islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
34,7476
EURO
36,4850
ALTIN
2.948,71
BIST
9.681,11
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Hafif Yağmurlu
11°C
İstanbul
11°C
Hafif Yağmurlu
Çarşamba Hafif Yağmurlu
12°C
Perşembe Çok Bulutlu
13°C
Cuma Parçalı Bulutlu
15°C
Cumartesi Açık
16°C

Başpiskopos İeronimos

Başpiskopos İeronimos
Şaban Doğan

Lafa dümdüz gireceğim…

Eğip bükmeden…

Avrupa’nın şımarık eniğidir Yunanistan… Yunan halkı pek çalışmayı sevmediği için, AB’den aldıkları yardımlar ile geçinirler. Bu sebepledir ki, zaman zaman AB ülkelerinin gazına gelmeyi üzerlerinde bir borç veya görev addederler. Ve arabacı palisi gibi havlar durur ama ısırmaya cesaret edemezler.

Aynı günümüzde mavi vatan konusunda Fransa ve Almanya’nın gazına geldikleri gibi… Aynı yüzyıl önce İngiltere’nin gazına gelip, Anadolu topraklarını işgal girişiminde bulunarak, terör estirdikleri gibi… Gaza gelir bu Yunanlılar hep. Aynı arabacı palisi gibi… Hav, hav, hav…

Yunanistan Başpiskoposu İeronimos gazı fazla almış olmalı ki, katıldığı Open TV kanalın da Yunanistan’ın Kurtuluş savaşı ile ilgili bir programda “İslam’ın bir din olmadığını” ve “Müslümanların savaş yanlısı insanlar olduğunu” söylemiş. Hızını alamamış olmalı ki, “İslam, onun insanları din değil, siyasi bir parti, siyasi bir arzu ve savaş insanları. Yayılmacılığın insanlarıdır. İslam’ın özelliği bu. Muhammed’in öğretileri de bunu söylüyor” diyerek, zırvalama da sınır tanımamış.

Özellikle hangi din mensubu olursa olsun din adamlarının “insanlığın barışına” hizmet etmesi gerekirken İeronimos’un yaptığı bu açıklama, onun ruh sağlığının bozuk olduğunun bir göstergesidir. Eğer önyargıyla bakıyor, Kuranı Kerimi ve İslam tarihini okuyarak gerçekleri öğrenmeye imtina ediyorsa, ya da okudu da gerçekleri görmeyi ruh sağlığı sebebiyle kabul etmek istemiyorsa, tarihi gerçekleri tekrar tekrar incelemesini ve araştırmasını bu hasta ruhlu adama salık veriyoruz. Ya da gidip tedavi olmasını öneriyoruz.

Aslında bu psikolojik vaka, beyin hatlarını o kadar karıştırmış ki, içinde ki haçlı zihniyeti nüksetmiş de haçlıların İslam âlemine ve insanlığa yaptığı zulümleri, Müslümanlar yaptı diyerek gündem oluşturmaya çılışıyor. Ancak bu sözler döner dolaşır ve sözün sahibini öyle bir vurur ki, o bile anlayamaz ne olduğunu.

İslam büyük bir medeniyettir vegüneş balçıkla sıvanmaz. Dolayısıyla da başpiskopos’un gerçekten uzak bu sözleri, düpedüz hayâsızlık ve haysiyetsizliktir.

İslam dininin, barış, huzur, saadet, mutluluk ve adalet dini olduğunu başpiskopasa ve onun zihniyetinde ki insanlara ispatlamaya çalışmak gibi bir derdimiz yok. Zira siz ne anlatırsanız anlatın, sizin anlattığınız karşıdakinin anladığı kadardır. Kaldı ki bu tip insanların hasta ruh haline bürünmelerinin ve İslam’a saldırmalarının asıl sebebi, İslam’ın sevgi ve merhamet yönünü çok iyi bilmelerinden ve bu gerçekleri kabul etme cesareti gösteremeyişlerinden kaynaklanmaktadır. Onlar da çok iyi bilmektedir ki İslam kelimesi, “Silm” kökünden gelir ve “Barış-Huzur” demektir. Adı bile barış olan dinimizi, zulüm ile aynı kefeye koymaya çalışan bu din adamı kılıklı gerizekalıya küçük bir hatırlatma yapalım.

Asrı sadet döneminde Peygamberimiz Hz. Muhammed’in (sav) şehrinde bulunan Yahudi ve Hristiyanların özgürce yaşadıklarını ve kendi dini yaşayışlarında serbest olduklarını hatırlatalım.

İki cihan güneşi Peygamberimiz (sav) Mute savaşına çıkan İslam ordusuna “Kadınlara, çocuklara, yaşlılara ve tabiat varlıklarına zarar vermeyin. Cephede size kim kılıç çekiyorsa onlarla mertçe savaşın” emrini yüzyıllardır kendine düstur edinen İslam âlemi bunu hayata geçirmeye uğraşırken; tarih boyunca, başpiskoposun mensup olduğu dinin mensubu olmakla övünen haçlı orduları, önüne gelen herkesi ve herşeyi talan etmekden geri durmuyordu. Hatta kendi dindaşlarını bile…

Hangisini hatırlatalım ki Başpiskopos denen ve beyin hücreleri dumura uğramış bu adama? Haçlıların 1099 yılında Kudüs’de yaptığı katliamı mı anlatalım yoksa 1215 yılında Konstantiniye’de kendi dindaşlarına yaptıkları katliamları mı?

1492 yılında İspanya’da Müslüman ve Yahudileri zulüm uygulayarak zorla Hıristiyanlaştırma çabalarını, heralde başpiskopos bilmemektedir. Daha sonrasında ise bu mazlumlara Osmanlı devletinin sahip çıktığını ve kapılarını açtığını bu adamın bilmemesine imkân var mı acaba?

O kadar çok tarihi olay var ki… Ama çok gerilere gitmeye gerek yok. I. Dünya savaşından sonra İngilizlerin gazına gelerek Anadolu topraklarını işgal eden Yunanlılar, bu toprakların sahibi Müslüman Türklere yani bizlere yaptıkları zulümler, tarihin tozlu raflarında yazan gerçekler arasındayken, başpiskopos’un sözleri, kendisinin nasıl bir çıkmaz içinde olduğunu ayan beyan ortaya koymaktadır. Anadolu topraklarında kaldıkları süre içinde ve çekilerek defolup giderken bile yakıp yıkmayı ihmal etmediler. Şimdi kalkmışlar, insan ve din adamı kılığına bürünerek İslama ve Müsslümanlara dil uzatıp iftira etme cüretini gösteriyorlar.

Bugün bile hala bu izleri görmek mümkündür. Osmanlı devletinin temellerini atan Ertuğrul Gazi’nin türbesini kurşunlayacak kadar adileşenler, Hayme ana türbesini yağmalayacak kadar akıl ve izandan yoksun olanlar, camileri ateşe verecek kadar vahşileşenler, sivil halkı dahi katledecek kadar canileşenlerin İslama ve Müslümanlara saldırmaları gerçekten de manidardır.  Yunan askerlerinin ve Yunan halkının bir nevi temsilcisi olan başpiskopos çıkmış, utanmadan İslam’a ve Müslümanlara dil uzatıp iftiralarda bulunuyor. Bu müptezel adama aynaya bakmasını tavsiye ediyoruz. Eğer kurtuluş savaşı defteri açılırsa, Yunanlılar bu konuda herdaim zararlı çıkar. Arabacı palisi olan bu adama da tavsiyemiz, kuyruğunu kısıp oturması ve işine bakması olacaktır. Zira aslı bozulmamış ve vahyedilen Hz. İsa’ya inen öğretiler, biz Müslümanların da kıymet verdiği değerler arasındadır. Hz.İsa (as) da bizim inandığımız ve iman ettiğimiz peygamberlerdendir. Ama Hz. İsa hâşâ Allah’ın oğlu değil, elçisi ve peygamberidir.

Başpiskopos efendiye(!) bir hatırlatmamız daha var. Kurtuluş savaşından sonra Türkiye’ye savaş tazminatı ödemeniz gerekiyordu ya… Sizler bu savaş tazminatı yerine, Lozan’da, yakılmış ve yıkılmış bir şekilde olan Edirne Karaağaç’ı 15 Eylül 1923’de vererek kurtulmuştunuz ya… Hah tam da burada bir sözümüz var:

“Artık karşınızda o zaman ki Türkiye yok.”

Kim olursa olsun, ister din adamı, ister devlet adamı, isterse de bilmem ne adamı…

Hangi din olursa olsun, hangi din mensubu olursa olsun, dini duyguları hafife almak ve müstehzi bir tavır takınmak, kimsenin haddi değildir!

Selam, saygı ve muhabbetlerimle…

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.