islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,4671
EURO
34,9281
ALTIN
2.437,71
BIST
9.716,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
20°C
İstanbul
20°C
Az Bulutlu
Cuma Az Bulutlu
19°C
Cumartesi Az Bulutlu
16°C
Pazar Az Bulutlu
17°C
Pazartesi Az Bulutlu
18°C

ATATÜRK HAKKINDA BİR TEKLİFİM VAR…

ATATÜRK HAKKINDA BİR TEKLİFİM VAR…
4 Kasım 2021 22:58
A+
A-

Hz. Muhammed (sav) ve bütün insanlar gibi, Gazi Kemal Atatürk de bir beşer ve fani idi…

Yüce Rabbimizin kendine takdir ettiği ömrü yaşadı ve bu dünyadan göçüp gitti…

29 Ekim 2021 tarihinde Cuma namazını müezzin mahfilinde kıldım. Cuma namazının hutbesi farzdır ve namaz kılarken ki gibi, konuşmadan ve başka bir işle meşgul olmadan huşu içinde dinlemek gerekir.

Hutbenin sonunda İmam arkadaş, cemaatin Cumhuriyet bayramını kutlarken, hemen önümüzde oturan birkaç kişi “Atatürk’ün adının” anılmaması sebebiyle homurdanmaya başladı…

Bu işin Fıkhi boyutuna girmeden, güncel boyutuna değinmek istiyorum. Zira bu konu, Cumhuriyet bayramı ve 30 ağustos zafer bayramı gibi milli bayramlarımızda, özellikle sol cenah ve bir  kısım da sağ cenah tarafından eleştirilen bir konu haline geldi…

Birilerine göre Atatürk’ün ismi özellikle hutbelerden çıkarıldı…

Atatürk olmazsa biz şimdi olmazmışız falan…

Özellikle bir kısım medya tarafından bu düşünce öyle köpürtülüyor ki, sanırsınız Atatürk’ün hutbede isminin anılmaması dünyanın sonu…

Ve hatta Atatürk’ün ismi hutbede anılmaz ise, sanki Cuma namazımız kabul olmayacak…

Halbuki Diyanet işleri başkanlığı kanımca doğru olanı yapıyor ve bu yapılan da Atatürk’e  karşıtlık olsun diye yapılmıyor. Zira 5 Mart 1924 tarihli kararname ile hutbelerde adından bahsedilmesini, kendi imzasıyla bizzat yasaklayan Kemal Atatürk’ün kendisidir.

Ancak bunu çakma Atatürkçüler ve Kemalizm’i bu millete din olarak dayatanlar bilmiyor olmalı ki her milli bayramımızda bunu dile getirerek halkı bir nevi gaza getirme çabası içindeler… Tabii bir de bu işten siyasi rant elde etme peşinde olanlar var…

Yoksa Atatürk’ü çok sevdiklerinden dolayı değil…

Kemal Atatürk’ü çok sevenlere(!) buradan bir teklifim olacak.

Yok…

Vallah iyi niyetli bir teklif…

Atatürk’ü samimi bir şekilde sevenler, teklifimi makul ve mantıklı görebilir ama o’nu, Jakoben laik sistemin temsilciliğini yapan ve Kemalizm’i insanlara bir din gibi dayatanlar bu teklifime sıcak bakmadıkları gibi, sert bir şekilde de eleştirebilirler…

Hatta bu teklif, Atatürk’ün büstü önünde minicik yavrularımıza secde ettiren akıl fukarası insanların da hoşuna gitmeyecektir…

Ama olsun biz teklifimizi yapacağız ve Atatürk’ü gerçek manada kimlerin sevdiğini de böylece ortaya koymuş olacağız.

                                                          ***

Peygamberimiz (sav) Sahabe-i Kiram efendilerimiz ile otururken biri geldi ve İki cihan güneşine şöyle bir soru yöneltti:

“Ya Resulallah! Anamla babam öldükten sonra onlara yapabileceğim bir iyilik var mı?”

Bu soru karşısında Peygamberimiz (sav) şu cevabı verdiler:

Evet onlar için dua eder, günahlarının bağışlanmasını dilersin, vasiyetlerini yerine getirirsin, akrabasını koruyup gözetirsin, dostlarına da ikramda bulunursun” (Ebu Davut,Edeb 120)

M. Kemal Atatürk’ün ölüm yıldönümü olan 10 Kasım tarihine yaklaşıyoruz. Bütün illerimizde ve ilçelerimizde teşkilatı bulunan ADD, büyük bir organizasyon yaparak camilerde Kemal Atatürk adına Kura’an-ı Kerimler okutup, hayırlar yapabilir.

Hatta İBB başkanı Sayın Ekrem İmamoğlu, Eyüp Sultan da bir Yasini şerifte Atatürk için okuyabilir…

“Atatürk’ü eleştirmek caiz değildir” diyen cübbeli de kendi dergahında müritleri ile birlikte, Atatürk hakkında çeşitli programlar düzenleyip sahibi olduğu Tv kanalında bunu canlı olarak da yayınlayabilir…

10 Kasım günü bazı insanların Atatürk’ün mozolesi önünde dua ettiği de görülmekte… Oysa herkesin bildiği gibi Atatürk’ün mezarı mozolenin aşağı kısmında yer alıyor ve ziyarete kapalı. Hiç değilse 10 Kasım günü burası da halkın ziyaretine açılmalı ve gerçek mezarı başında dua etmek isteyenler dua edebilmelidir.

 Atatürk’ün adı hutbelerde kasti olarak anılmıyor diyenler; tilavet edilen Kur’an-ı Kerimlerin ve Mevlid-i şeriflerin ardından yapılan dualarda,  böylece Kemal Atatürk’ün ismini bolca duyabilirler…

Haa yapılacak olan bu organizasyonu “Laiklik ilkesiyle” bağdaştıramayanların ve “Olur mu öyle saçma şey..?”diyenlerin, Atatürk’ün isminin hutbelerde geçmemesinden dolayı serzenişte bulunmaya, Diyanet işleri başkanlığını ve mensuplarını hedef tahtasına koymaya, sosyal medyada küfürler ederek hakaret etmeye, saf ve temiz Müslümanları bu vesileyle kandırmaya çalışmalarına gerek yoktur…

Böyle bir organizasyonu “Laikliğe karşı” olarak görenlere acizane  iki hatırlatmada bulunacağım.

1-29 Ekim 1923’de Cumhuriyetimiz ilan edildiğinde, 30 Ekim 1923 tarihinde yayımlanan Resmi gazetede “TÜRKİYE DEVLETİNİN DİNİ, DİN-İ İSLAM’DIR”  ibaresi olduğuna göre, Cumhuriyetimiz İslam Cumhuriyeti olarak kuruldu.

Sosyal medya platformlarında, “ben Atatürkçüyüm” diyenlere, “Atatürk’ün ilkelerini sayar mısınız” denildiğinde, “Ay çok heyecanlandım… Şimdi unuttum” diyen çakma Atatürkçülere hatırlatalım. Laiklik ilkesi Anayasaya 5 Şubat 1937 yılında girdi…

2-23 Nisan 1920 tarihinde TBMM, Hacı Bayramı Veli Camiin de Mevlidi şerifler okunarak, dualar edilerek ve kurbanlar kesilerek açıldı.

Yani işin özü ve sizin anlayacağınız, 10 Kasım’da M. Kemal Atatürk’ün ölüm yıldönümünde camilerde Kuran-ı Kerim ve Mevlidi şerif okutmanız, laiklik ilkesine ters düşmez…

Yapılan dualar vesilesiyle de Atatürk’ün ismini bol bol duyarsınız…  

29 Ekim Cuma günü, Cuma namazında ki hutbede Atatürk’ün isminin anılmamasına kızan ve söylenen  kardeşlerimize  tekrar hatırlatalım:

“5 Mart 1924 tarihli karaname ile hutbelerde adından bahsedilmesini kendi imzasıyla bizzat yasaklayan Kemal Atatürk’ün kendisidir.”

Selam, saygı ve muhabbetlerimle….

                                                                                   Şaban DOĞAN

NOT DEFTERİ:

Suriye’de ki Türk askeri, bizim işimizi zorlaştırıyor. (ABD Başkanı J.Biden)

Kılıçdaroğlu başkanlığında ki CHP, teskereye hayır oyu verdi…

Biden’in sözü üzerinden düşündüğümüzde buna şaşırdık mı? Tabii ki de hayır!

Zaten CHP teskereye hayır oyu verince, Kandil ve Pensilvanya’dan teşekkür ve tebrikler de aldı…

CHP ve yetkililerine önerimiz:

“Lütfen bu milleti saf ve aptal yerine koymayın!”

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.