islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
34,2690
EURO
37,6583
ALTIN
2.915,39
BIST
9.031,64
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Açık
25°C
İstanbul
25°C
Açık
Salı Çok Bulutlu
24°C
Çarşamba Az Bulutlu
26°C
Perşembe Çok Bulutlu
26°C
Cuma Hafif Yağmurlu
23°C

Allah’ın Yemin Ettiği Şafak Vakti ve On Mübarek Gece

Allah’ın Yemin Ettiği Şafak Vakti ve On Mübarek Gece
7 Ağustos 2019 11:23
A+
A-

Fecr Sû­re­si’nin ilk ayet­le­rin­de Ce­nab-ı Hak, “Fec­re ve on ge­ce­ye” yemin ediyor. Yani şafak vaktine ve Zilhicce’nin ilk on gününe dikkat çekiyor.

Recep ayını Miraç gecesi, Şa’ban ayını Berat gecesi, Ramazan ayını Kur’an’ın inişi, farz orucun o aya tahsisi ve Kadir gecesinin o ayda olması bu üç ayları bereketlendirdiği ve taçlandırdığı gibi, Zilhicce’nin ilk on gününü de, İslâm’ın beş esasından biri olan Hacc farizesi ve kurban kesme vecibesi bereketlendirmiş ve taçlandırmıştır.

Kim bilsin bu vakitlerde bizim bilmediğimiz daha ne hikmetler ve ne hazineler saklı ki Allah bu günlere yemin ediyor. Bize düşen, bu yeminden ders alıp bu mübarek zaman dilimlerini gafletle geçirmemektir.

Bu on gecenin Muharrem ayının ilk on gecesi, ya da Ramazan ayının son on gecesi olduğunu söyleyenler varsa da, çoğunluk, Kurban Bayramı’ndan önceki on gece yani Zilhicce’nin ilk on gecesi olduğu görüşündedir. Bunlar on altın gecelerdir.

Üze­ri­ne ye­min edi­len bu mü­ba­rek on ge­ce­yi, gün­düz­le­riy­le bir­lik­te ih­ya et­mek Müs­lü­man’a az za­man­da çok se­vap ve mü­kâ­fat ka­zan­dı­rır. Bu on ge­ce­yi hac­ca gi­den­ler za­ten iba­det­le ge­çi­ri­yor­lar. Hac­ca git­me im­kâ­nı bu­la­ma­yan­lar da bu on ge­ce­nin ve gün­düz­le­ri­nin be­re­ke­tin­den is­ti­fa­de et­me­ye ça­lış­ma­lı­dır­lar.

Allah’ın, sabah vaktine ve on gece üzerine yemin etmesinden anlaşılıyor ki:

1-Zilhiccenin ilk on gecesi Allah katında çok önemlidir.

 2-Madem Cenab-ı Hak bu gecelere yemin etmiş ve önem vermiştir, öyleyse bu gecelerin Miraç, Berat ve Kadir gecelerinden geri kalır tarafı yoktur.  Öyleyse zilhiccenin ilk on gecesi, bu meşhur geceler gibi değerli görülmeli ve ihya edilmelidir.

3-Zilhiccenin ilk on gecesini şahlandıran, şenlendiren ve şereflendiren en önemli olaylardan ve İslam’ın beş esasından biri olan Hac farizasının bu gün ve gecelerde cereyan etmiş olmasıdır.

4-Hac deyip geçilmemelidir. Orada kâinatın kalbi atmaktadır. Bu atış hiç durmamalıdır. Çünkü bu atış durursa kıyamet kopacaktır. Kalp durunca nasıl insan ölüyor. Kâbe ve çevresindeki o cûş u huruş, o  aşk u şevk, o cezbe ve cazibe, o lebbeyk sesleri, o tekbir ve tesbih iniltileri ve o göz yaşları durunca insan-ı ekber olan kâinat ölür. Kalbimizin çalışması nasıl vücudumuzun çalışmasını sağlıyorsa, Kâbe ve çevresindeki zikir velvelesi, dua iniltileri ve o hummalı ibadet faaliyeti de kâinatın ayakta durmasını ve yaşamasını sağlamaktadır.

5-Her taraftan Kâbe’ye gelen yüz binler ve milyonlarca hacı, İslam âlemi adına İslam âlemine dua etmektedirler. Onların, kâinatı alakadar eden makbul hasenat ve dualarına, hacca gidemedikleri halde, o gecelerde salih amelle meşgul olan müminler, ortak olacaklardır. Hatta Salih amelle meşgul olan müminlerin uykuları da inşaallah ibadet sayılacaktır.

Hadis kaynaklarında bu mübarek geceler şu şekilde yerini almıştır:

“Allah’a ibadet edilecek günler içinde Zilhicce`nin ilk on gününden daha sevimli günler yoktur. O günlerde tutulan her günün orucu bir senelik oruca, her gecesinde kılınan namazlar da Kadir Gecesine denktir.”[1][1]
“Allah indinde Zilhiccenin ilk on gününde yapılan amellerden daha kıymetlisi yoktur. Bugünlerde tesbihi, tahmidi, tehlili ve tekbiri çok söyleyin!”[2][2]
Tesbih, sübhanallah; tahmid, elhamdülillah; tehlil, lâilâheillâllah; tekbir ise Allahu ekber demektir. Bunlar aynı zamanda namazın çekirdekleridir. Her bir çekirdekte nasıl bir ağaç ve meyveleri saklıysa, bunların her birinde de bir namaz saklıdır.

“Günlerden hiçbiri yoktur ki onlarda yapılan bir iş Zilhicce’nin ilk on gününde yapılan işten daha faziletli ve yüce, Allah’a daha sevimli olsun.”[3][3]  Al­lah yo­lun­da şe­hit ol­mak ha­riç bu on ge­ce­de ya­pı­lan iba­det­ler ka­dar de­ğer­li ame­le rast­lan­maz.[4][4]

Bir Arefe gününde tuttuğu oruçtan dolayı Aişe validemiz, bayılacak hale gelmişti. Bozmasını tavsiye edenlere validemiz şu cevabı verdi: “Allah Resûlü’nün, Arefe günü oruç tutmak, kendisinden önceki senenin günahlarına kefaret olur, dediğini işittiğim halde orucumu nasıl bozarım?”[5][5]

Zilhicce’nin ilk on gününden maksat, mümkünse oruçla geçirmemiz gereken ilk dokuz günü anlamamız gerekmektedir. Çünkü Zilhicce’nin onuncu günü, Kurban Bayramının birinci günüdür. Bugün, ibadet günüdür ama, oruç günü değildir. Çünkü bayramda oruç tutmak haramdır.

BU MÜBAREK ON GÜNDE NE YAPILMALI?

Müslümanlar bu on ge­ceyi Miraç, Berat ve Kadir geceleri gibi önemli görmeli ve o şuurla değerlendirmelidirler. Ve yine bilmelidirler ki, bu on gün ve gecelerinde yaptıkları salih amellerle, milyonlarca hacının kâinatı ilgilendiren ibadetlerine ve bütün Müslümanlara yapmış oldukları dualara ortak olmaktadırlar.

Beş vakit namazın ötesinde Kuşluk, Evvabîn ve Teheccüd namazı gibi namazlarla manevî hayatımıza can katmalı, namazları vaktin evvelinde ve cemaatle kılmalıyız. Çünkü namazı vaktin evvelinde kılmak Allah’ın rızası, ortasında kılmak rahmeti, sonun da kılmakta affı demektir. 

Bu günlerde bol bol sadakalar verir, hayır ve hasenat yapar, özellikle arefe günü çokça ihlas suresi ve salatü selamlar okursak, biz de bütün müminlerin oluşturduğu manevî şirketten payımıza düşen sevabı almış oluruz.

ARE­FE GÜ­NÜ

Kur­ban bay­ra­mın­dan bir ön­ce­ki gü­ne ve­ri­len ad. Rab­bi­mi­zin üze­ri­ne ye­min et­ti­ği on mü­ba­rek ge­ce­ler­den en önem­li­si­nin gün­dü­zü. Are­fe, hacc’ın en önem­li far­zı olan Vak­fe’nin ya­pıl­dı­ğı ye­rin yanı Ara­fat’ın di­ğer adı­dır. Vak­fe, Kur­ban bay­ra­mı­nın bir gün ön­ce­si olan Zil­hic­ce ayı­nın do­ku­zun­cu gü­nü bu­ra­da ya­pıl­dı­ğın­dan bu gü­ne yev­mu are­fe (are­fe gü­nü) ve­ya Türk­çe’de kı­sa­ca Are­fe de­nil­miş­tir.

Vak­fe, are­fe gü­nü ze­val vak­tin­den Kur­ban Bay­ra­mı’nın bi­rin­ci gü­nü fec­rin do­ğu­şu­na ka­dar olan sü­re için­de ya­pı­lır. O gün vak­fe­nin dı­şın­da ya­pıl­ma­sı ge­re­ken baş­ka önem­li hu­sus­lar­da var­dır. Ha­cı­la­rın, ter­vi­ye gü­nü (8 Zil­hic­ce) Mek­ke’den Mi­na’ya gi­dip ora­da ge­ce­le­dik­ten son­ra, are­fe gü­nü sa­bah na­ma­zı­nı Mi­na’da kı­la­rak gü­ne­şin do­ğu­şu­nu ta­ki­ben Ara­fat’a çık­ma­la­rı, ze­val vak­tin­den son­ra ora­da gus­let­me­le­ri, öğ­le ve ikin­di na­maz­la­rı­nın öğ­le vak­tin­de bir­lik­te kıl­ma­la­rı, za­man­la­rı­nı tek­bir, teh­lil, tel­bi­ye, sa­lâ­tü se­lam ve dua ile ge­çir­me­le­ri ve ak­şam gü­ne­şin bat­ma­sıy­la bir­lik­te Müz­de­li­fe’ye doğ­ru yo­la çık­ma­la­rı sün­net­tir.

Hz. Pey­gam­ber’den Are­fe gü­nü oruç tut­ma­nın fa­zi­le­ti­ne da­ir ha­dis ri­va­yet edil­di­ği gi­bi, Ara­fat’ta oruç tut­ma­nın me­ne­dil­di­ği­ne ve ken­di­si­nin ora­da oruç tut­ma­dı­ğı­na da­ir ha­dis­ler var­dır. Bu­na gö­re, ha­cı­la­rın za­yıf dü­şe­rek asıl gö­rev­le­ri­ni ak­sat­ma­la­rı­na yol aça­ca­ğı için are­fe gü­nü oruç tut­ma­la­rı mek­ruh, hac­ca git­me­yen­le­rin ay­nı gün oruç tut­ma­sı ise müs­te­hap ka­bul edil­miş­tir.

Ay­rı­ca Kur­ban Bay­ra­mı’nın dör­dün­cü gü­nü ikin­di na­ma­zı­na ka­dar her farz na­ma­zın ar­dın­dan oku­nan teş­rik tek­bir­le­ri­ne de Are­fe Gü­nü sa­bah na­ma­zın­dan son­ra baş­la­nır. Di­ğer ta­raf­tan, Ha­ne­fî­ler’e gö­re are­fe ve da­ha son­ra­ki dört gün için­de um­re yap­mak, di­ğer hac va­zi­fe­le­ri­ni ak­sa­ta­bi­le­ce­ği için tah­rî­men mek­ruh sa­yıl­mış­tır. Bu­gün uy­gu­la­ma­da gö­rü­len iz­di­ham, Ha­ne­fî mez­he­bi­ne ait hük­mün isa­bet­li ol­du­ğu­nu or­ta­ya koy­mak­ta­dır. Di­ğer üç mez­he­be gö­re ise ke­ra­het söz ko­nu­su de­ğil­dir.

Are­fe gü­nü, Ara­fat’ta­ki ha­cı­la­rı tak­lit mak­sa­dıy­la hal­kın Mes­cid-i Ne­bi’de ve­ya baş­ka her­han­gi bir mes­cit ve­ya yer­de top­lan­ma­sı, bid’at olup ma­na­sız bir dav­ra­nış­tır.[6][6]

Dr. Vehbi KARAKAŞ


[7][1] Tirmizi, Savm, 52; İbn Mace, Sıyam, 39

[8][2]Abd b. Humeyd, Müsned, 1/257

[9][3]Tirmizi, Savm: 52; Darimî, Savm: 52

[10][4] Bkz. İbni Mâce, Sıyam, 39; İbni Hacer, 5 / 119

[11][5]Tergîb ve Terhîb Trc, 2. 458

[12][6] Daha geniş bilgi için bkz. Karakaş, Vehbi, Üçaylar Kutlu Ay ve Günler, Kandil Geceleri, Ayfa Yayınları.

Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi


Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.