islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
32,9449
EURO
35,7631
ALTIN
2.529,53
BIST
10.891,42
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
28°C
İstanbul
28°C
Az Bulutlu
Cumartesi Açık
32°C
Pazar Açık
32°C
Pazartesi Az Bulutlu
30°C
Salı Az Bulutlu
29°C

Bu Dünyada Ya Veli Gibi Yaşamalı Ya da Deli Gibi

Bu Dünyada Ya Veli Gibi Yaşamalı Ya da Deli Gibi

Dedim kendi kendime: “Aslanım, akıbetin hayırlı olmasını istiyorsan, bu dünyada ya veli gibi yaşayacaksın ya da deli gibi. Çünkü velilere korku ve hüzün yok, delilere de sorgu-sual yok.”

Bu sözü bana söyleten bir ayet ve bir hadis oldu.

Âyet şu: اَلَٓا اِنَّ اَوْلِيَٓاءَ اللّٰهِ لَا خَوْفٌ عَلَيْهِمْ وَلَا هُمْ يَحْزَنُونَۚ “Haberiniz olsun ki, Allah dostlarına (velilere) korku yoktur ve onlar üzülecek de değillerdir.”[1][1]

Hadis de şu: “Üç kişiden kalem kaldırılmıştır:

1-Büyüyünceye kadar çocuktan,

2-Uyanıncaya kadar uyuyandan,

3-İyileşinceye kadar akıl hastasından.”[2][2]

Yani bunlar yaptıklarından sorgulanmayacaklardır.

Gelin bir de Allah’a yakarışında “Sen benim dostumsun Allahım” diyen Yusuf peygamberin (as) macerasını kısaca hatırlayalım:

Yusuf (as) Yakup peygamberin 12 oğlundan biri idi. Bir gece rüyasında on bir yıldızla beraber güneş ve ayın kendisine secde ettiğini gördü. Babası, ondan rüyasını kardeşlerine anlatmamasını istedi. Babası tarafından çok sevilmesi, kardeşlerinin kıskançlık duygularını kabarttı. Kardeşleri, hile ve yalanla onu götürüp kuyuya attı. Yoldan geçen bir kafile tarafından bulundu. Mısır pazarına götürülüp köle olarak satıldı. Mısır azizinin sarayında büyürken Azizin hanımı Züleyha kendisine âşık oldu, onu kendisiyle birlikte olmaya davet etti. O, ben bu ihaneti yapamam, dedi, daveti reddetti. Reddettiği için iftiraya uğradı. Zindana atıldı. “Rabbim! Zindan bana kadınların benden istediklerinden daha iyidir. Eğer onların bana kurdukları tuzağı boşa çıkarmazsan, onlara meyleder ve cahillerden olurum!” dedi. Rabbi de onun duasını kabul etti ve kadınların tuzağına düşürmedi.[3][3] Yedi sene zindanda kaldı. Masum ve rüya tabirinde mahir biri olduğu anlaşılınca zindandan çıkarıldı. Mısıra sultan oldu. İlahî kader, kendisini kuyuya atan kardeşlerini ona muhtaç etti. O da kardeşlerini affetti, ihtiyaçlarını karşıladı. Anasını-babasını ve kardeşlerini yanına getirtti. Böylece gördüğü rüya gerçekleşmiş oldu.

Firkatin, gurbetin ve hasretin bittiği; vuslatın, servetin ve saltanatın sefasını süreceği tam bu sırada şöyle bir dua etti:

“Ey yerlerin ve göklerin yaratıcısı olan Allahım! Dünyada da, ahirette de benim velim (dostum ve sahibim) sensin. Beni Müslüman olarak vefat ettir ve beni Salihlerin (yani veli kulların) arasına kat!”[4][4]

Hangi babayiğit bu imkâna sahip olur da onun tadını çıkarmadan ölümü ister? Hangi baba yiğit alımlı ve son derece cazibeli bir kadının birlikte olma davetini geri çevirir? İşte bunları ancak Yusuf gibiler ve onların sıkı takipçisi olan Allah dostları yapar. Onlar öylesine Allah’a sevdalanmışlardır ki, onların gözünde Allah’ın rızasından başka bir şey yoktur. Onlardaki Allah sevdası, öylesine onları istila etmiştir ki günah işlemeyi bir tarafa bırakın, günah işleme düşüncesini bile onlar semtlerine yaklaştırmazlar. Allah bu hassasiyete sahip dostlarına müjde veriyor ve şöyle buyuruyor: Dünya hayatında ve ahirette onlara müjdeler olsun. Allah’ın sözleri (ve va’adleri) için asla değişiklik yoktur. İşte en büyük kurtuluş ve mutluluk da budur.”[5][5]

Yusuf (as) biliyordu ki kavuştuğu dünya saltanatından daha büyük ve daha cazibeli bir sefa, bir sürür, bir saltanat kabrin öbür tarafındadır. Bunun içindir ki o, ahiretin ebedî sultanlığını dünyanın fani sultanlığına tercih etti. Allah dostu olmayı her şeyin üstünde büyük bir nimet ve devlet gördü. Hakikat böyle olmasaydı, herkesin etrafında pervane olduğu bir anda, sefa süreceği bir hengamda ölümü ister miydi?

Allah, bu şuuru, bu sevdayı ve bu aşkı cümlemize nasip eylesin. Dünya saltanatını ve gücünü menfur emellerine alet eden zalimlerden ve o zalimleri alkışlayan gafillerden eylemesin.

Allah, bütün müminlerden, samimiyetle inanmalarını ve adeta bütün dünyaya meydan okurcasına şöyle demelerini istemektedir:

اِنَّ وَلِــيـِّـيَ اللّٰهُ الَّذ۪ي نَزَّلَ الْكِتَابَۘ وَهُوَ يَتَوَلَّى الصَّالِح۪ينَ 

“Hiç şüphesiz benim velim, (dostum, sahibim, kusursuz bir) kitabı (Kur’an’ı) indiren Allah’tır. O, iyilerin yarı ve yardımcısı, koruyup kollayıcısıdır.”[6][6]

Dr. Vehbi KARAKAŞ


[7][1] Yunus, 10/62

[8][2] Ebu Davud, Hudud, 17

[9][3] Yusuf, 12/33-34

[10][4] Yusuf, 12/101

[11][5] Yunus, 10/64

[12][6] A’raf, 7/196

Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi


Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.