islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,5691
EURO
34,6848
ALTIN
2.523,75
BIST
9.524,59
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Yağmurlu
14°C
İstanbul
14°C
Yağmurlu
Cumartesi Açık
20°C
Pazar Az Bulutlu
21°C
Pazartesi Az Bulutlu
23°C
Salı Az Bulutlu
22°C

Arnavutları kaybetmeyelim

Arnavutları kaybetmeyelim

İtalya’daki Arbereş toplumu da dahil olmak üzere 7 milyonun üzerinde Arnavut bölgede yaşamaktadır. Bunun yanı sıra Arnavutluk, Kosova, Kuzey Makedonya, Yunanistan, Sırbistan, Karadağ, Bosna-Hersek’de dahil. Arnavutlar kendileri için günümüzde Şkip, vatanları için Şkiptar sözcüğünü kullanırlar. Dilleri son derece akıcı, müzikal bir lisandır ancak kökeni tam olarak saptanamamıştır. Bazıları Alman dilleriyle, bazıları Yunancayla, bazıları eski Batı Anadolu dilleriyle, bazılarıysa Ermeniceyle ilintilendirmeye çalışır. Tartışmasız olan Arnavutçanın Hint-Avrupa dilleri ailesinden nevi şahsına münhasır bir dil olduğudur.

Tarihsel dilbiliminde r-l, v-b, d-t kaymaları sık görülmektedir. Bundan yola çıkarak, Arvanit, Arnavutluk, Alban, Arber, hatta İlir’in aynı kökenden sözcükler olduğu kanaatindeyim. Eski Romalılar belki onlardan önceki Etrüskler için Arbër > Alvir > İlvir ve İlir (İlliria), Romalılar ve ardından gelen Franklar için Arbër > Albar ve Alban (Albania), Yunanca konuşan Roma imparatorluğu, yani Rumlar için Arbër > Arvar ve Arvan (Arvanit), Rumcadan bu kelimeyi alan biz Türkler içinse Arvanit > Arnavit ve Arnavut (Arnavutluk) dönüşümleri olmuştur. Balkanların en eski yerli halkı Arnavutlardır.

Arnavutlar karakter olarak farklıdır.

Arnavutlar ünlü inatçılıklarıyla meşhurdur. Tarihte olduğu gibi savaşa uzak olmayan Balkanlardaki savaş meydanında en korkulan topluluk olduklarını hatırlayabiliriz. Arnavut doğal savaşçıdır. Örneğin Türk ve Alman da doğal savaşçıdır ama Hun tarzı, yani organize biçimde. Arnavutlarsa daha ziyade Kuzey Kafkasyalılar gibi bireysel savaşçılardır. Türkler gibi pragmatik ve emir komuta zincirli değildirler. Osmanlı, 19. yüzyıl sonlarında ruhen de yorulmuştur. Balkanlarda Hristiyan ayrılıkçı çete katliamlarına düzensiz Arnavut ve Kuzey Kafkas birlikleriyle cevap verebilmekteydii. Günümüzde çete savaşlarında Avrupa’da Arnavut, Rusya’da da Kuzey Kafkasyalılar en korkulan gruplardır. Bu nedenle bu kardeş kavmin savaşçıları küçük gruplarla yenilmez, ancak ordu olarak hep zayıftır. Çok eski bir millet olmalarına rağmen tarihte de dikkate değer bir devlet kuramamışlardır.

Savaşçı, sert mizaçlı Arnavut, hangi devlete ve dine sadık kalırsa onun için mücadele eder. Bugünkü İtalya’daki Arbereş toplumu, Osmanlı’ya Balkanlarda Fatih döneminde en büyük direnişi gösteren Hristiyan Arnavutların İtalya’ya çekilmesiyle oluşmuştur. Mora İsyanı ve Yunan İstiklal Savaşı’nda savaşanlar kıyılardaki hali vakti yerinde Rumlar değil dağlık kesimdeki Arvanit yani Rum Ortodoks Arnavutlardı. Karşılarında Müslüman Arnavut olan Mısır valisi Mehmet Ali Paşa vardı.

Yunanistan’da bugün yaşayan Arvanit ya da Arvanides adı verilen azınlık, Rum Ortodoks mezhebinden Arnavutlardır. Sayıları çok azalmış, Arnavutçaları zayıflamıştır. Hala bağımsız kimliklerini korumalarına rağmen Yunan asimilasyon sistemi sonucu kendilerini Yunan gören bir etnik gruptur. Ayrıca Tosk’a yakın bir lehçe konuşurlar. Ve Arnavutluk’taki Ortodoksların devamı Yunanistan’ın doğu bölgelerinde de Çam Arnavutları vardır. Bunlar da dini benzerlikten dolayı kısmen Yunanlı olarak kabul edilmektedir.

Türkiye’de de gerek tarihte gerek günümüzde Arnavut kökenli önemli kişiler bulunmaktadır.

Osmanlıların en üst noktasını temsil eden Köprülüzadeler Arnavut bir taşra muhasebecisinin en üst noktaya tırmanışıyla başlamıştır. Suud-Vahabi terörizmine karşı bir özel kuvvetler astsubayı olarak kariyerine başlayan Kavalalı Mehmet Ali de ele geçirdiği süper vilayet Mısır’da o kadar güçlenmişti ki ordusuyla İstanbul’u almaması için Avrupa’dan iki kez yardım istemiştik. Osmanlı tarihinde Arnavutlar saymakla bitmez.

Anadolu’ya Balkan savaşları sonrası gelen Arnavutlar Müslüman olduğundan, Türk kimliği de Osmanlı Müslümanlığından geldiğinden kolayca Anadolu ve Trakya halkına karıştılar. Bugün biz Arnavutuz diyenler bile tek kelime Arnavutça bilmez. Balkanlarda Türklük eskiden İslam dini anlamına geldiğinden kendilerini Türk görmüşlerdir. Bireysel mücadelecilikleri Türklerin organize pragmatik yapısı içinde mütevazi kökenlerinden sahalarında en üste yükselen, Süleyman Demirel, Kenan Evren, İlker Başbuğ, Uğur Dündar gibi ve daha pek çok iz bırakan Arnavut kökenli Türkler çıkmıştır.

Balkanlarda Arnavutlar üç ülkede, iki buçuk ile bir buçuk milyon arası nüfuslarıyla etkin bir etnik gruptur. Bu ülkeler Arnavutluk, Kosova ve yeni adıyla Kuzey Makedonya’dır. Arnavutluk’ta Geg ve Tosk lehçeleri, başkentte de ikisinin arası olan ortak dil konuşulur. Halkın çoğunluğu Müslüman, üçte biri Ortodoks küçük ama misyonerlik faaliyetleriyle hızla büyüyen bir kesimi Katoliktir. Enver Hoca komünizminde ana hedef İslam olduğundan pek çok Arnavut Müslüman dindar değildir. Kosova ve Makedonya genel olarak Geg lehçesi konuşur ve hemen tümüyle Müslümandır. Prizren’de ve Üsküp’te kendisini hem Türk hem Arnavut kabul eden bir Osmanlı kesim vardır. Karadağ’ın Ulçin şehri bölgesinde, Saraybosna’da ve başta İtalya pek çok Avrupa ülkesinde Arnavut göçmen topluluklar vardır.  

Kosovalı Arnavutlar 1998 yılında Sırp paramiliter güçleri tarafından soykırıma uğratılacakken Türkiye’nin de araya girmesiyle, Batı’nın da Miloşeviç çılgınlığını tehlike görmesiyle NATO yardımıyla varlığını korumuştu. Bugün Kosova, aralarında Rusya ve Çin de olmak üzere bazı devletler tarafından tanınmamasına rağmen pek çok batı ülkesi de dahil resmi tanınırlığa sahiptir.

Günümüzde Kosova üzerinde çeşitli oyunlar oynanmaktadır. bunların başında Katolik misyonerlerce desteklenen ve aslında Sırp kökenli olan 15. yüzyılda Türklere karşı savaşmış 19. yüzyıl Arnavut efsanesi İskender Bey’e dayalı “iyi Arnavut Katolik Hristiyandır” sloganı etrafında gelişen bir İslam karşıtı milliyetçiliktir. İkincisiyse kalan dindarları Batı hakimiyetine alan FETÖ’dür. FETÖ gerek Arnavutluk, gerek Kosova, gerekse Makedonya’da iyice kök salmış, yuvalanmış bir kanserdir. Her ülkedeki gibi Diyanet İşleri’nden başlayıp askere, polise, yargıya, medyaya sızmıştır. Erdoğan-karşıtlığı bahanesiyle bütün Türkiye ile bağları koparmaya çalışmaktadır.

Arnavut kardeşlerimize yönelik pek çok yardım ve destek yatırımı yapmamıza rağmen ne yazık ki ülkemizi Balkanlarda temsil eden diplomat, akademisyen, gazeteci, istihbaratçılarımızdan Arnavutları Türkiye’yle kuvvetle bağlama konusunda istenen randımanı alamamaktayız. Bunun nedenleri arasında, ilişki kurduklarımızın yardımları kendilerine yontmaları, bir stratejinin olmaması, giden kesimin yetersiz bilgi ve kapasitede olması, yeterli ilişkileri kurmaması, kendine bakması, belki de en önemlisi Balkan zihniyeti, kavramları ve düşünce biçimini anlamadan Türkiye’deki kalıpları tatbik etmeye çalışmasıdır.

Arnavutlara karşı stratejimiz,

  • Balkanlarda güçlenmeleri ve birlik olmaları,
  • AB’ye girerlerse bizimle ilişkilerini koparmamalarının sağlanması,
  • İslami kimliklerinin güçlenmesi,
  • hem Türkiye ile hem de Bosna ile olan ilişkilerinin artması,
  • FETÖ’cülere yakın olanların akıllı yöntemlerle tarafımıza çekilmesidir.

Ayrıca bunlara ulaşmak için Batı Balkanlardaki destekçilerimiz ve personelimiz konusunda bir eleme yapılması gerekmektedir. Bunlar arasında FETÖ kadrosundan ya da Davutoğlu ekibinden varsa, tembelliğe dalan ya da küpünü doldurmaya odaklanan varsa dikkate alınmalarında yarar bulunmaktadır.

Ancak en önemlisi Arnavutlara yönelik bir stratejimizin oluşmasıdır. Bu güne kadar benim tam göremediğim ne strateji uygulanmaktaysa, onu net, anlaşılır, hedefleri belli ve işler hale getirmekte yarar bulunmaktadır. Aksi takdirde unutturulup koparıldığımız Orta Asya’dan olduğu gibi, pek çoğumuzun kökleri olan burnumuzun dibindeki Balkanlardan da hızla koparız, bağlarımız, tarihimiz Adakale’nin Tuna’da batırıldığı gibi kaybolur gider.

Prof. Dr. Kutluk ÖZGÜVEN

MİRATHABER.COM – YOUTUBE

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.