sırasında elli tane müslümanın canına kıyıp öldürüyor. Küresel teröristlerin İslam’a karşı düşmanlık duyguları dinmiyor.

Bu küresel teröristler, öncelikle barışla tanışmamışlar. Esasında küresel terörizmin arka planı vardır. Bu çok önemli meselenin analizini yapmadan çözüm üretmek mümkün değildir. Tedbir alıp korunmak da mümkün değildir. Çözüm için mantık önermelerini yerli yerine oturtmak gerekir. Hazreti İbrahim aleyhisselam, Museviliğin, Hristiyanlığın ve İslam’ın ortak olarak tanıdığı ve her üçünün yollarının kesiştiği “ulu’l azim” peygamberdir. Bu, ayni zamanda üç büyük dinin ayni kaynaktan geldiğinin de deliidr, belgesidir.

Hazreti İbrahim aleyhisselam’dan sonra gelen peygamberler, kendilerinden sonra gelecek peygamberleri, özellikle son peygamberi de haber veriyorlardı. Tabii bu gelecek peygamberin, Yahudiler de, Hiristiyanlar da, hatta Mekkeli ileri gelenler de kendilerinden olacağı inancında idiler. Sonunda bu peygamberin, kimsenin ihtimal vermediği Mekkeli Abdulmuttalibin oğlu Abdullah’ın oğlu olması karşısında afalladılar, kıskançlık hummasına tutuldular. Bu kıskançlık, onların genlerine sirayet etti. Tarihin kanlı savaşlarına zemin oldu. 

İşte küresel bazda bugün ki terörizmin kaynağı burada akışına başladı. Son peygamber Hazreti Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem, vatandaşlık anlaşmasına uymayıp ihanet eden yahudileri, “Tevrat’ın hükmü gereği Medine’den temizledi. Yahudilerin kıskançlığı düşmanlığa dönüştü. Malazgirt meydan muharebesi hirstiyanların inançlarını tarumar etti. Kostantiniye’nin fethi ile kıskançlık ve düşmanlık zirve yaptı. Kalplerine, tedavisi imkânsız korku marazı yerleşti. İşte bugün, özellikle Avrupa’da ve dünyada ayni zihniyetin mensupları İslamafobya marazına müptela oldukları için, insan haklarına ve hürriyetlerine saygı duymayacak kadar saldırganlıklarını sürdürmektedirler. Kin kusmaya devam ediyorlar.

İslam karşısında korku hastası, gerek siyonistler ve gerekse haçlı teröristler hem birbirlerine, hem de İslam sistemine ihanette sınır tanımamaktadırlar. Bu ihanetleri süreklidir. Yeni Zelanda da ki ve benzeri cinayetlerin mimarı ve muharrik gücü, “çılgın haçlılar” ve destekçisi “korkak ve zâlim siyonistlerdir.” Bunun karşısında müslümanların yapacağı, “ah vah” değildir. Artık müslümanlar, imanlarının gereği için şahlanmalıdırlar. Perişan oluşlarına sebep olan tefrika şirkinden sıyrılıp tevhid sistemine sarılmalıdırlar ve tevekkül ipine sarılarak birliklerini gerçekleştirmelidirler. “Her kim Allah’a tevekkül ederse, artık Allah, ona kâfidir. (Talak:65/3) Buna inanmayanların, Allah’ın yardımından mahrumdurlar.

Yoksa siz ey müminler! Sizden evvelki geçmiş ümmetlerin hali sizin başınıza gelmedikçe cennete gireceğinizi mi zannettiniz? Onları nice şiddetli ihtiyaçlar, hastalıklar kapladı ve sarsıntılara uğradılar. Hatta peygamberleri ve O’nunla beraber iman edenler, “Allah’ın yardımı ne zaman?” diyecek hale geldiler. Biliniz ki Allah’ın yardımı pek yakındır. (Bakara: 2/214) Bunun için de müslümanların bu ayet ve benzeri beyanlar karşısında silkinmeleri gerekmekte ve aslî hüviyetleri ile mümin ve muvahhit olmalıdırlar.

Bütün bunlara rağmen müslümanların, kendilerine ait değerlerine sarılıp sahip çıkmaları, Allah Teâlâ’nın yardımına kavuşmalarına vesiledir. Haberiniz olsun ki Allah kendi yolunda, kurşunlu bir bina gibi kenetlenip saf bağlayarak çarpışanları sever.” (Saf:61/4) Şimdi, ey müslümanlar! Mümin olun ki kardeş olasınız, kardeş olun ki birbirinize merhametli olasınız, merhametli olun ki Azîm Allah’ın merhametine nail olasınız. Zaten her kes biliyor ki, bundan başka bizim yürüyecek yolumuz, takınacak tavrımız yoktur.

Kim Allah’tan ittika ederse, Allah ona bir çıkış kapısı açar. Ve onu hesaba katmadığı yerden rızıklandırır. Kim Allaha tevekkül edip dayanırsa Allah ona kâfidir. Şüphesiz ki Allah, emrini yerine getirendir. Allah her şey için bir ölçü koymuştur. (Talak:65/2,3) Rabbimiz Allah Teâlâ, Yaratandır, Yönetendir, Koruyandır, Kollayandır, Kâdiri mutlaktır, her şey onundur.

Allah, yardıma hazırdır, yeter ki biz layık olalım! Esselamu aleykum.  

İlhan ORAL

Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.