Beyrut limanındaki büyük patlama, kenti sallamış ve şehrin limanının çoğunu dümdüz etmişti. Patlama başkentteki binalara zarar vermiş, gökyüzüne dev bir mantar bulutu oluşturmuştu. Yetkililer, yüzlerce kişinin öldüğünü ve binlerce kişinin yaralandığını, cesetlerin molozlara gömüldüğünü itiraf etmişlerdi. Almanya’nın yerbilimleri enstitüsü GFZ’ye göre patlama 3,5 büyüklüğünde bir deprem oluşturmuş, Akdeniz’de 200 kilometreden ötedeki Kıbrıs adasına kadar hissedilmişti. Uzmanlar patlamanın hem nedenini hem de neden bu kadar büyük etki oluşturduğunu inceliyorlar. Patlama sadece kenti harab etmekle kalmadı, istifalarla ülkenin hükümetini ve siyasi sistemini de havaya uçurdu. Şimdi patlama konusunda uluslararası uzmanların, hatta FBI’ın desteği aranmakta.
Ani yıkım, hem koronavirüs salgını hem de ekonomik krizle zaten mücadele eden bu ülkeyi ezdi. Gün boyunca Lübnan’ın çevresinden gelen ambulanslar yaralıları götürmüş. Hastaneler hızlı bir şekilde kapasitenin ötesine geçerek kan bağışına devam edilmesini istiyor ve jeneratörler sık sık kesilen elektriklerin yerine geçiyor. Ordu helikopterleri bile Beyrut limanında çıkan savaş yangınlarına yardım etmişti. Patlamanın nedeni hala kesin olarak saptanmadı ancak yangının limandaki patlayıcı ve yanıcı maddelerden oluşan depodan çıktığı tek bilinen. Lübnan Genel Güvenlik şefi Abbas İbrahim, bir süre önce bir gemiden el konulan ve limanda depolanan çok patlayıcı maddelerden kaynaklanmış olabileceğini ortaya koymuştu. Yerel medya malzemenin aslında bir suni gübre olan sodyum nitrat olduğunu belgelemişti.